CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 'Türkiye Muhtarlar Buluşması' programı kapsamında İzmir'de muhtarlarla bir araya geldi. Partisinin, 'Temel Muhtarlık Kanunu' taslağı hazırladığını söyleyen Kılıçdaroğlu, muhtarlıklara bütçe ayrılarak sosyal yardımların bu kurum üzerinden gerçekleştirilmesi gerektiğini savundu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şu şekilde:
Bir temel muhtarlık kanununa ihtiyacımız var bizim. Görevleri, yetkileri, seçimlerin nasıl yapılacağını anlatan bir kanun bulunması gerekir elinizin altında. Bunu yaptık, 105 maddeden oluşan bir Muhtarlık Temel Kanunu taslağını hazırladık.
Niye sizin birleşik bir oy pusulanız yok. Bu siyaset kurumunun muhtarlığa değer vermediği anlamına gelir.
Sizin bir bütçeniz olması lazım. Bütçe aynı zamanda denetim demektir. Fakir bir ailenin çocuğu üniversiteyi kazandı. Otobüs parası dahi yok. Belediye başkanına ulaşamaz, milletvekiline ulaşamaz. Kime ulaşır? Muhtara ulaşabilir. Kapısı açıktır, gider anne baba çocuğumuz kazandı bu çocuğun gitmesi lazım.
Ben bunu ilk söylediğimde kaynağı nereden bulacaksın diye sordular. Emlak Vergisi'nin yüzde 1'i, yüzde 2'si tahsis edilse ayıp mı olur, yanlış mı olur, günah mı olur?
'SADECE MUHTARLIKLARI DEĞİL, BELEDİYELERİ DE GÜÇLENDİRMEK İSTİYORUZ'
Biz sadece muhtarlıkları değil belediyeleri de güçlendirmek istiyoruz. Otopark yerini merkezi hükümet yapmaz. Belediye yapmak zorundadır. Taşıt alım vergisini, motorlu taşıtlar vergisini kim alır: Merkezi yönetim. Niye belediye almıyor? Gelişmiş ülkelerde bu tür yerel vergileri yerel yönetim alır. Hem kaynak vermiyorsunuz hem sorunu çözmüyorsunuz.
Bu ne anlama geliyor? Biz dersimize iyi çalışıyoruz. Çünkü Türkiye'yi yönetmeye talibiz. Adaletle, ahlakla, bilgiyle, birikimle yöneteceğiz Türkiye'yi.
Yanlış yönetim kaynak israfıdır. Yanlış yönetim insanlarda derin travmalara yol açar. Siyasete güveni sarsar. Bunu çözeceğiz.
Köy tüzel kişiliklerini mahalleye dönüştürdük ama mahalle değil. Malına, mülküne el koydular; onları da iade edeceğiz.
'SOSYAL YARDIMI MUHTAR DAĞITACAK'
Sosyal yardımları politik amaçlarla değil sosyal yardımları muhtarlık aracılığıyla dağıtmamız lazım. Sosyal yardımı muhtar dağıtacak. Çünkü muhtarın politik kimliği de yok. Bir partiye üye olabilir ama seçime giderken bir politik kimlikle seçime girmez, adıyla girer.
Sosyal yardımların dağıtımını politikacıya verirsen böyle olur. Fakirleri diziyorsun sıraya, televizyoncuları çağırıyorsun diyorsun ki 'Ben bu fakirlere nohut, mercimek, süt dağıtacağım.' Bu insan onuruna aykırıdır. Bir yoksulu teşhir etmek günahtır. Muhtar bu sorunu ortadan kaldırır.
BELEDİYE MECLİSLERİNDE TEMSİL HAKKI VAADİ
Belediye meclisi bir karar alıyor. Mahalleli muhtara soruyor, 'Nedir bu karar' diye. Muhtar, 'Valla ben de yeni öğrendim. Çünkü belediye meclisi üyesi değilim.' O zaman ne yapılacak. Muhtar mahallesiyle ilgili karar alınacağı zaman meclise gidecek ve söz ve karar sahibi olacak. Mahalleyle ilgili karar alındı. Muhtarın haberi yok. Biz buna demokrasi diyoruz. Böyle demokrasi olmaz.
Ben sizin oyunuza talip değilim. Ben sizin sorunlarınızı çözmeye talibim. Hiçbir devlet bir kişinin iki dudağı arasına teslim edilemez. Dünyada böyle bir örnek yoktur.
Türkiye, ikinci yüzyıla giriyor. Türkiye'nin ikinci yüzyılda barış içinde kalkınması lazım. Çatışarak, karalayarak, kötü örnek olarak değil.
Devlet soyulacak organ değildir. Siyaset, devletin rantını cebine indiren bir kurum değildir. Halk için, vatandaş için, adalet için, fakir fukara için çalışır. Onun için sosyal devlet diyoruz.
Size ödenek veriliyor, size maaş verilmesi lazım. SGK primlerinizin yatırılması lazım.
Sosyal kimlikler üzerinden siyaset yapıp, hangi sosyal kimliğin sorunları varsa onlara çözüm üretmek zorundayız.