Büyükelçi krizinin aşılmasını memnuniyetle karşılayan Alman politikacılar Türkiye'yi AİHM kararları konusunda uyardı. SPD'li Nils Schmid, 'Aksi takdirde Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nden ihraç edilmesi kaçınılmaz olur' dedi.
Türkiye'de Osman Kavala bildirisi ile başlayan büyükelçi krizinin dün karşılıklı atılan adımlarla aşılmış olması Alman politikacılar tarafından memnuniyetle karşılandı.
Almanya'da Yeşiller ve Hür Demokrat Parti (FDP) ile koalisyon görüşmeleri yürüten Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) dış politika uzmanı Nils Scmid Alman RBB Radyosu'na yaptığı açıklamada 'zor diplomatik çalışmalar yürütüldüğünü ancak sonunda Erdoğan'ın geri adım attığını' söyledi.
Deutsche Welle Türkçe'nin aktardığı habere göre, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Osman Kavala'nın 'derhal tahliye edilmesi' yönündeki kararını hatırlatan Schmid, 'Türkiye bu kararları uygulamamakta ısrar ederse Avrupa Konseyi üyeliğinden çıkarılması kaçınılmaz olur' dedi. Büyükelçilerin Kavala bildirisi sonrası tırmanan gerginliğin arkasında 'iç siyasi nedenlerin bulunduğu' değerlendirmesi yapan Schmid, Erdoğan'ın 'dış politikada yaratılan gerginliklerle dikkatleri iç politik zaaflardan başka yöne çekme gayreti' içinde olduğunu olduğunu belirtti. Schmid, Erdoğan'ın bu yönteme son yıllarda birçok kez başvurduğunu ifade etti.
Hristiyan Demokrat Birlik'in (CDU) Federal Meclis grubu başkan vekili Johann Wadephul ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a 'üzerinden ilerleyebileceği bir köprü sunulmasının' doğru bir adım olduğunu belirtti. Türkiye'nin jeostratejik konumu ve Rusya ile Ortadoğu'ya yakınlığı nedeniyle NATO için önemli bir askeri ortak olduğunu belirten CDU'lu politikacı, Türkiye'nin böyle de kalması gerektiğini ifade etti. Wadephul, Türkiye'nin uzun dönemde 'başka bir hükümet döneminde yeniden Avrupa'ya yakınlaşacağından emin olduğunu' söyleyerek, 'Ülkede şu anda da Avrupa yanlısı güçler var' diye konuştu.
ABD, Almanya ve Fransa'nın da aralarında bulunduğu 10 ülke büyükelçisinin tutuklu iş insanı ve insan hakları savunucusu Osman Kavala'nın serbest bırakılması için Türk hükümetine yaptığı ortak çağrının ardından Ankara ile Batı arasında yaşanan 'istenmeyen kişi' krizi dün büyükelçiliklerin Viyana Sözleşmesi'nin 41. maddesine bağlılıklarını teyit ettikleri açıklama ile aşılmıştı.