BM’de geçen ay 43 ülke adına yapılan ortak açıklamada, Doğu Türkistan’daki zulüm uygulamalarından endişe duyulduğu kaydedildi. Ancak Tel Aviv ve Bern’in cılız bir uyarı metnine bile imza atmaması dikkat çekmişti. İki ülkenin tavrının ardında siyasi pazarlık olduğu ortaya çıktı. İsviçre'nin Çin’le yürüttüğü stratejik diyalog sürecini gözettiği belirtildi. Uygur Özgürlüğü için Yahudi Hareketi ise İsrail hükümetinin Pekin yönetimiyle ilişkilerde dengelenmesi gereken başka çıkarları olduğunu savundu.
UYGURLARA ZULÜM PAZARLIK MASASINDA
Çin’in ticari ve politik gücünü kullanarak Uygurlara yönelik zulme tepkileri susturma politikası bir kez daha devrede. İsrail ve İsviçre, U dönüşü yaparak BM’de Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlalleri konusundaki endişeleri dile getiren bildiriye destek vermedi. Uygur Özgürlüğü için Yahudi Hareketi, İsrail hükümetinin Çin ile pazarlık yaptığını öne sürdü. İsviçre ise ‘vaka bazlı değerlendiriyoruz’ savunmasını yaptı.
Türkiye’nin de aralarında olduğu 43 ülke, geçen ay Birleşmiş Milletler’de altına imza attıkları bir bildiriyle Çin’i, Uygur Türkleri ilgili olarak “hukukun üstünlüğüne tam saygı gösterilmesini” sağlamaya çağırırken, İsrail ve İsviçre’nin tutum değiştirerek ‘sessiz’ kalması insan hakları eylemcilerince şaşkınlıkla karşılandı.
Fransa tarafından BM’de okunan ortak bildiride ülkeler, “Çin’i, bağımsız gözlemcilerin Doğu Türkistan’a acil, amacına uygun ve engelsiz erişimine izin vermeye çağırıyoruz” ifadeleri yer almıştı.
Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa ise İsviçre ve İsrail’in daha önceki bildirilere imza attığına dikkat çekerek, “Özellikle İsviçre Doğu Türkistan’daki zulmü kınayan ortak bildirilere her zaman katılırdı” dedi.
Gerçekten de temmuz ayında İsrail ve İsviçre Uygurlara yönelik insan hakları ihlalleriyle ilgili ortak açıklamaya imza atan 42 ülke arasındaydı. İnsan hakları eylemcilerine “peki şimdi ne değişti” diye sorduran bu tavır değişikliğiyle ilgili VOA’ya e-posta yoluyla açıklama yapan İsviçre dışişleri bakanlığı sözcüsü Pierre-Alain Eltschinger, İsviçre’nin Çin ve insan hakları konusundaki temel pozisyonu değişmedi. Çin’de insan hakları durumundan kaygılanmaya devam ediyoruz” diyen Eltschinger, İsviçre’nin ortak bir açıklamaya desteğinin ‘vaka bazında’ değerlendirildiğini savundu. İsrail dışişleri bakanı sözcüsü konu hakkında bilgi vermekten kaçınırken Uygur Özgürlüğü için Yahudi Hareketi, İsrail hükümetinin ilişkileri “korumak” için Çin ile pazarlık yaptığını öne sürdü. Grup, VOA’ya gönderdiği e-postada, “Haziran ayında daha önceki bir bildiriyi imzalarken Uygur meselesinin doğru tarafındaydı ve [İsrail’i] bu pozisyonu yeniden tesis etmeye çağırıyoruz” dedi.
Dolkun İsa, bir ülkenin Çin’den gelen diplomatik baskı karşısında Uygur insan hakları konusundaki tutumunu değiştirmesinin Birleşmiş Milletler’de görülmemiş bir durum olmadığını söyleyerek, “Haziran ayındaki son açıklamada, Ukrayna başlangıçta 44 BM üye ülkesi tarafından verilen ortak açıklamanın bir parçasıydı. Ancak kısa süre sonra Çin’in Ukrayna’ya karşı uyguladığı aşı diplomasisi nedeniyle imzasını geri çekti” dedi.
kaynak: karar