DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin haftalık basın toplantısında konuştu. Babacan'ın gündeminde ateşi söndürülemeyen döviz kuru vardı. Ekonomideki kötü gidişatı 'yerli ve milli bir kriz' olarak yorumlayan Babacan, ''2001'deki krizi çözmemiz 2 sene sürmüştü. 2008-2009 krizini altı ayda çözdük, yine çözeriz'' diyerek ekonomik krizle mücadelede 21 çözüm önerisini açıkladı.
Babacan'ın konuşmalarından öne çıkanlar şöyle:
‘OLAN BİTENİN FAİLİ BEŞTEPE’DE’
“Sayın Erdoğan, ‘Tüm dünyada kriz var’ diyerek yaşananları mazur göstermeye çalışıyor. Dünyada bizdekine benzer nitelikte bir kriz yok. Olan biten burada, Türkiye’de. Çünkü olan bitenin faili Beştepe’de. Bu, yerli ve millî bir kriz.”
‘İKTİDAR MEDYASI DAR ÇEVRELERİN EYLEMİNİ SALDIRI VARMIŞ GİBİ ABARTTI’
“Dün ülkemizin çeşitli şehirlerinde bazı küçük eylemler yapıldığını basından gördüm. Hemen peşinden iktidar medyası ve vekilleri, bazı dar çevrelerin düzenlediği bu eylemleri, sanki büyük bir saldırı varmış gibi, ülke güvenliği tehdit altındaymış gibi abarttı da abarttı. Allah aşkına kendinize gelin. Savaş yok, ayaklanma yok, şiddet yok, saldırı yok.”
‘İNECEĞİNİZ DURAĞA GELMEK ÜZEREYİZ, YAVAŞ YAVAŞ HAZIRLANIN’
“Propaganda aygıtından sorumlu kişileri biliyorsunuz. Kendileri devlet memuru ama halka değil, sadece bir kişiye hizmet ediyorlar. Bir ucundan tutmuşlar, parti-devlet el ele hep birlikte ‘vazgeçmeyeceğiz’ demeye başlamışlar. Sakin olun, size kimse bu hamaset oyununu oynatmaz. Kimse bu ‘yalandan mağdur’ pozlarına girmenize müsaade etmeyecek. Bu oyunu çok gördük. Bu sefer tutmaz, kimse inanmaz. ‘Bağımsızlık mücadelesi’ falan diyerek halkımızı kandırmaya çalışmayın. O günler geçti. İneceğiniz durağa gelmek üzereyiz. Müsait bir yerde inmeye yavaş yavaş hazırlanın.”
‘KUTSAL KİTABIN SAYFALARINI MIZRAK UCUNA TAKIP SAVAŞANLAR GİBİ Mİ ANILMAK İSTİYORLAR?’
“Merkez Bankası’na faizi indirsin talimatını ‘nas’ ile verdi. Kutsal kitabın sayfalarını, mızrak ucuna takıp savaşanlar gibi mi anılmak istiyorlar acaba? Madem faize karşılar, derhal sıfırlasınlar. Ama maksatları, sık sık yaptıkları gibi, dinimizin kutsallarını siyasete alet etmek. Bu iktidar her sıkıştığında ya dinî ya da millî duyguları istismar ediyor. Bir gün ‘nas’, bir gün ‘kurtuluş savaşı’ diyor.”
TÜM BUNLARA DEĞDİ Mİ SAYIN ERDOĞAN?
Bu yaşananlar tek bir kişinin keyfi bir şekilde inatla attığı adımlar sonucunda yaşanıyor. Tüm bunların bedelini milletimiz alın teriyle ödedi ve ödüyor. Tek yetkili oldu ve hemen ardından ülkenin 137 milyar dolarlık rezervi çarçur edildi. Kurdaki artış ülkenin dış ticaretinde ağır bir yük oluşturacak. Tüm bunlara değdi mi Sayın Erdoğan?
'KRİZLERİ ÇÖZDÜK YİNE ÇÖZERİZ'
Asla karamsarlığa umutsuzluğa yer yok. 2001'deki krizi çözmemiz 2 sene sürmüştü. 2008-2009 krizini altı ayda çözdük, yine çözeriz. Bu kriz bugün itibarıyla önceki krizlerden daha kolay çözülür niteliktedir. Bu yokluk günler de sona erecektir. Şuanda yaşadığımız ekonomik krizin sebebi siyasidir. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilmesi, hukukun üstünlüğünün sağlanması, ehliyet ve liyakatın kurumsallığın hayata geçirilmesi gerekiyor. Büyüme tüketim ve kamu harcamaları yerine yatırıma ihracata yöneltilmesi gerekmektedir.
DEVA’DAN 21 ÇÖZÜM ÖNERİSİ
Babacan ayrıca partisinin ekonomik krize karşı acil çözüm önerilerini açıkladı. DEVA Partisi’nin çözüm önerileri şöyle:
1. Türkiye’nin başarılı olduğu dönemde ekonomide alınan karar ve uygulamalara yön vere şeffaflık, kurala dayalı yönetim zihniyeti, öngörülebilirlik, sorunların yapısal ve kök nedenlerine odaklanma, veri analizine dayalı yaklaşım gibi temel ilkelere mutlaka dönülmelidir.
2. Merkez Bankası yasası derhal değiştirilerek banka tam bağımsız hale getirilmelidir.
3. Merkez Bankası üst yönetimi, TBMM Plan Bütçe Komisyonu tarafından kamuya açık biçimde değerlendirmeye tabi tutularak, liyakat ve ehliyet sahibi kişilerden seçilmelidir.
4. TÜİK yasası derhal değiştirilerek kurum tam bağımsız hale getirilmelidir.
5. TÜİK üst yönetimi, TBMM Plan Bütçe Komisyonu tarafından kamuya açık biçimde değerlendirmeye tabi tutularak, liyakat ve ehliyet sahibi kişilerden seçilmelidir.
6. TÜİK istatistikleri akademisyen ve uzmanlardan oluşan komisyonlar tarafından düzenli biçimde kalite ve güvenilirlik testine tabi tutulmalıdır.
7. Bir kara delik hakine gelen Varlık Fonu ve ne işlev gördüğü belli olmayan kurullar, bir sürü politika kurulu derhal kapatılmalıdır.
8. Stratejik planlama ve koordinasyondan sorumlu yeni bir kurum kurulmalıdır.
9. Kamuda yeni bina, araç, temsil, ağırlama gibi giderler durdurulmalıdır.
10. Kamu-özel iş birliği projeleri eksiksiz bir biçimde Sayıştay denetimine açılmalıdır.
11. Kaynaklar rant projelerinde değil, ülkemizin rekabet gücünü artıracak alanlarda kullanılmalıdır. Bu çerçevede, Kanal İstanbul projesi bir an önce gündemden düşürülmelidir.
12. Yeniden birer arpalık haline getirilen ve sürekli zarar ettirilen KİT’lerdeki kan kaybı durdurulmalıdır.
13. Kamu ihale kanunu sil baştan yeniden yazılmalı; kamu alımlarında adil rekabet ve fırsat eşitliği sağlanmalıdır.
14. Kamu bankalarının siyasi mülahazalarla kredi verme operasyonları durdurulmalıdır.
15. Kamu görevine alımlarda mülakat uygulamasına son verilerek kamudaki tüm atamalar ehliyet ve liyakate dayalı hale getirilmelidir.
16. İmar değişikliklerinden kaynaklanan rantlar etkin bir şekilde vergilendirilmeli ki sanayi ile gayrimenkul sektörü arasında denge kurulabilsin ve sanayi yeniden cazip olabilsin.
17. Asgari ücret, memur, işçi ve emekli maaşları, geçmiş kayıplar, gıda enflasyonu ve dar gelirli kesimlerin tükettiği mal sepetindeki fiyat artışları dikkate alınarak yükseltilmelidir.
18. Gübre, tohum, ilaç, mazot, yem başta olmak üzere girdilerdeki artışları dengeleyecek ve çiftçilerimizi koruyacak özel bir destek programı oluşturulmalıdır.
19. Dar gelirli kesimleri gıda, elektrik, doğalgaz, kömür ve benzeri temel ihtiyaç maddelerindeki enflasyona karşı koruyacak özel bir destek programı oluşturulmalıdır.
20. Esnafımız için de özel bir doğrudan destek, kredi ve garanti programı acilen oluşturulmalıdır.
21. Orta Vadeli Program ve bütçe yukarıdaki öneriler doğrultusunda yenilenmelidir.