Cumhuriyet Halk Partisi, döviz kurlarındaki yükselme ve ekonomideki son gelişmeler üzerine Olağanüstü MYK toplantısı yaptı. Toplantının ardından CHP Genel Başkanı Genel Merkez binasında açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, vatandaşların erken seçim istediğini söyleyerek, iktidarı erken seçime zorlamak için elinden geleni yapacağını söyledi.
Kılıçdaroğlu, ekonomideki gidişatın siyasi iradenin değişimiyle birlikte değişebileceğini belirterek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, 'Milletten niye korkuyorsun kardeşim? Demokrasiden, sandıktan niye korkuyorsun? Getir sandığı kardeşim' diye seslendi.
'MUTFAKLARDA YANGIN VAR'
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarında satır başları şu şekilde:
'Doğrusunu isterseniz söze nereden başlayacağımı bilmiyorum. Öyle bir karamsar atmosfer yaratıldı ki çıkış arıyoruz. Demokrasi için de çıkış arıyoruz. Milleti rahatlatacak bir çıkış arıyoruz.
Gerçekten mutfaklarda yangın var. Söz olarak söylenmiyor bu. İktidar sahipleri gitsinler herhangi bir eve, asgari ücretlinin evine gitsinler görsünler mutfaklardaki yangını. Bir sorsunlar 'ay başını nasıl getiriyorsun?'. Bir sorsunlar işsiz çocuğun var acaba baba ile çocuğu yüzüne bakabiliyor mu? Bunu dahi soramıyorlar.
Öyle bir tabloya taşıdılar ki bir tarafta mutfaklarda yangın var bir tarafta piyasalarda büyük bir güvensizlik var. Güvensizliğin kaynağı şahsım hükümeti, sarayda oturan zath. Her konuşmasıyla ekonomiyi allak bullak ediyor. Eskiden devlet liderleri kürsüye geldiği zaman çözüm üretirlerdi. Şimdi çözüm bırakılmış nasıl kavga ederiz onun arayışı içinde. Böyle bir arayışa giren şahsım hükümetinin, Türkiye Cumhuriyeti'ni akılla ve mantıkla yönetmesi mümkün değildir.
'DEVLETİ BİR KİŞİ ESİR ALMIŞ DURUMDA'
Liyakati yok ettiler, devleti çürüttüler. Devlet aklı denilen kavram tümüyle bitti. Şahsım hükümetinin aklı var başka kimsenin yok ülkede... 2018 Ağustos'undan beri uyarıyorum. Ülkesini seven, ülkesine 27.5 yıl hizmet eden bir kişi olarak daha kriz kapıdayken sorumluluk hissederek uyardım. Neler yapması gerektiğini de madde madde açıklıyorum. En cahil insanın bile anlayabileceği dili kullanmaya özen gösterdim ama uyulmadı sonra kriz çıktı. 2020'de kriz buhrana dönüşmek üzereyken de açıkladım. Yanlış yapıyorsunuz dedim. Buhran olursa fatura millete çıkacak dedim ama yine dinlemedi. Geldiğimiz nokta kritik nokta. Fakir fukaranın çocukları açlığa mahkum edilecek. Açlık fakir fukaranın kapısındadır. İnsanlar çocuklarını doyuramayacaklar. Mamalara kelepçe vuruluyorsa, sadece 1 paket alabilirsiniz diye sınırlama getiriliyorsa o paket bittiği zaman ne olacak? Ben size ortaçağın Türkiye'sinden bahsetmiyorum, bugünün Türkiye'sinden bahsediyorum. Türkiye'yi aralıksız yöneten bir iktidardan bahsediyorum. Yönetme gücünü kaybetmiş kişiden bahsediyorum. Devleti bir kişi teslim almış durumda. Sorumlu bellidir, Erdoğan'dır.
'HANİ SEN YERLİYDİN, MİLLİYDİN?'
Defalarca uyardım 'kendi vatandaşından dolarla borçlanma' dedim. Hani sen yerliydin, milliydin? 'Türkiye vatandaşını Londra'daki bir avuç tefeciye teslim etme dedim. Alınteri karşılığında ödediğimiz vergiyi Londra'daki tefecilere veriyorsun' dedim, dinlemedi.
Ekonomide, mutfaklarda var yangın. Defalarca söyledim. Bir anayasal kurum var Ekonomik ve Sosyal Konsey bir çağır bunları, bu yangını nasıl söndürebiliriz bir çağır, konuş dedim. Yapmadı. Bir kibrin devlete maliyetidir bugün yaşadıklarımız. Kibirli insanın bir ülkeye hizmet etme şansı yoktur.
İsrafı, yolsuzluğu bırakın engellemeyi yapanları devletin en önemli kurumlarının başına getirdiler. Böyle bir tabloyu vicdanı olan herhangi bir vatandaş kabul edebilir mi? Bütün bu tabloların tek sorumlusu vardır. Kifayetsiz, kibirli Erdoğan'dır. Kibrini yenememiştir teslim olmuştur. Toplumun başına bu belaları getiren kişi budur.
'NE DIŞ MİHRAKI KARDEŞİM?'
Açtığı belalardan nasıl kurtulabilir bunun arayışı içinde neymiş dış mihraklarmış... Neymiş efendim ekonomik modellermiş... Ne dış mihrakı kardeşim? Dışardan kimliği belirsiz 13 milyar dolar para geldi, kimin parasıydı bu para? Sen dış mihraklar diye kimden söz ediyorsun? Dış mihraklar kim, çık söyle. Milleti kandıracağını zannediyor, millet artık yemiyor bunları cebindeki paraya, mutfağına, elektrik faturasına bakıyor. Dış mihraklar sana bunu yaptırdıysa senin zaten orada olmaman lazım. Her gelenin kandırdığı bir adam Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yönetebilir mi? Dış mihraklar demek beni kandırdılar demektir. Çocuk musun sen?
'BUNLAR GAYRİ MİLLİDİR, DESTEKLEYENLERDE GAYRİ MİLLİDİR'
Erdoğan ve şürekasının tek bir hedefi vardır Türkiye'yi, insanımızı fakirleştirmek. Dolar baronlarına hizmet edenler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına hizmet edemezler. Türk Lirası'nın değerini koruyamayan kişiye milliyetçi denilemez zaten. Bunlar gayri millidir. Destekleyenler de gayri millidir.
Türkiye'yi çok fakir yapacaklarmış, bütün değerler düşecekmiş, dışarıdan bize bol para gelecekmiş. Beyefendi sen kendine Londra'da mı, New York'ta mı yer yaptın? Biz bu ülkede oturacağız. Senin nerelerde ne yaptığını ben gayet iyi biliyorum. Dünyalıklarını nerede yaptığını, dolarlıklarını, Man Adası'nı da çok iyi biliyorum ama bu milletin hakkını korumak benim ve arkadaşlarımın görevidir. Sen Türkiye'yi birilerine peşkeş çekiyorsun biz buna isyan ediyoruz. Yaptığı tam bir delilik, zırvalıktır. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bütün birikimlerini değersizleştirecek. Satmaktan bıkmadın mı sen? Her şeyi sattın. Bu ülkenin bir onuru, parası var. Onu bile peşkeş çektin.
'BU YANGINDAN TÜRKİYE'Yİ ÇIKARMAK TEMEL GÖREVİMİZDİR'
Türkiye'yi bu zor tablodan çekip çıkaracağız kimsenin endişesi olmasın. Bu tablodan, bu yangın alanından vatandaşı çekip çıkarmak boynumuzun borcudur. Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Evet, Türkiye düzelir. Açıklıkla oy versin vermesin tüm vatandaşlarıma söylemek istiyorum. Türkiye'yi krizden çıkaracak en yetkin kadrolar CHP çatısı altındadır. Dürüst, namuslu, çalışkan kadrolar hayatını milleti için feda edecek. Biz milliyetçiyiz, biz Kuvva-i Milliye'ciyiz.Bu yangından Türkiye'yi çıkarmak bizim temel görevimizdir.
'DEMOKRASİLERDE MİLLETTEN KAÇILMAZ'
Buradan nasıl çıkarız? Bütün bunları yaratan unsur yanlış siyasettir, aşmanın yolu da siyasettir. Nasıl aşacağız bunu? Demokratik yollarla, milletin iradesine başvurarak. Erdoğan şahsım hükümetine ve onun şurekasına sesleniyorum. Milletten niye korkuyorsun kardeşim? Demokrasiden, sandıktan niye korkuyorsun? Yönetemiyorsun, yönetme gücünü kaybetmişsin. Ne yaptığını bilmiyorsun. Sabah verdiğin kararı öğlen değiştiriyorsun. Danışacağın kimse kalmadı etrafında. Sandığı getir kardeşim.
Demokrasilerde milletten kaçılmaz. Yangın varsa sandığı getireceksin. Niye milletten korkuyorsun. Sana oy veriyorlarsa çıkıp dersin ki 'Bak gördün mü Kılıçdaroğlu, sandık dedin getirdim. Millet bana oy verdi.' Ben de o zaman saygı duyacağım.
'ERKEN SEÇİM MİLLETİN TALEBİ ARTIK'
Ama şimdi korkuyorsun ve kaçıyorsun. Milletin iradesinden kaçılır mı? Getireceksin sandığı. Açıkça ifade ediyorum seni ve şurekanı seçime zorlamak için, seçim yaptırmak için elimden ne geliyorsa; tüyü bitmemiş yetimler, işsizler için ne gerekiyorsa yapacağım.
Bu coğrafyada hiçbir çocuğun yatağa aç girmesini istemiyoruz. Sen yapamadım, yapmıyorsun. Gücün, ahlakın, bilgin yetmez, birikimin de yetmez. Biz bilgimizle, ahlakımızla, erdemimizle, danışmayla, istişareyle bunların hepsini çözeriz. Getir sandığı!
Erken seçim talebi milletin talebi artık. Milletimizle birlikte omuz omuza bu işin üstesinden geleceğiz.
Milletimize gideceğiz. 4 Aralık Cumartesi günü Mersin'deyiz. Mersinliler ile çiftçi, emekli, memur, sanayici herkesle buluşacağız. Talebi göreceksin, millet seçim istiyor kaçma kardeşim. Kaçan insan zayıf iradeli, kibre teslim olmuş insandır. Kaçan insan korkan insandır.