Gelecek Partisi Kurucular Kurulu Üyesi İbrahim Turhan sosyal medyadan yayınladığı mesajla Erdoğan'ın yaptığı açıklamalara yönelik olarak uyarılarda ekonomik gelişmeler ile ilgili uyarıda bulundu. Turhan, 'düşük faiz, yüksek kur' açı
Gelecek Partisi Kurucular Kurulu Üyesi İbrahim Turhan sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla ülkede yaşanan ekonomik gelişmeleri değerlendiriyor. Turhan Erdoğan'ın yaptığı 'Bu faizler düşecek. Biz, yüksek faize halkımızı da çiftçimizi de ezdirmeyeceğiz. Merkez Bankası'nın döviz rezervi neydi biliyor musunuz? 27,5 milyar dolar. Şimdi 127 milyar dolar' açıklamalarına yönelik olarak yorumlarını paylaştı.
Turhan, mesajında 'Önce temeller: Ekonomide beklentiler önemlidir, Hayaller ile gerçekler farklıdır. Faiz ekonomide sadece üretimi, kur da sadece ihracatı ve ithalatı etkilemez ve üretici ve yatırımcı, kazancın mutlak değerine değil risk başına düşen kazanca bakar. Risk artarsa işler değişir' diye seslendi.
'KİMSE PARAYI ELİNDE TUTMAK İSTEMİYOR'
Turhan yaptığı değerlendirmede 'Hükümet yeni bir politika izleyeceğini açıkladığında politikanın etkilerini, değişkenler arasındaki mevcut ilişkilerin süreceğini varsayar. Oysa tüketicilerin, firmaların, çalışanların yani ekonomideki kesimlerin bekleyişleri değişir. Bu da değişkenlerin ilişkilerini etkiler' derken 'Enflasyonun kontrolden çıktığı, beklentilerin bozulduğu bir ortamda negatif reel faiz veriyorsunuz. Kredileri artırıp tüketim ve yatırım talebini kamçılıyorsunuz. Doğal olarak enflasyon beklentileri artıyor. Kimse parayı elinde tutmak istemiyor. Talep erkene çekiliyor' diye ekledi.
'TEDARİK SORUNUNU UNUTMAYIN'
Yaşanan ekonomik durumu detayları ile aktaran Turhan, 'Yani hem parasal genişleme oluyor hem de para talebi azalıyor ve paranın dolaşım hızı artıyor. Bu enflasyonu daha da artırıyor.
Üstelik birikimli maliyet artışlarının fiyatlara geçişini hızlandırıyor. Tabi bu arada tedarik sorunlarını da unutmayın' dedi.
'Parasal genişlemenin olduğu, enflasyon beklentilerinin yükseldiği, arz yönlü sorunların olduğu bir ortamda reel ücret artışı olacağını, bütçe harcamalarının (destekler ve transferler) artacağını açıklıyorsunuz' diye soran Turhan bunu 'Ateşin üzerine benzin dökmekle aynı şey' olarak tanımlıyor.
'ÜLKE RİSK PRİMİ ARTIYOR'
Turhan, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda 'Talep kışkırtılır ve çıktı açığı büyürken negatif reel faizde ısrarlı olacağınızı açıklıyorsunuz (“Bu faizler düşecek, düşecek”). Politika yöneliminde sürekli değişiklik yapılması ve belirsizlikler öngörülebilirliği yok ediyor. Ülke risk primi artıyor. TL hızla değer kaybediyor' dedi.
Turhan yaptığı değerlendirmede 'Ama ne gâm !.. Bunu olumlu bir gelişme olarak görüyor ve yansıtıyorsunuz. Bir yıl önce kur artmasın diye milyarlarca dolar rezerv satan iktidar, bir aydınlanma yaşamış olacak, şimdi “rekabetçi kurun” faziletlerinden dem vuruyor. Kur artışını yüksek ihracatın motoru görüyorsunuz.
Aynı kur artışının enflasyon üzerindeki etkileri ise hiç gündemde değil. “İkide bir 'fiyat istikrarı, fiyat istikrarı' diyorlar ya, biz onu atıp bir kenara koyduk” nasıl olsa. Kur artışı-enflasyon sarmalı diye bir şey duyanınız var mı? Üstelik bir açmazdasınız. Kur artışını kontrol altına almaya kalkarsanız -buna gücünüz yetip yetmeyeceği bir yana- artan taleple birlikte ithalatın bir anda zıplaması önlenemez. Ayrıca enflasyon yüzünden reel kur hemen değerlenmeye başlar. Bakın bir tutarsızlık daha…' diyor.
Turhan yorumlarında 'Derin bir ödemeler dengesi krizi ile aranızda duran tek engel kurun hızla artması. Kura müdahale etmemeniz gerekiyor. Zaten diyagram da bunu öngörüyor. Ama kurun enflasyonu artırıcı ve reel ücretleri aşındırıcı yan etkileri de öte tarafta bir başka açmaz yaratıyor' diyor.
ARTAN BORCUN FİNANSMAN MALİYETİ NE OLUR?
'Kamu maliyesine geri dönelim' diyen Turhan, '2018-20 arasındaki ekonomi yönetimi kamu borçlanmasını döviz cinsinden ve enflasyona endeksli hale getirmişti. Eylül’den beri döviz borç stokunun TL karşılığı 540 milyar arttı. Bu ilave borcun ve artan kamu harcamalarının finansman maliyeti ne olur?' şeklinde görüşlerini paylaşıyor.
'KUSURSUZ FIRTINA MODELİ'
Turhan değerlendirmesinde 'Bu etkenler, Ocak’ta vereceğiniz ücret artışlarını Nisan’da eritip bitirecek. Kaşıkla verip kepçeyle geri alacaksınız. Bütçeden destekleri ve faiz yüküyle kamu maliyesi delik deşik olacak.Güya faiz indirerek bütçede faiz harcaması artıran hükümet olarak tarihe geçeceksiniz. Bir şey daha var. Kur arttıkça kredi riskinin ve ülke riskinin de artacağını hesap ettiniz mi? Ayrıca küresel etkenler de olabildiğince olumsuz. Para politikası sıkılaşıyor, likidite daralıyor, enflasyon yükseliyor, emtia ve enerji fiyatları artıyor, tedarik sıkıntısı sürüyor' diyen Turhan, Enflasyon-kur sarmalı, Para ve kredi genişlemesi, Ücretlerde ve bütçe harcamalarında artış, Küresel koşullar, Risk algısının bozulması…Hepsi bir arada “kusursuz fırtına” modeli oluyor' dedi.
Turhan paylaşımının sonunda 'Bu model, 1994’te ve 2001’de yaşadıklarımıza benzer krize derhal ve aniden dönüşmez.'Yani bu politikayı bir müddet sürdürebilirsiniz. Cari açık artmadan yüksek büyüme sağladığınız için durumu olumlu da görebilirsiniz. Ama bunun çok sürmeyeceğini bilin' diye uyardı.
Turhan 'Lisans düzeyinde iktisat “ceteris paribus”(Latince diğer bütün etkenler sabitken anlamında) varsayımıyla öğretilir. Oysa makro iktisat; talep, arz ve para politikası denklemleri ile ifade edilen dinamik stokastik genel denge modelleriyle analiz edilir. Bunu bir düşünün bence. Bu paylaşımın sonucu olarak; “tüm ezberlerimizi ve önkabullerimizi (dogmalar da dâhil) bir yana bırakarak bilimsel veriler ışığında düşüncelerimizi netleştirelim ve bilgi karmaşasını ortadan kaldıralım.”Türkiye’yi bir kişinin faiz takıntısından oluşan dar bakıştan kurtaralım' dedi.