Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bakanlar Toplantısı sonrası açıklamalar yaptı. Erdoğan, Türkiye'de son dönemde yaşanan kur atakları ve artan maliyetlerle ilgili 'tarihin en kritik ekonomik mücadelesinin' verildiğine işaret etti. Erdoğan, 'Türkiy
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan Cumhurbaşkanlığı Bakanlar Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Millete yastık altındaki dövizleri yatırım fırsatlarında kullanın çağrısı yapan Erdoğan, 'Bankada, yastık altında, kasasında parası, özellikle dövizi bulunan herkesi yeni ekonomi politikamızın getirdiği fırsatları değerlendirmeye davet ediyorum.' ifadelerini kullandı.
TBMM Genel Kurulunda sürmekte olan bütçe görüşmelerinin ülke ve millet için hayırlara vesile olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
'Bütçe hakkı, yasama, yürütme, yargı erklerinin bağımsızlığı üzerine kurulu, demokratik sistemin Meclise verilmiş en önemli yetkilerinden biridir. Gerek komisyon gerekse Genel Kurul aşamasında tüm milletvekilleri bütçe konusundaki görüşlerini, özgürce dile getirirler. Tabii bu özgürlüğün sınırı Meclis İç Tüzüğü'nde yer alan hususlar ile genel ahlak ve adabımuaşeret kurallarıdır.
Türkiye, şehit yakınlarına galiz küfürler eden bir milletvekilinin yaptığı terbiyesizliğin şokunu henüz üzerinden atamamışken bu defa da Genel Kurulda yaşanan bir başka edepsizlik örneğiyle sarsılmıştır. Üstelik bu edepsizlik, Meclisin ikinci büyük partisinin genel başkanı tarafından sergilenmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunu, partisinin genel merkezi veya kafaları dumanlı dostlarıyla atıp tuttuğu bir ortam sandığı anlaşılan bu zata Yunus'un diliyle cevap vermek istiyorum. 'Girdim ilim meclisine, eyledim kıldım talep. Dediler ilim geride, illa edep illa edep.' Evet, milleti kendi yalanlarıyla, iftiralarıyla, çarpıtmalarıyla kandırabileceğini sananların, birileri tarafından şişirildiği anlaşılan egolarıyla geldikleri yer, nokta burasıdır.'
'NE GİBİ FELAKETLER GETİRECEĞİNİ MİLLETİN TAKDİRİNE BIRAKIYORUZ'
Millete söyleyecek hiçbir sözü, ortaya koyacak hiçbir projesi, programı ve vizyonu olmayanların içlerindeki kiri, kini, nefreti bu tarz davranışlarla dışa yansıttıklarının görüldüğünü ifade eden Erdoğan, 'Hiç kimsenin partisinde, kendi dost ortamında, evinde nasıl davrandığına elbette karışmayız ama buradan herkesi, Türkiye Büyük Millet Meclisinin asaletine, nefasetine, nezahetine, nezaketine, izzetine, velhasıl bu yüce kurumun faziletine uygun davranışlar sergilemeye davet etmek de bizim görevimizdir. İktidarın sadece hayalini kurmakla bile bu derece kendini kaybedenlerin, ülkenin başına ne gibi felaketler getireceğinin takdirini milletimize bırakıyoruz.' ifadelerini kullandı.
NURETTİN NEBATİ'YE BAŞARI DİLEDİ
TBMM Genel Kurulunda süren bütçe görüşmelerinin de bir an önce hayırlısıyla tamamlanmasını dilediğini belirten Erdoğan, bu vesileyle yeni Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati'ye bir kez daha başarılar diledi.
Bakan Nebati'nin bugüne kadar iş dünyasından sivil toplum faaliyetlerine, milletvekilliğinden genel başkan yardımcılığına ve bakan yardımcılığına kadar farklı alanlarda farklı görevleri başarıyla yaptığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Kendisinin üstlendiği görevi, maliye politikalarımızı, yeni ekonomik programımız doğrultusunda güçlü bir şekilde yürüteceğine inanıyorum.' dedi.
KATAR İLE 84 MUTABAKAT
Katar Emiri Şeyh Temim'in davetine icabetle pazartesi ve salı Katar'da, Yüksek Stratejik Komitesinin 7'nci toplantısını gerçekleştirdiklerini hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
'Katar ile bugüne kadar son ziyaretimizle birlikte siyasi, askeri, ticari, ekonomik ve kültürel konuları kapsayan, toplam 84 mutabakat imzalayarak iş birliğimizi sürekli ileriye taşıdık. Cumartesi günü Siirt'te 102 milyon dolarlık ilk etabını hizmete açtığımız tamamı 500 milyon doları bulacak çinko izabe tesisi yatırımı, Katar ile ahenkli bir şekilde yürüttüğümüz ekonomik ilişkilerimizin örneklerinden biridir. Ziyaretimiz sırasında Katar'ın ülkemize yapması konusunda daha önce mutabık kaldığımız 15 milyar dolarlık yatırıma ilave edilecek hususlarda da muhataplarımızla kapsamlı görüş alışverişinde bulunduk.
Doha'da yaptığımız baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından Türk-Katar Birleşik Müşterek Kuvvet Komutanlığındaki askerlerimizi ziyaret ettik. Önceki hafta Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammet Bin Zayid Al Nahyan'ın ülkemizi ziyareti de Körfez bölgesiyle yeniden yükselme sürecine giren ilişkilerimizin bir başka işaretiydi. Bu ziyaret sırasında, Birleşik Arap Emirlikleri'nin ülkemize yapacağı 15 milyar dolarlık yatırımın müjdesini de kamuoyuyla paylaştık.'
'YATIRIMLARI YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ'
Önümüzdeki aylarda yapacakları mukabil ziyaretle Birleşik Arap Emirlikleri ile başlattıkları yeni dönemi, hızla daha ileriye taşımanın gayreti içinde olacaklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
'Türkiye'nin yatırım atağı, her alanda hızla sürmektedir. Geçtiğimiz aylarda Adana'da 1,4 milyar dolar yatırım bedeli olan uluslararası ortaklı bir petrokimya tesisinin de temelini atmıştık. Cezayir-Türkiye. Ülkemizin dört bir yanında kimi kendi vatandaşlarımız tarafından, kimi uluslararası yatırımcılar tarafından yürütülen yüzlerce dev yatırımı yakından takip ediyoruz.
Türkiye'nin kurtuluşunu, küresel çıkar odaklarının güdümündeki reçetelerde değil, işte bu örneklerde olduğu gibi kendi kaynaklarını harekete geçirecek yatırımlarda, istihdamda, üretimde, ihracatta, cari fazlada görüyoruz. Biz 19 yıldır yoluyla, köprüsüyle, havalimanıyla, barajıyla, santraliyle, arıtma tesisiyle, sulama sistemleriyle sahip olduğumuz muazzam altyapıyı işte bunun için inşa ettik. Biz 19 yıldır bunca okulu, bunca üniversiteyi, bunca mesleki eğitim kurumunu, bunca hastaneyi, bunca adliye saraylarını, bunca güvenlik sistemini işte bunun için kurduk. Biz 19 yıldır ülkemizi her alanda bölgesinin ve dünyanın yükselen yıldızı yapmak için onca mücadeleyi işte bunun için verdik. Şimdi gelin hep beraber bu imkanları ülkemizin ve milletimizin aydınlık geleceğinin sembolleri olan 2023 hedeflerimizi hayata geçirmek, 2053 vizyonumuzu şekillendirmek için kullanalım. Bir olarak, iri olarak, diri olarak, kardeş olarak, hep birlikte Türkiye olarak inşallah bunu da başaracağız.'
'HER SEFERİNDE YARIM KALAN KALIKINMA HAMLESİNİN BU SEFER ÖNÜ KESİLEMEYECEK'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Türkiye'nin asırlardır defalarca teşebbüs ettiği ancak her seferinde yarım kalan, hatta geriye giden büyük kalkınma hamlesinin önü inşallah bu defa kesilemeyecektir.' dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, Türkiye'yi 19 yıldır hakka, hakikate, hakkaniyete dayalı bir demokrasi ve kalkınma anlayışıyla yönettiklerini söyledi.
Türkiye'de bu kavramlardan nasibini almamış bir zihniyetin hep olduğunu ve bundan sonra da olacağını dile getiren Erdoğan, 'Tek parti faşizmiyle başlayıp darbeler ve vesayet dönemiyle süren, dışarıdan aldığı destekle kendini milli iradenin üstünde gören, gerektiğinde terör örgütleri dahil her tür şer şebekesiyle iş birliğine giren bu zihniyet her defasında milletimizin irfanına ve izanına çarpmıştır.' diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 8 yıldır yaşanan her hadisede Türkiye'nin ve milletin aleyhine konum alan bu zihniyetin ekonomide yaşanan büyük değişimi de aynı sinsilikle mecrasından saptırmaya çalıştığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
'Hep söylüyorum, yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme, hedef bu. Bu zihniyet yüksek faizle ekonomiyi soğutmak, küçültmek ve dolayısıyla istihdamı azaltmak istiyor. Biz, 'Türkiye siyasi, sosyal, ekonomik, askeri her alanda bölgesel ve küresel güç haline gelsin' diyoruz, bu zihniyet ülkemizi tüm siyasi ve ekonomik iddialarından vazgeçirerek eskiye döndürmek istiyor. Biz, 'Ülkemizi büyüterek, işsizliği azaltarak, cari fazla yoluyla insanlarımızın refahını yükselterek enflasyonu düşüreceğiz' diyoruz, bu zihniyet IMF reçetelerini dayatarak, dışa bağımlılığı artırarak Türkiye yeniden siyasi ve ekonomik boyunduruk altına sokmak istiyor.'
Gelişmiş ülkeler 2008 finans krizine girdiklerinde birilerinin Türkiye için de felaket senaryoları yazmaya başladıklarını anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:
'Biz bu krizin Türkiye'yi teğet geçeceğini söylediğimizde yine birileri bunu istihza ile karşılamıştı ama Türkiye sadece bu krizin kendisine teğet geçmesini sağlamakla kalmamış, hızlı bir büyüme sürecine girmiştir. Salgın döneminde de yine benzer bir tabloyla karşı karşıya kaldık. Küresel ekonominin yüzde 3,4 küçüldüğü geçen yıl biz yüzde 1,8 oranında büyüme kaydettik. Bu yılki büyüme oranımız çoğunluğu sanayi üretimine ve 221 milyar doları bulan ihracatımıza dayalı olarak çift haneli rakama doğru gidiyor.'
Erdoğan, önlerinde zorlukların da bulunduğunu belirterek, şöyle devam etti:
'Bunların en başında gelen dünyadaki enerji ve gıda fiyatları kaynaklı fiyat yükselişleri. Bir süre sonra ben inanıyorum bu da dengeye oturacaktır. Bu belirsizliğin ortadan kalkması bizim de önümüzü daha rahat görmemize imkan sağlayacaktır. Gelişmiş ülkelerdeki üretici fiyatları ile tüketici fiyat enflasyonları arasındaki büyük fark bu ekonomileri bir süre daha sarsmayı sürdürecektir. Bu tablo bize aynı zamanda ülkemizin üretim ve ihracat konusundaki hedeflerine ulaşması için ihtiyacımız olan zamanı da kazandıracaktır. Sanayi kapasitemizi hızla geliştirirken düşük faiz ve dengeli kur ile üretimi ve istihdamı adım adım daha ileriye taşıyacağız. Bir müddet sonra bu süreç çalışanların ücretlerinden kamu gelirlerine kadar her alanda kazanç olarak kendini hissettirmeye başlayacaktır.'
'MİLLETİMİZİN SABIRLI OLMASINI İSTİYORUM'
Ne yaptıklarını, nasıl yapacaklarını, nereye gideceklerini ve ne elde edeceklerini bildiklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Milletimizden bize güvenmesini ve sabırlı olmasını istiyorum. Türkiye'nin asırlardır defalarca teşebbüs ettiği ancak her seferinde yarım kalan, hatta geriye giden büyük kalkınma hamlesinin önü inşallah bu defa kesilemeyecektir. Gelişmiş ülkeler arasındaki hakkımız olan yeri aldığımızda bugünleri büyük bir başarı hikayesinin önemli safhalarından biri olarak hep birlikte hatırlayacağız.' dedi.
Türkiye'nin geçmişte hep başkalarının reçeteleriyle sıkıntıları çözmeye çalıştığını belirten Erdoğan, 'Bu defa dünyadan ve kendimizden çıkardığımız dersler ışığında bilimin, aklın, gayretin ve inancın desteğiyle kendi hikayemizi yazıyoruz. Daha öncekilerden farklı olarak bu hikayeyi güçlü bir altyapı, güçlü bir kamu düzeni, güçlü bir kamu maliyesi, güçlü bir özel sektör, güçlü bir nitelikli insan kaynağı, güçlü bir azim eşliğinde hayata geçiriyoruz. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin hızla devasa bir işsizlik krizine doğru doludizgin gittiği bir dönemde biz yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme odaklı politikalarımızla vatandaşlarımızın işlerini, aşlarını, geleceklerini güvence altına almaya çalışıyoruz.' değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin gerektiğinde 40 milyona kadar çıkabilecek iş gücünün her birine bu imkanı sunmak istediklerini ifade eden Erdoğan, istihdamdaki her artışın milli gelire de yukarı yönlü katkıda bulunduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cari açığı da cari fazlaya döndürdüklerinde bu artışı gerçekleştirmek için gereken kaynağın kendiliğinden ortaya çıkacağını belirterek, şunları kaydetti:
'Bunun için iş insanlarımızı, girişimcilerimizi, sanayicilerimizi, işletmecilerimizi, çiftçilerimizi çok daha güçlü şekilde destekleyeceğiz. Ülkemizin dünya pazarlarından aldığı payı katlayarak artıracağız. Türkiye geçtiğimiz 19 yılda 14 trilyon dolara yakın milli gelir üretmiş, bunun da dörtte birini yatırıma kullanmış bir ülke olarak hedeflerine ulaşabilecek güce, imkana, kalibreye, kapasiteye sahiptir. Amacımız ülkede 1-2 yıllık zahirde geçici bir istikrar değil, kalıcı üretim, kalıcı istihdam, kalıcı refah sağlamaktır. Bu süreçte ödediğimiz bedeller elde edeceğimiz kazançlar yanında çok küçük kalacaktır.
Dar gelirliler, ücretliler, emekliler başta olmak üzere milletimizin her kesiminin üzerine binen yükleri azaltmak için gereken adımları birer birer atıyoruz. Kamu işçileri ve memurların maaşlarında yapılan artışların ardından asgari ücret düzenlemesinde de aynı anlayışla hareket ediyoruz. Uyguladığımız sosyal devlet ve kapsamlı sosyal yardım politikalarıyla bugüne kadar ülkemizde hiç kimseyi sahipsiz bırakmadık, bundan sonra da bırakmayacağız.'