Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, partisinin 2021 Türkiye'si ve İnsan Hakları Sempozyumu'nda konuştu. Davutoğlu, Erdoğan'ın 'nas' çıkışıyla ilgili 'Bugünkü ekonominin nedeni Erdoğan'ın dar kafalı, at gözlüklü danışmanlarının yol a
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Gelecek Partisi 2021 Türkiye'si ve İnsan Hakları Sempozyumu'nda konuştu. Davutoğlu, Erdoğan'ın epey ses getiren 'nas' çıkışıyla ilgili ' 'Bugünkü ekonominin nedeni Erdoğan'ın dar kafalı, at gözlüklü danışmanlarının yol açtığı uygulamalardır, nas değil' dedi ve Erdoğan'ın uygulamalarının 'rasyonaliteden uzak' olduğunu belirtti.
Davutoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
'MİLLETİN BEKASINI KENDİSİYLE ÖZDEŞLEŞTİRİP, KARŞI ÇIKANA TERÖRİST DENİYOR'
'İnsan hakları her şeyden önce zihniyet meselesidir. Bu yoksa, dünyanın en iyi kanununu da getirseniz bir anlamı yok. Ki ülkemizde de yapılan reformlarla başarılı kanunlar vardır. Sadece insanın özel olduğunu söylemek yetmiyor. Etnik kökeni ne olursa olsun her insanın mutlaka eşit olduğunu kabul etmediğimiz sürece her yıl İnsan Hakları Günü'nü kutlayalım, bir anlamı yok.
Bugün bizim Türkiye'de de karşılaştığımız insan hakları sorunu bunlardır. Bir grubun 'burada hakim benim, beğenmeyen gitsin' dediği olmuştur. 28 Şubat'ta başörtülü insanlara 'beğenmiyorsa Suudi Arabistan'a gitsin' dediler. Bugün yaptıkları gibi iktidar olunca bu milletin bekasını kendisiyle özdeşleştirip, karşı çıkana terörist deniyor.
'İNSAN HAKLARI DİYORSAK, GECE YARISI ÇIKAN KHK'LARA BAKMALI'
İnsan hakkını savunanlar 'araç devlet'i savunur. Yani insan esastır, insan hakkı esastır. İnsan odaklı siyasetin amacı budur. Devletin vazifesi insanın huzurunu sağlamaktır.
Anayasa'da belirtildiği gibi, öncelikle 'insan haklarına saygılı' ifadesi önemli. 'Saygı' önemli ama insan haklarına saygılı olmadıkça bir anlamı yok. Kime sorsanız insan haklarına saygılıdır. Ama yapılan uygulamalar, alınan kararlar ve gece yarısı çıkan KHK'lara bakmak lazım.
Demokrasi otoriter bir sistemin elinde kullanılan bir araç olmamalı. Bu yüzden biz demokrasi değil, özgürlükçü demokrasi diyoruz. Türkiye'de bugün maalesef demokrasi adı altında Erdoğan da dahil olmak üzere iktidar sahipleri demokrasinin ana unsurlarını yok etti. Mezhep ayrılıkları, etnik ayrımcılık... Bunların hepsini tecrübe ettik.
'DEVLET İÇİNDE DİNİ BİR YORUM YAPILANMAMALI'
Herhangi bir dini yorumun devlet içinde yapılanmasına izin verilmemeli. Bunu FETÖ'de gördük. Erdoğan'ın bizzat yol açtığı, her türlü rasyonaliteden uzak uygulamalardan görüyoruz. Erdoğan'ın dar kafalı, at gözlüklü danışmanlarının yol açtığı uygulamalar bugünkü ekonominin nedenidir, nas değil.
Şimdi Çin modeliyle yapılmak istenen ucuz emek sömürüsüdür. bakın bu insan hakları ihlalidir. Oligarik bir yapılanma yapılmak isteniyor.
Bugün yargı Beştepe'den gelecek talimatı bekliyorsa, bir hukuk devletinden söz edilemez. Biz bu nedenle her mezhepten, kökenden vatandaşımıza eşit bir politika izleyeceğiz.
'ERDOĞAN ÇARPITARAK VEYA CAHİLCE DIŞ MİHRAKLAR DİYOR'
Erdoğan devamlı hamasetle meseleleri çarpıtarak veya cahilce dış mihraklar diyor. Kendisinin danışmanları ne yapıyor, dur demiyor mu? Avrupa Konseyi üyesi olmak bizim için bir onur meselesidir. Türkiye bir Avrupa ülkesidir, Asya ülkesidir. Eğer Türkiye'de ulusal yargıya bir halel geldiyse Erdoğan'la gelmiştir. Türkiye evrensel hukuka sahip çıktığında saygınlığını korur.
Ben bir akademisyenim. Düşünce özgürlüğünün olmadığı yerde ben yer almam. Türkiye, düşünce özgürlüğü ihlali yapan hakime bunun hesabını soracak. Fakat Türkiye bunu yapmıyor.'