Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'sahipsiz hayvanların yeri sokaklar değil, barınaklardır' çağrısından sonra Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı'nın 'hayvanların toplatılması' genelgesine karşı TBB, 'hayvanların yaşam alanlarından kopa
Gaziantep'te dört yaşındaki Asiye Ateş, geçen hafta pitbull cinsi iki köpeğin saldırısı sonrası ağır yaralanması sonucu Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada sokak hayvanlarıyla ilgili yaptığı 'Sahipsiz hayvanların yeri sokaklar değil barınaklardır' çağrısı, hararetli bir tartışma başlattı. Erdoğan'ın yerel yönetimlere, sokak hayvanlarının yerinin barınaklar olduğu yönünde geçen hafta yaptığı çağrıyı yinelemesi sonrası, sosyal medyada binlerce kişinin desteklediği #SokakHayvanlarıSahipsizDeğildir etiketi gündemde ilk sıralardaki yerini uzun süre korudu.
Tartışmalar sürerken Pazartesi günü Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, 81 il valiliğine sokak hayvanları ile ilgili gönderdiği genelgede, sahiplenilmemiş olanlara ve sahiplenilmemiş Amerikan Pitbull Terrier, Dogo Argentino, Fila Brasilerio, Japanese Tosa, American Staffordshire Terrier ve American Bully cinsi köpeklerin ilgili birimler ve kolluk kuvvetleri ile iş birliği içinde el konulması ve belediyelerce hayvan barınaklarına götürülmesini istedi.
BAROLARDAN TEPKİLER DEVAM EDİYOR
İstanbul, Ankara ve İzmir barolarının hayvan hakları komisyonları tarafından sokak hayvanlarının yerinin barınaklar olduğu yönündeki görüşe yasal itirazlar dile getirildi. Bunun Hayvanları Koruma Kanunu'na da aykırı olduğu savunuldu.
TBB: HAYVANLARIN YAŞAM ALANLARI BARINAKLAR DEĞİL
Türkiye Barolar Birliği (TBB); Erdoğan’ın sözlerinin ardından ülkenin dört bir yanından sahipsiz, küpeli, aşılı ve kayıtlı köpeklerin toplatıldığı, pek çoğunun öldürüldüğü ya da ölüme terk edildiği haberlerinin geldiğini duyurdu.
TBB yazılı açıklamasında, 'Hayvanların yaşam alanlarından kopartılmaları ve olumsuz koşullarını hepimizin bildiği barınaklarda ölüme terk edilmeleri vicdana sığmadığı gibi kanuna da aykırıdır.' sözleriyle şunları kaydetti:
''Hayvanların yaşam alanları barınaklar değil doğadır ve doğa da insanlar tarafından uzun zamandır işgal altındadır. Yakılan ormanlara yapılan oteller, işletmeler ve gittikçe büyüyen kentleşme ile tüm hayvanların yaşam alanları daraltılmakta ve hatta yok edilmektedir. Özellikle kedi ve köpeklerin yaşam alanları olduğu söylenen barınaklar ise birkaç istisna dışında hayvanların çok kötü koşullarda ölüme terk edildikleri tecrit alanları haline gelmiştir. Senelerdir önüne geçilmeyen popülasyon artışı ve eş zamanlı kısırlaştırma seferberliği, yasaklanmayan hayvan satışı ile üretim çiftlikleri; yaşanan tüm hayvan trajedilerinin en büyük nedenleridir.
HAYVANLAR; TEDAVİSİ, AŞISI YAPILIP ALINDIKLARA ORTAMA BIRAKILMALIDIR
Hayvanların yaşam alanlarından kopartılmaları ve olumsuz koşullarını hepimizin bildiği barınaklarda ölüme terk edilmeleri vicdana sığmadığı gibi kanuna da aykırıdır. Zira 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 6. maddesi uyarınca; sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesi zorunludur. Bu hayvanların öncelikle söz konusu merkezlerde oluşturulacak müşahede yerlerinde tutulması sağlanmalı, müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanlar kaydedildikten sonra öncelikle alındıkları ortama bırakılmalıdır. Kanunen bu yükümlülükleri yerine getirmeyen belediyelere herhangi bir yaptırım uygulanmadığı da bilinmektedir. Üzerinde hiçbir tartışmaya mahal vermeyecek kadar açık bir şekilde, hayvanların yaşam alanlarının barınaklar olmadığı bizzat kanun gereğidir.
HAYIRSIZADA VAHŞETİ HALA VİCDANLARIMIZDA BİR YARA
Bundan uzun süre evvel 1910 yılında yaşanan Hayırsızada vahşeti halen vicdanlarımızda bir yara iken aynı vahşetin bu ülkede bir kez daha yaşanmaması için tüm kanuni yolları işleteceğimizi, Gaziantep’te yaşanan korkunç olay sebebi ile hem bir çocuğun ağır yaralanmasına sebebiyet verenler, hem de bu ülkedeki tüm hayvanların toplu katliama açık hedef haline getirilerek yasaya aykırı şekilde işlem yapanlar hakkında yasal sürecin takipçisi olacağımızı tüm kamuoyuna saygı ile bildiririz.''