AY: Bir Film Müziği Bestelediğinizde, Filmi İzlerken; Şurayı da Yanlış Yapmışım/Çok Güzel Olmuş/Şu Çalgıyı Kullansaydım v.b. Düşünüyor musunuz?
YAZICIOĞLU: Hikayenin geneline bakış açımın değişmesi sonucu, bazen şu sahnede keşke şöyle bir müzikal tavır alsaymışım dediğim oluyor zaman zaman. Ama bunlar büyük ölçekli değişimler değil. Çünkü insan duyguları o kadar çok dış etkenden besleniyor ki, şimdi düşündüğünüz bir şey birkaç gün sonra bambaşka bir boyuta geçebiliyor. Bu yüzden bestelemeye başlamadan evvel yönetmen ile cue sheet hazırlamaya çok önem veriyorum. Hissettiğim bir duyguya yönetmenden ortak bir karşılık alabiliyorsam o duygu doğrudur. Bazen yönetmen tamamen bana bırakıyor işi. Bu durumda da daha önce bahsettiğim, ben olsam ne hissederdim yolunu izliyorum. İnsan duyguları aslında sandığımızdan çok daha fazla ortak. Yaşayan, varlığından bile bir haber olduğunuz ya da sizden bir haber olan milyonlarca insanla aynı duyguları yaşıyoruz. Bu duygulara yaklaşımlarımız ve tepkilerimiz değişiyor sadece. Bu yüzden zaten müzik bu kadar evrensel bir dil. Sözleriniz yanılabilir, yanlış olabilir, hatta yalan bile söyleyebilirsiniz. Ama hissettiğiniz şey doğrudur. Bunu aktarabildiğinizde, ki işin zor kısmı da budur, sizi anlamamaları olanaksız.
AY: Film Müziği Besteciliği için “Müzik Eğitimi” Almak Şart mı?
YAZICIOĞLU: Evet. Müzik eğitimi de temel müzik eğitimi ile sınırlı kalmamalı üstelik. Film müziği bestelemek için öncelikle bestecilik eğitimi, yani; armoni bilgisi, bir o kadar önemlisi de orkestrasyon bilgisi gerekli. Film scoring yapmayı öğrenmek isteyen bir müzisyen adayına müziği en temelinden başlayarak anlatamazsınız. O müziğin başka bir alanının konusu.
Bunun yanında sinemanın dilini, ekollerini, tarihini, ayrıca sanat tarihini bilmeli ve psikoloji öğrenmelisiniz. Edebiyat ile aranızın çok iyi olması gerekli. Film müziği yapmak için sadece projenin doku analizi yapılmaz. Hikaye analizi, karakter analizi, doku analizi gibi konulara da hakim olmalısınız.
AY: 'Bir Dilek Tut Film Müzikleri için stüdyo zamanı. Fantastik ve heyecanlı bir hikaye” demişsiniz. Bilgi Verir misiniz?
YAZICIOĞLU: Bir Dilek Tut çok güzel bir hikaye. Ben Türkiye’de ilk kez bu tarz bir filmin müziklerini yapıyorum. Bu bir çocuk filmi lakin, hitap ettiği yaş çocuklar değil aslında. Hikayenin özünde dile getirdiği önermeyi çok seviyorum. Adından da belli olacağı gibi siz dileyin, dilekleriniz bir şekilde, en iyi halleriyle sizin hayatınızda yer edecektir. Filmi arkadaşım Meta AKKUŞ yazıp çekti. Şu an müziklerini bestelemeye devam ediyorum ve çok keyif alıyorum. Tam bir Disney filmi aslında. Naif, etkili ve masalsı.
AY: Film Müziği Besteleri İle, Bestecinin Her Şeyi Söylemesi Mümkün mü?
YAZICIOĞLU: Film müziği bestelemenin en büyük kazanımlarından biri sanırım ki ne söylemek istediğini tam olarak söylemeye muktedir olmaktır. Hikaye Anlatıcısı (Story Teller) olmak yani. Anlatacak bir hikayem varsa, oluşmuşsa onu bir çok kişinin net bir şekilde anlayabileceği bir şekilde rahatlıkla anlatabilirim.
AY: “Müzik, Ruhun Gıdası” Değil; “Ruh, Müziğin Gıdasıdır” Besteciler İçin Ülkemizdeki; Genel Kültürel Çevre/Sosyal Yaşam/Siyaset v.b. Besleyici Mi?
YAZICIOĞLU: Üreten bir insan için yaşadığı evrendeki olumlu ya da olumsuz herşey besleyicidir. Seçtiğiniz alan sizin anlatım şeklinizdir. Yazarsanız romanlar, oyunlar, senaryolar ya da hikayeler yazarsınız, Şairseniz şiir yazarsınız, Ressamsanız resim yaparsınız, Besteciyseniz beste yaparsınız. Yaşadığınız çevrenin mimarisinden tutun da taşından toprağından bile etkilenirsiniz. Bunun olmaması imkansız. Güneşin ya da Ayın bulutun arkasında kaybolup ortaya çıkması bile ruh halinizi nasıl değiştiriyor bir düşünün. Belki farkına bile varmadığımız milyonlarca iç ve dış etken tarafından demleniyoruz her an.
AY: Bestelerinizi Önce Piyano İle Yapıyorsunuz… Bestelerinizde Türk Müziği-Çok Sesli Müzik Ayrımı Yapıyor musunuz? Yoksa, Her Çalgıyı, Makamı/Diziyi Yerinde Kullanmayı mı Tercih Ediyorsunuz?.
YAZICIOĞLU: Ben Batı müziği eğitiminden geldim. Çok sesli müzik yapıyorum ama, bu demek değil ki diğer müziklere kapalıyım. Benim düşünceme göre bir film müziği bestecisinin belli bir tarzı olamaz, olmamalı. Hangi filmin hangi sahnesinin nasıl bir müziğe ihtiyacı olacağı hiç belli olmaz. Dolayısıyla film müziği bestelemek isteyen müzisyenlerin her müzik tarzından beslenmesi, o tarzı yapabiliyor olması, o tarzı kendi müzikal üslubuyla yorumlayabilmesi gerekir. Türk müziğini çok seviyorum. Özellikle dönem filmlerinde sıklıkla kullanıyorum makamları. Bunları da büyük orkestra içinde çok sesli yapmaya çalışıyorum. Örneğin geçen yıl müziklerini bestelediğim Son Kale Hacıbey filminde bir Mehter Marşı bestelemiştim. Orkestral davullar ve yaylı sazlar eşliğinde solo çalgım Zurna idi.
Daha önce de belirttiğim gibi benim asıl enstrümanım Piyano. Klasik Piyano eğitimi ile başladı müzik hayatım. 33 senedir Piyano çalıyorum. Film ya da bağımsız çalışmalarım osun her zaman Piyano başında başlıyor besteleme sürecim.
AY:“Yeni bir macera başlıyor benim için. Kariyerimin 2. bilgisayar oyunu müzikleri ve dahası için CoreEngage ile ömürlük bir anlaşmaya evet demenin mutluluğuyla.” diye tweet atmışsınız.. Tebrik Ederiz. Bilgisayar Oyunu Müzikleri Daha Zor/Kolay nı?
YAZICIOĞLU: Kolay ya da zor diye nitelendirmek yanlış olur. Farklı diyelim. Oyun müzikleri ilk üniversiteye başladığım dönemlerde hayatıma girdi. O dönem ben Yıldız Teknik Üniversitesi’nde Composition (Bestecilik) eğitimi alıyordum. Ardından Berklee College Of Music’de Film Scoring eğitimi aldım. Ama oyun müzikleri bambaşka bir alandır. Film projeleri gibi önünüze bir kurgu verilmez. İşin hikayesini, atmosferini ve karakterlerini bilirsiniz. Oyun müziklerinde oyunun hitap edeceği kitleyi de iyi çözümleyebilmeniz gerekir. Oyunun satmaya çalıştığı gerçekliği bu şekilde müzikal dile çevirebilirsiniz. Bu arada söylemekte fayda görüyorum, film ve oyun gerçekliğini birbirinden ayırmak gerek. Çoğu yönetmen hayatın tam olarak gerçekçi olarak aktarılmasını sever filmlere. Hayatın gerçekliğidir filmlerindeki. Kimi yönetmenler de gerçekçilikten ziyade etkileyicilik peşindedir. İşte oyunun gerçekliği dediğimiz şey aslında gerçek hayatın gerçekliği değil film gerçekliğidir. Görsel ve duysal malzeme ne kadar etkileyici ise oyuncuyu o kadar sokabilirsiniz o tasarladığınız oyun evrenine. Bu tam olarak nedir peki? Şudur; bir arabaya kurşun sıkarsanız gerçekte o araba havaya uçmaz ama her aksiyon filminin ve oyununun bu abartılı olaylara ihtiyacı vardır, onların gerçekliği budur…
AY: Teşekkür ederiz….
YAZICIOĞLU: Ben de çok teşekkür ederim.