Sağlık sektöründe çalışan işçiler, DİSK Genel Başkanı Çerkezoğlu'nun da katılımıyla Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nin önünde bir basın açıklaması yaptı. “İnsanca yaşamak insanca çalışmak istiyoruz”, “Sağlık işçisi köle değildir”, “Çalışırken ölmek istemiyoruz” diyen sağlık işçileri, acilen karşılanmasını istedikleri talepleri için imza kampanyası balattı.
Sağlık işçileri, taleplerini şöyle sıraladı:
- Geçinemiyoruz, insanca yaşayabileceğimiz bir ücret istiyoruz, Enflasyon farkı zam değildir! Tüm sağlık işçilerine ek zam talep ediyoruz.
- Sağlık emekçileri açısından kazanılmış bir hak olan 'haftada 40 saat çalışma' istiyoruz.
- Taşeron döneminden gelen keyfiyet ve hukuksuzlukların artık son bulmasını, yaptığımız işlerin belirlenmesini ve görev tanımlarımızın yapılmasını istiyoruz.
- 12 saatlik çalışmamız 11 saat gösteriliyor, ara dinlenme ve yemek molalarımızın düzenlenmesini istiyoruz.
- 696 Sayılı KHK ile getirilen 'zorunlu emeklilik' uygulamasının son bulmasını, tayin ve becayiş hakkımızı istiyoruz.
DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu da yaptığı açıklamada, bir yandan pandemi, bir yandan ekonomik zorlukların içinde kalan sağlık işçilerinin hayatta kalmak için büyük bir mücadele verdiğini söyledi. Çerkezoğlu'nun konuşması, satır başlarıyla şöyle:
İŞÇİ ARKADAŞLARIMIZ BUGÜN YENİ BİR MÜCADELE SÜRECİ BAŞLATIYOR
Bugün Türkiye'nin dört bir tarafında pandemide yaklaşık iki yıldır canla başla mücadele eden ama bu hastanelerde yok sayılan sağlık işçileri sesini yükseltmek için hastane bahçelerinde toplandı. Basın açıklamalarıyla taleplerini ifade ediyor. Yıllarca kamu hastanelerinde, üniversite hastanelerinde taşeron belası altında çalıştırılan, emeği, kimliği yok sayılan, daha sonra da kadroya geçirdik adı altında bugün kadrolu çalışsa da var olan hakları daha da geriye götürülen ve bir ekip hizmeti olan sağlık hizmetinin bir parçası olmasına rağmen sağlık işçisi olarak bile sayılmayan işçi arkadaşlarımız bugün yeni bir mücadele süreci başlatıyor.
EKİP HİZMETİ OLAN SAĞLIK HİZMETİNİN BİR PARÇASIYIZ
Türkiye'nin dört bir yanında bütün üniversite hastanelerinde, kamu hastanelerinde, şehir hastanelerinde, aile sağlığı merkezlerinde bir ekip hizmeti olan sağlık hizmetinin bir parçası olduğumuzu ve bu anlamda haklarımız için ve haklarımızı almak için bu mücadeleyi başlattığımızı ifade ediyoruz. Bugün eş zamanlı olarak genel sekreterimizin de söylediği gibi Diyarbakır'dan Adana'ya, Samsun'dan, Kayseri’ye Bursa'ya, İstanbul'a, Ankara'ya kadar bütün hastanelerde arkadaşlarımız bu taleplerimizi ifade ediyorlar. Evet, biz sağlık işçisiyiz. Sağlık hizmeti, işçisiyle, temizlik işini yapan arkadaşımızla laboratuvarlara kan taşıyan arkadaşlarımız da laboratuvarda, görüntülemede çalışan teknik serviste çalışan arkadaşlarımızdan hemşiresine, teknisyenine, ekibine, profesörüne, hocalarımıza kadar bir ekip hizmetidir.
PANDEMİDE CANLA BAŞLA ÇALIŞTIK
Türkiye'nin geçtiği bu zor süreçte bir yandan pandemi, diğer yandan ekonomik krizle birlikte emekçilerin, işçilerin hayatta kalmak için büyük bir mücadele verdiği bu süreçte bizler sağlık işçileri olarak haklarımız için yeni bir mücadele süreci başlatıyoruz. Pandemide canla başla çalıştık. Herkes evde otururken bizler sağlığımızı tehlikeye atmak pahasına belki günlerce çoluğumuzu, çocuğumuzu görmeden evimize bile gitmeden çalışırken bu hastanelerde bu sağlık hizmetinin bir parçası olarak yok sayılmayı kabul etmiyoruz diyoruz. O nedenle de bugün tüm sağlık işçileri, ülkenin dört bir yanında 5 tane temel talebiyle bir mücadele süreci başlatıyor. Bugün bu basın açıklamalarıyla bu süreç başladı. Bu 5 acil talep için bir imza kampanyasını da bugün başlatıyoruz. Ve tüm hastanelerde, sendikalı sendikasız, üyemiz olsun olmasın bütün sağlık işçisi arkadaşlarımızın ortak talebi olan bu 5 acil talep için bir mücadele sürecini, bir yürüyüşü bugün başlatıyoruz.
SESİMİZİ ANKARA’YA TAŞIYACAĞIZ
Ve tüm sağlık işçileri olarak bu 5 temel talebimiz, yani aslında insanca yaşamak, insanca çalışma talebimizle iş yeri iş yeri, hastane hastane bu süreci büyüteceğiz. Ve daha sonra da bu taleplerimizi, bu mücadelemizi bu sesimizi Ankara'ya taşıyacağız. Sağlık Bakanlığı’na, Çalışma Bakanlığı’na, yani hastanelerde çalıştığımız bu koşulları belirleyenlere, bu taleplerimizi bu sesimizi, soluğumuzu hep birlikte taşıyacağız. Biz biliyoruz ki bu mücadele sürecinde başta birlikte hizmet ürettiğimiz diğer tüm sağlık emekçileri ve sağlık örgütleri başta olmak üzere tüm Türkiye toplumu, halkımız, bu pandemi sürecinde canla başla mücadele eden sağlık işçilerinin yanında olacak.
TALEPLERİMİZ GERÇEKLEŞENE KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ
Sağlık işçileri de işçi sınıfının diğer bütün kesimleri gibi insanca çalışmayı, insanca yaşamayı hak ediyor. Pandemi sürecinde bu zorlu süreçte bize reva görülen bu ücretleri ve çalışma koşullarını ve yok sayılmayı asla kabul etmiyoruz. Geniş bir toplumsal destekle taleplerimiz gerçekleşene kadar da mücadeleye devam edeceğiz. “