Tarih: 02.02.2022 18:15

Eğitim Sen Genel Başkanı Kurul'dan Milletvekillerine Açık Mektup: Sözümüzü Siz Vekillerimize Ulaştırmakta Büyük Sorunlar Yaşıyoruz

Facebook Twitter Linked-in

Eğitim Sen’in, dün Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi’nin geri çekilmesi talebiyle yapmak istediği açıklamaya polis izin vermemişti. Sendika üyeleri, bunun üzerine Milli Eğitim Bakanlığı önünde açıklama yapmıştı. Eğitim-İş üyeleri de TBMM önünde açıklama yapmam istemiş, polisin engellemesi üzerine gerginlik çıkmıştı.

Tüm bunların üzerine Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, tüm milletvekillerine yönelik açık bir mektup kaleme aldı. Eğitim-Sen Genel Başkanı Kurul, “Mektubumu, siz vekillerimize ulaşmakta güçlük çektiğimiz için kaleme aldım” diyerek konuya ilişkin milletvekillerine mektup yazdı. Kurul mektubunda şu değerlendirmeyi yaptı:

“TBMM Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’na biz sendikaları davet ettiniz, beş dakika da olsa Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası olarak konuşma fırsatı verdiniz, teşekkür ederiz. Keşke bunu yürütme organı olarak Milli Eğitim Bakanlığı yapsa ve görüşlerimizi orada da söyleyebilseydik çok daha iyi olurdu, ancak olmadı. Bununla birlikte sendikamızın ve diğer sendikaların görüşlerini tasarıya onay veren milletvekilleri duymadı, bizleri anlamaya çalışmadı. Ardından TBMM Başkanlığı’na yüzlerce fakslar çektik, illerde şubelerimiz açık alanda basın açıklamaları yaptı, videolar çekti. Bizleri yine duymadınız.”

Kurul, Meclis’in içinde sadece vekillerin değil milletin de söz kurmasını istediklerini bu nedenle TBMM’nin önüne kadar geldiklerini belirterek, “Ne var ki TBBM’nin bırakın kapısından içeriye girmeyi, Meclis duvarlarının dışında bile açıklamamız yaptırılmadı. İtirazlarını ifade etmek üzere gelen bir grup öğretmen arkadaşımız şiddete maruz kaldı. Öğretmenlere, tüm yurttaşlara yapılan bu şiddeti kabul etmiyoruz' değerlendirmesini yaptı. 

Kurul, kanun teklifine yönelik itirazlarını ise şöyle sıraladı:

“3600 EK GÖSTERGEYE İNDİRGENİYOR: Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi, öncelikle mesleğin tüm boyutlarını içerecek kapsamda ve derinlikte bir metin değildir. Yani bu metin bir meslek kanunu niteliği taşımıyor. Teklif öğretmenler arasında statü farklılaşması yapılarak kariyer basamaklarının ücretlendirilmesi ile 3600 ek göstergeye indirgeniyor. Sendikamızın talebi tüm öğretmenlerin ve idari, teknik ve yardımcı personelin maaşlarında ciddi iyileştirmelerin yapılmasıdır. Çünkü eğitim bir ekip çalışmasıdır. Teklife göre ekonomik hakların yürürlüğe girmesi de nedense Ocak 2023’e bırakılmıştır. Ülkemizde bulunan bütün meslek kanunları, kamu özel ayrımı yapmaksızın ilgili mesleğe ilişkin düzenlemeler içerirken, Öğretmenlik Meslek Kanunu, bu niteliği taşımadığı için, özel öğretim kurumlarında çalışan eğitim emekçilerini kapsam dışı bırakmıştır.

ADAY DEĞERLENDİRME KOMİSYONU KİMLERDEN OLUŞACAK BELLİ DEĞİL: İkincisi, teklif maddeleri arasında yasama organı olarak siz vekillerimizin içeriğini doldurması ve çerçevesini çizmesi gereken pek çok belirsiz madde vardır. Aday Değerlendirme Komisyonu’nun nasıl oluşturulacağı, uzman ve başöğretmenleri diğer öğretmenlerden ayıracak görev, yetki ve sorumlulukların neler olduğu, uzman ve başöğretmen sertifika programlarını, sınavlarını hangi kapsamda hangi kurumların yapacağı ifade edilmemiştir. Yasa maddelerinin bu açıklıkta olmaması, Anayasa’nın birçok maddesinin ihlali anlamına geliyor. Yürütme organının bu konuları çok keyfi biçimde doldurma olasılığı var.

ADAY ÖĞRETMENLİĞİN KALDIRILMASI: Üçüncüsü, Adaylık Kaldırma Sınavı’nın kaldırılarak yerine konulan Adaylık Değerlendirme Komisyonu ile ilgili. Böyle bir komisyon, mesleğe girişte keyfi kararlar alacağı ve ayrımcılığı artıracağı endişesine yol açıyor. Dördüncüsü, aday öğretmenliğin kaldırılması, uzman öğretmenliğe ve başöğretmenliğe başvuru için getirilen “… ceza almamış olma”, arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması gibi otoriter uygulamalar öğretmenlerin zaten çok gerilemiş olan ifade özgürlüğünü ve sendikal örgütlenme özgürlüklerini geriletecektir. Ülkemizin düşünen, konuşan, tartışan ve eleştiren öğretmenlere ihtiyacı vardır.

KARİYER BASAMAKLARI HİYERARŞİ YARATACAK: Beşincisi, teklifin öğretmenler arasındaki kadrolu, sözleşmeli, ücretli öğretmen ayrımlarını ortadan kaldırmayı amaçlaması gerekirken tersine bu ayrımları koruması, bununla yetinilmeyerek bu kez kadrolu öğretmenleri “kariyer basamakları” adı altında, benzer işleri yapsalar bile, öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen olarak farklı ücretlerle çalıştırılan eğitim emekçileri olarak hiyerarşiye tabi tutmasıdır. Velilerimizle öğretmenler ve okul yöneticileri arasındaki ilişkileri bozacağına ilişkin kaygımızı dile getirmek istiyorum. Okullarda uzman ve başöğretmen olduğunda veliler çocuklarını ‘kariyerli’ öğretmenlere teslim etmek istediğinde ne olacak? ‘Kariyerli’ öğretmenler için okul kayıtlarında “yüksek bağış” dönemi başlarsa velilerimiz, öğretmenlerimiz ve genelde okullarımız bundan nasıl etkilenecek? Okullar, genç öğretmenlerin taze bilgilerini deneyimli öğretmenlerle, kıdemli öğretmenlerin ise yıllar içinde biriktirdiği deneyimlerini genç öğretmenlerle paylaştığı dayanışma mekânlarıdır. Her öğretmen nitelikli bir eğitim verme çabası içindedir.”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —