Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Sözcüsü Emre Polat, bakan ve bürokratların istifa etmek yerine görevden affını talep etmesine ilişkin, “Öyle bir tek adam sistemi kurduk ki bakan 'istifa ediyorum' cümlesini kuramıyor, bürokrat 'istifa edi
BTP Sözcüsü Emre Polat, bugün TR 35'teki Uyandırma Servisi programına konuk oldu. Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Polat, “Öyle bir tek adam sistemi kurduk ki bakan 'istifa ediyorum' cümlesini kuramıyor, bürokrat 'istifa ediyorum' cümlesini kuramıyor. Neyi kuruyor; ‘görevden affımı talep ediyorum’” diye konuştu.
Polat, “Ben, bir tarihçi olarak da söylüyorum; bu, padişah uygulamalarına öykünen bir tavırdır. Bunların demokrasimize, devlet sistemimize ne büyük zararlar verdiğini önümüzdeki yıllarda çok iyi anlayacağız” dedi.
“YARGI BAĞIMSIZ OLSA…”
Adalet Bakanlığı’ndaki görev değişimine ilişkin de değerlendirme yapan Polat, “Türkiye'de yargı bağımsız olsa Adalet Bakanı değişmiş, görevden alınmış, yeni biri gelmiş, hiç kimsenin umurunda bile olmazdı. Ama yargı dediğimiz şey siyasi iradenin o kadar tahakkümü altına girdi ki Adalet Bakanı kimdir, kimlerdendir, hangi görüştedir, bunları tartışıp buna göre insanlar yorumlar yapıyorlar” diye konuştu. Polat, şunları söyledi:
“YENİ GELEN ADALET BAKANI, ESKİ ADALET BAKANI”
'Yeni gelen Adalet Bakanı, eski Adalet Bakanı. Burada şu soruyu sormak gerekiyor: Sayın Bekir Bozdağ hangi tarihte görevden alınmıştı? 15 Temmuz'dan hemen sonra. Herkeste hangi duygu ve analiz oluşmuştu? Bekir Bozdağ'ın FETÖ'nün elebaşı ile ilgili yaptığı açıklamalar var vs. ‘FETÖ'ye yakın olduğu için görevden alındı’ diye herkes düşünmüşken bugün tekrar göreve getirildi. Bozdağ tekrar göreve getirildiğine göre, demek ki onun bu göreve uygun olduğunu düşünüyorsunuz. Peki siz, 15 Temmuz'dan hemen sonra Bozdağ'ı neden görevden aldınız? Görevini yapamıyor diye mi görevden aldınız? Peki o zaman bugün neden göreve getirdiniz? Bekir Bozdağ'da ne değişti? Bu durumu hükümetin, FETÖ ile mücadelede samimiyetinin sorgulanmasına sebep olmuştur.
“MUHALEFETİN ERKEN SEÇİM İSTEMESİ HÜKÜMETİN İŞİNE GELİR”
Türkiye'de bir şekilde zaten erken seçim olacak. Biz, bunun muhalefet tarafından talep edilen bir şey olmasından ziyade, muhalefetin şunu demesini arzu ediyoruz. Bize öyle bir algı operasyonu yapılıyor ki doların 13 lira olmasına sevinmeye mecbur bırakılıyoruz. Şimdi böyle ağır bir ekonomik tablo varken hükümete şu denmeli; ‘Buyurun, yeni bir ekonomi modeli deniyorsunuz, erken seçim istemiyoruz, modelinizi uygulayın, biz de görelim’. Bu hükümeti ciddi manada boşluğa düşürecek, zor durumda bırakacak asıl söylem budur. Diğer türlü zaten hükümet, fırsatını ilk bulduğunda erken seçim yapacaktır. Çünkü bu ekonomiyi 2023'ün haziran ayına götürecek gücü asla yoktur, çözümleri de yoktur.
“BU GERÇEKTEN BÜYÜK BİR AYIP”
En basit bir sebzenin kilogram fiyatının 25-30 liralara çıkmasının normalleşmesini bekleyen bir iktidar ile karşı karşıyayız. İktidarın bakanları, vatandaşa, ‘Gidin domatesi tane ile alın’ diyor. Bu gerçekten büyük bir ayıptır” diyen Polat, çözümün Milli Ekonomi Modeli olduğunu söyledi. Polat, “Türkiye, çok ağır bir ekonomik tablo ile karşı karşıya. Bu ağır ekonomik tablodan Türkiye'nin, hükümetin hiçbir ekonomik temeli olmayan denklemlerle kurtulma şansı asla bulunmuyor. Türkiye, her geçen gün fakirleşiyor. Biz, bu süreçlerden Türkiye'yi kurtaracak yegâne modelin merhum Genel Başkanımız Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli olduğunu biliyoruz. Bütün dünya bunu biliyor ve uyguluyor. Biz de bir an önce bu modelin uygulanmasını istiyoruz. Sadece biz değil Türkiye'de iktidara talip her partinin uygulayabileceği bir modelden bahsediyoruz.”