Milli Savunma Bakanı Akar’ın Yunanistan üzerinden NATO’yu sorgulaması ise akıllara “Türkiye NATO’dan çıkmak mı istiyor?” sorusunu getirdi. Akar, Yunanistan’la olan gerilim hakkında ise şunları söylemişti:
Sürekli bir tahrik, provokasyon var. Özellikle bazı siyasilerin provokasyonları, gereksiz NOTAM, NAVTEX'ler var. 1988’de mutabakat imzalanıyor. Mutabakatla 'turizm mevsiminde dinî ve millî bayramlarda tatbikat yapmayalım.' deniliyor. Bunları çiğniyorlar. Devamlı bir tahrik. En son Yunan Savunma Bakanı ile görüşmemizde 'Biz değil turizm bakanlarımız görüşsün' dedim. Turizmi geliştirelim. Tatbikatları, gerginliği azaltalım bu konuları kendilerine söylüyoruz istenilen yanıtları, cevapları maalesef alamıyoruz. Biz NATO içinde Yunanistan ile müttefikiz. Yunanistan NATO içinde çeşitli ülkelerle ittifak anlaşmaları, mutabakat muhtırası yapıyorlar. NATO varken bunlar niye? Silahlanma var, bunlar kime karşı? Diyoruz ki bu silahlanma ne için? Normal savunma için çok fazla, Türkiye için çok az. Kendilerince boylarını aşan iddialar üzerinde yürümeye devam ediyorlar. İttifak içinde ittifak, NATO'yu zayıflatır.'
Geçtiğimiz yıllarda ABD'li siyaset bilimci Kevin Brown’ın National İnterest’ yayımlanan makalesinde Türkiye'nin Suriye ordusuna yönelik operasyonlarına verilen tepkilere rağmen sürdürülmesinin “Türkiye'nin bu adımı, Ankara'nın geleneksel NATO müttefiklerinden ne kadar uzaklaştığını gösteren birçok işaretten biri” olarak yorumlanması da dikkat çekiciydi. Brown, 'Zira NATO, Erdoğanlı Türkiye'nin ulusal çıkarlarını gözetmeyi bıraktı. Ayrıca jeopolitik eğilimler, Türkiye'nin Batı'dan Doğu'ya yöneldiğini ortaya koydu. Türkiye'nin NATO'dan ayrılması eşsiz bir durum olmaz, çünkü Charles De Gaulle 1967'de Fransa'yı NATO'dan çıkarmıştı' ifadelerini kullanmıştı.
Rusya, Türkiye’nin NATO üyesi olmasa arabuluculuğunu kabul edebileceğini ima etmesi de Avrupa Birliğinden iyice uzaklaşan Türkiye’nin “NATO’dan çıkılmalı mı?” tartışmalarının yapılmasına zemin hazırladı.