ABD'li iki kongre üyesi, Çin hükümeti tarafından işlenen insanlık suçlarını ortaya koyan çalışmaları sebebiyle 'Uygur İnsan Hakları Projesi'ni ve 'Uygurlar için Kampanya' grubunu Nobel Barış Ödülü için aday gösterdi.
Çin'in 2022 Kış Olimpiyatları Pekin'de yeni start vermişken, ABD'li iki kongre üyesi, Çin hükümeti tarafından işlenen suçları ve insan hakları ihlallerini ortaya koyan çalışmaları nedeniyle 'Uygur İnsan Hakları Projesi'ni (UHRP) ve 'Uygurlar için Kampanya' grubunu Nobel Barış Ödülü için aday gösterdi.
New York Post'un aktardığına göre; Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi Üyeleri Tom Suozzi ve Chris Smith, Norveç Nobel Komitesi'ne yazdıkları mektupta, her iki grubun da Uygurlara yönelik suistimaller konusunda farkındalık yarattığını belirtti.
'BARIŞI TEŞVİK ETMEDE ÖNEMLİ KATKILARI OLDU'
Mektupta, 'UHRP ve Uygurlar için Kampanya, Çin Komünist Partisi'nin soykırım ve başka suçlarla hedef aldığı Uygur, Kazak ve ağırlıklı olarak Müslüman olan diğer etnik azınlıkların haklarını savunarak milletler arasında kardeşlik inşa etmeye ve barışı teşvik etmeye önemli katkılarda bulundu' ifadeleri yer aldı.
'ÇALIŞMALARI, FAİLLERDEN HESAP SORULDUĞUNDA ÖNEMİNİ GÖSTERECEK'
Her iki üye de belgelenmiş toplu gözaltı, cinsel şiddet, işkence, zorla çalıştırma, zorla kürtaj ve Uygur Müslümanlarının kısırlaştırılması gibi ihlallerin ciddiyetini vurguladı. Mektup şöyle devam etti:
'Bir gün Uygur halkının maruz kaldığı soykırım ve diğer suistimaller sona erecek ve uluslararası toplum, faillerden hesap soracak. UHRP'nin kapsamlı belgeleri ve kanıta dayalı araştırması da bu çaba için çok önemli olacak. Her iki örgütün de cesur çalışması, ne kadar güçlü olursa olsun hiçbir bireysel liderin veya hükümetin insanlığa karşı işlenen suçların sorumluluğundan kaçmasını engelleyerek dünyanın bu tür bir başka trajedinin önüne geçmesine de yardımcı olacaktır.
'BU ÇALIŞMAYI ONURLANDIRMAK ALINAN RİSKLERİN BOŞA GİTMESİNİ ENGELLEYECEK'
Tarih, 21. yüzyılın en büyük koordineli insan hakları ihlali kampanyalarından birini durdurmak için gösterdikleri ısrarlı çabalarını, sivil toplum kuruluşlarının en cesurlarından biri olarak hatırlayacaktır. Çalışmalarını onurlandırmak, ihbarcıların, mağdurların ailelerinin, hayatta kalanların ve insan hakları savunucularının aldığı risklerin boşa gitmemesini sağlayacaktır.'