Miray Bebeğin Ölümüne İlişkin Davada 6 Yıla Kadar Hapsi İstenen Hekim: Hastanede Panzehir Yoktu

Miray Bebeğin Ölümüne İlişkin Davada 6 Yıla Kadar Hapsi İstenen Hekim: Hastanede Panzehir Yoktu

Yanlış tedavi sonucu hayatını kaybettiği iddia edilen 6 aylık Miray Türkan’ın ölümünden sorumlu tutulan iki hekimin, ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan 6’şar yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi. Mahkemede savunma yap

İstanbul’da, akciğer enfeksiyonu ve solunum yetmezliği şikayetleriyle tedavi gördüğü Bezmialem Tıp Fakültesi Hastanesi’nde, uygulanan yanlış tedavi sonucu hayatını kaybettiği iddia edilen Miray Türkan isimli 6 aylık bebeğin ölümüne ilişkin açılan davada iki hekimin yargılanmasına bugün devam edildi. İstanbul 7. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada sanık hekimlerden Elvis Kraja ve avukatı Ali Rıza Dizdar hazır bulundu. 6 aylık kızlarını kaybeden Türkan ailesi ise duruşmaya katılmadı.

SAVCI: ÖLÜMÜNE YÜKSEK DOZ SEBEP OLDU

Cumhuriyet savcısı, duruşmada esas hakkındaki görüşünü açıkladı ve sanık hekimler cezalandırılmasını istedi. Mütalaada, Adli Tıp Kurumu’ndan alınan raporlara göre, Miray bebeğin ölümüne yüksek dozda uygulanan ilacın sebep olduğu belirtildi. Sanık hekim Elvis Kraja’nın, daha önce bu tedaviyi uygulamadığını, tedaviyi ilk defa ölen bebek üzerinde uyguladığını kabul ettiği ve diğer sanık Nurettin Onur Kutlu’nun buna rağmen tedaviyi sanık Elvis’e devrettiği belirtildi.

SAVCI 6’ŞAR YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTEDİ

Savcı, her iki sanığın da tedbirsiz ve özensiz davranışları neticesinde yanlış miktarda ilaç tedavisi uygulayarak Miray bebeğin ölümüne neden olduklarını, bu nedenle ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan her iki hekimin de ayrı ayrı 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.

“36 SAAT DURMADAN ÇALIŞTIRILDIM”

Mütalaaya karşı savunma yapan sanık Elvis Kraja, “Yazılı olarak pişmanlığımı, üzgünlüğümü dile getirdim. Ancak yüz yüze ilk defa şimdi getiriyorum. Ben, hastanede saldırıya uğradım. Ancak şikayetçi olmadım. 36 saat durmadan, bilimsel olarak hafıza kaybı olma durumu olması bilinmesine rağmen isteğim dışında, uzmanların gözetimi altında gündüz ve gece çalıştırıldım. Sağlık Bakanlığı’nın Türkiye’de zorunlu şartlar olduğu belirtilmesi nedeniyle bu şekilde öğrenciler zorunlu olarak çalıştırılıyordu” dedi.

“O BÖLÜMÜN UZMANI DEĞİLDİM. HASTANEDE PANZEHİR YOKTU”

Kraja, savunmasının devamında şunları söyledi:

“Ben, o bölümün uzmanı değildim. Çocuğun yoğun bakım uzmanı da değildim. Çocuğu yoğun bakıma kabul eden, tedavisini uygulayan da ben değildim. Tedavi kağıdını aileye imzalattıran kişi dahi değilim. Çocuk uzmanlığı almaya çalışan, verilen görevden kaçınmayan birisiyim. Hocaların önünde hastanın öldüğü gün de ben yoğun bakımda uzmanlık öğrencisiydim. İlacın panzehri mevcuttur. Verildikten sonra 60 dakikada etkisi biter. Fakat hastanede panzehir yoktu. Sonra Bakırköy’de bulmuşlar, neden gidip almadılar bilmiyorum. Bakırköy’e taksiyle gidip ilacı alıp geldim, ancak bebek ölmüştü. Panzehir verilseydi yarım saat içerisinde hallolacaktı. Ailenin acısı büyüktür. Suçlu aranıyorsa o suçlu ben değilim.'

DURUŞMA ERTELENDİ

Mahkeme, sanık Nurettin Onur Kutlu’nun avukatına esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma hazırlanması için süre verilmesine hükmederek davayı erteledi.