AY: Sn. Hocam, Çok Sayıda Kütüphane Açılıyor. Kitap Okumanın Yararı Var mı?
ORTAŞ: Eskiden güneş girmeyen eve doktor girer denirdi. Sonra günde bir “elma ye doktoru uzaklaştır “şimdide kitap oku ömrün uzasın (A Chapter a Day Keeps the Doctor Away) deniliyor. Önceki önerilerde önemli ancak “Günde bir kitap bölümü oku doktoru evden uzaklaştır kavramı somut verilere dayalı olduğu konusunda da son yıllarda çok fazla araştırma verisi de elde edildi. Okuyan insanların genel kültür, ansiklopedik bilgi düzeyi yükseliyor. Ayrıca algıları ve farkındalığı da çok gelişiyor. Okuma edimini gerçekleştirmiş olan kişi okuduğu kelime ve/ya cümleleri zihinden geçirilerek algılama, anlamlandırma ve yorumlama işlevi gerçekleştirerek öğrenme eylemini gerçekleştirmektedir. Ayrıca okumanın anlaşılması ile kişinin düşünme dünyası ve algıları geliştiği ve de olumlu yönde farklılaştığı sıkça vurgulanmaktadır.
Yapılan ileri araştırmada “derin okuma” diye de tanımlanan metin içindeki karakterler ve kavramlarla aktif halde etkileşim kurulan ve metnin sunduğu bilgi üzerinden düşünce oluşturduğu okumanın insan beynini dinlendirdiği ve şarj etme olanağı sağladığı belirtiliyor. Melih Cevdet Anday’ın “okumayan çürür” ifadesi ile okuma kişiyi ruhen besleyerek sağlıklı kılmaktadır. Hatta insan ömrünün kitap okumayanlara oranla daha yüksek olduğu belirlenmiştir (https://curiosity.com/topics/reading-daily-can-actually-add-a-year-to-your-life-curiosity/). Yale Üniversitesi’nden yapılan araştırmalar günde yarım saatlik kitap okuma ile ömrünüze 23 ay gibi önemli bir süre kazandırmış oluyorsunuz deniliyor (Altınkaynak, H. 2018 (Okur olmak 11 Ekim 2018 Cumhuriyet Gazetesi). İnsan ömrüne 2 yıl katmak önemli. Tabii kitap okumanın faydası yalnızca ömrünüzün uzaması değil, daha az stres ve bunalım koşulları altına giriyorsunuz, yaşamınızı daha anlamı kılıyorsunuz. Kitap okuyanların okumayanlara göre daha eğitimli ve daha varlıklı oldukları da belirlenmiştir. Doğaldır ki eğitimli insan fırsatları daha iyi görüyor ve değerlendiriyor. Kitap okuyanların beynini daha çok dinlendirdiği ve daha iyi düşündüğü de belirtiliyor. Tabi okumanın düz ve/ya amaçsız okuyarak geçiştirilmesi şeklinde değil de daha çok eleştirel veya derin okuma şeklinde yapılması durumunda gerçekleşiyor.
AY: Öğrenciler Etkili Okuma Yapabiliyor Mu?
ORTAŞ: Okumanın bu kadar faydasına rağmen halen de çok az insan yer yüzeyinde kitap okuyor. Gelişmiş ülkelerin kitap okuma sayısı, süresi ve okumadan yarar sağlama durumu az gelişmiş ülkelerden daha yüksek olduğu muhakkaktır. Dünyaya kıyasla ülkemiz kitap okuma istatistiklerine göre büyüklüğünün çok çok gerisinde bulunuyor. Son yıllarda başta kendim olmak üzere günlük iş yoğunluğu, gazete, dergi, haberler ve sosyal medyadan dolayı eskisi kadar okuyamamaktayız. TV ve akılı telefonlardan önce geceler ve boş zamanlar benimdi ve okuma yapılıyordu. Şimdi de kendimizi disipline ederek az da olsa okuma yapıyoruz, yapmak zorundayız.
Ancak konu kitap okumaktan çok etkili okuma ve eleştirel okuma daha can alıcı durumdadır.
Öğrencilerimizin çoğunlukla okuma eylemini istenilen ölçüde gerçekleştirmedikleri gözlenmektedir. Öğrencilerin zorunlu oldukları ders notlarını bile okumaya tahammülleri yok ve hocaların slaytları üzerinden hocanın kendi özeti ile üniversite eğitimi gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Okuduklarını da “MIŞ” gibi baştan savdıkları görülüyor. Başta okudukları ders notları-kaynaklarını iyice içselleştirmedikleri görülmektedir. İyice anlayamadıkları okuma sonuç vermemektedir ve bilgiden bilgi edinme süreci de gerçekleşmiyor.
Aslında ülkemiz yükseköğretimdeki bu sorun dünden kalma bir sorun. Ülkemiz yükseköğretimine önemli katkıda bulunmuş Nazi Almanya’sından kaçarak ülkemize gelen Alman bilim insanlarından Alman Prof. Fritz Neumark, 1936’dan İstanbul Üniversitesi’nde ders veren hoca gözlemlerini 1939 yılında toplanan “Birinci Maarif Şurası”ında şöyle anlatmıştı: “Üniversitede bazı talebeler zannediyor ki, mühim olan tek şey dersleri takip etmek ve anlatılan bilgileri imtihan için ezberlemektir. Fakat özel çalışmalar yapmak veya diğer kitaplara başvurarak araştırmak fikri hemen hiç yok...” (Maarif Şûrası, sf. 455).
Maalesef öğrencilerimiz ders çalışma değil hocaların slaytlarından ezberleyerek üniversiteden sınavları vererek mezun olmayı hedefliyor. Ne yazık ki bu şekilde yol almış çok liyakatsiz diplomalı bugün köşe başlarında yer tutmaktadırlar.
AY: Sorgulamak Okumada Neden Önemlidir?
ORTAŞ: Hiçbir sorun, hiçbir problem felsefi tartışma temelinde sorgulanmadan çözülmez. Okumada 'neyi öğreneceklerini' değil, 'nasıl öğreneceklerini' anlar ve anlatabilirsek, eleştirel okumayı zaten anlamış oluruz. İnsanı insan yapan özellik dildir. Dil, yalnızca söz söyleyerek, yani fiziksel bir kaynak kullanmadan, hiç bir bedensel maliyete katlanmadan iş yaptırma, yönetme ve yönlendirme yetisidir denir.
AY: Eleştirel Okuma Nedir?
ORTAŞ: Günümüz dünyasında gelişmişliğin dinamosu olarak kabul edilmektedir ki eğitiminin temeli motivasyonunu eleştirel düşünce biçimi sağlamaktadır. Eleştirel düşünce eğitimi nedir? Ne değildir ve nasıl sağlanır? Eğitim sistemi farkındalık kazandırmak ise her söylenenin eleştirel gözle bakmak, her ifadeyi akıl süzgecinden geçirerek değerlendirme, “acaba öyle mi” diye düşünme oluşturmadır. Kısacası ifade edilen, söylenen ve bilinen her şeyi sorma, sorgulama, başka seçenekler olup olmadığını araştırma eleştirel düşüncenin temel göstergeleridir. “Acaba böyle midir, değil midir? Ne zaman bulunmuştur? Nerden bulunmuştur? Nedenleri nelerdir? Süreç nasıl gelişmiştir? Sonuca nasıl varılmıştır? Koşullar başka olsaydı sonuç nasıl değişirdi?” Kişiden kişiye veya ortamdan ortama sonuçlar değişir mi?
Gerçek ancak eleştirel okuma ile sağlanabilir. Okunan metin eleştirilerek olaylardan ve olgulardan yeni fikirler oluşturmadır. Eleştirel okuma bir alışkanlık, yöntem ve kazanılması gereken beceri olduğu için zor bir işlevdir. Eleştiri yapmak için öncelikle eseri seçici olarak okumak gerekir.
Eleştirel okumada okunan metin üzerinde kendimizce bir takım sorular sorarak metnin daha iyi anlaşılmasına çalışılmalıdır. Eleştirel okuma, okuduğumuz herhangi bir metin üzerinde düşünme, doğruları ve yanlışları üzerinde çok yönlü analiz ederek metni yorma ve yorumlama yapmaktır. Bu teknikte, okuma yalnızca konunun anlamış olmakla sınırlı olmamalı Aynı zamanda okurken düşünülmesi, konuya farklı yorumlama getirmek ve konuya eleştirel bir gözle bakılmayı da öğrenmek gerekir. Eleştirel okuma tekniğinde okuma eylemi sırasında ve sonrasında zihinsel bakımdan daha etkin olması gerekir. Okunan metin yeni okumaları da beraberinde getirmelidir. Hatta yeni bir okumanın da yeni araştırma ve incelemelere kapı açması gerekir. Eleştirel okumada sonrası metne yeni bir düşünce ve etkinlik de kazandırılmış olur. Bu okuma daha çok filim sektöründe yapılıyor. Bir başka deyişle eleştirel olmayan okuyucu metinin anlatıldığı temel düşünce veya düşünce desteklerini de konunun nasıl betimlendiğine de bakılır.
AY: Eleştirel Okuma Gerekli Mi?
ORTAŞ: İletişim ve Bilgi Teknolojileri çağının gereği olarak zaman sorunu etkili ve eleştirel okumayı artık zorunlu kılmaktadır. Ayrıca çağın gereği olarak çok fazla yayın ve okuma materyali yayınlanmaktadır. Anacak sağlıklı bilgi edinme ve ayıklayıcı olmak bazen zor olmaktadır. Aranılan bilgiye ulaşmak ve okumak için öncelikle temel bilgiye sahip olmak gerekir. Nitelikli bilgi ve birikimin öncelikle oluşturması için etkili ve yeterli okumanın öncelikle yapılması gerekir. Okumanın nitelik, bilinçli ve amaca yönelik gerçekleştirilmesi gerekir. Etkili okuma için merak, sorgulama, şüphe, bilinç, dikkat ve sürekliliği elden bırakmamak gerekir. Okuduğu konu hakkında şüpheler taşımayan, dikkatli olmayan, kabule veya redde hazır bir dogmatik ön yargıya sahip okuyucudan, metnin bütünlüğünü kavramayan, metindeki kelimelerin anlamını ve cümlelerin anlam bütünlüğü vurgulamaları konularına hâkim olamayan bir okuyucudan etkili bir okuma ve anlama yapması beklenemez. Yükseköğrenim gören öğrenciler ve araştırıcılar, bilim insanları eleştirel ve etkili okumada daha dikkatli ve şüpheci olmaları zorunludur.
Eleştirel Okuma Nasıl Yapılır?
“Okumak anlamaktır” denir. Okuduğunu anlamak ve yeni bilgi edinmek için mutlaka okuma yöntemi sahibi olmak ve okumaktan haz alarak öğrenmek gerekir. Eleştirel ve bilinçli okuyucu, okuma öncesinde, okuma sırasında ve okuduktan sonra konu hakkında doğal olarak kafasında birtakım soru işaretleri oluşur. Eleştirel okuma yapmayan okuduklarını sorgulamayan okuyucunun zihninde peşin kabuller ve retler var olan okuyucu sınıfındadır. Eleştirel okuyucunun ön yargıları-peşinleri yoktur. Metni okudukça birtakım sorular sorarak kabullerini ve retlerini kendisi oluşturur.
Eleştirel okuyucu amaçlı ve farkında olarak okuduğu için okumada ne beklediğini ve kendisine yapacağı katkılar konusunda bir takım beklentileri doğal olarak vardır. Ancak okuma sonucunda okumanın etkili olup olmadığı ve yararı sonradan anlaşılır.
Eleştirel okuma okuduğumuz metin üzerine okudukça kendimizce konu ile ilgili sorular sorarak anlamaya çalışmak da önemli bir alışkanlık olabilir.
Eleştirel okuma, bireylerin okuduklarını, okuma yoluyla öğrendiklerini kendi bilgi ve birikim süzgeçlerinden geçirerek daha iyiyi, daha güzeli, daha doğruyu bulma çabaları; okuduklarından elde ettikleriyle daha iyi, daha güzel, daha doğru zihin ürünleri ortaya koyma faaliyetleridir. Eleştirmediğimiz düşüncelerden, olaylardan ve olgulardan yenilikleri yakalamak imkânsızdır.
Devam edecek...