TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Recep Tayyip Erdoğan’ın üçüncü kez cumhurbaşkanı adayı olup olamayacağına yönelik tartışmalara ilişkin, “Üçüncü kez değil ikinci kez adaylık söz konusu. Bu konu hukuki bir konu, hukuki bir tartış
Mustafa Şentop, bugün TBMM’de basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Şentop, Recep Tayyip Erdoğan'ın üçüncü kez cumhurbaşkanı olup olamayacağına yönelik tartışmayla ilgili soruya şu yanıtı verdi:
“MİLLETVEKİLLERİ BOYLARINI AŞAN SULARDA YÜZÜYOR”
“Soruda bir düzeltme yapayım; üçüncü kez değil ikinci kez adaylık söz konusu. Bu konu hukuki bir konu, hukuki bir tartışma yapmak lazım. Bu konuyu gündeme getiren milletvekilleri, boylarını aşan sularda yüzüyorlar. Bu, hukukçuların yapacağı bir tartışma. Sizi görünce bunu buraya getirdim. Bu konu, 2016 yılının sonunda verilen teklifle TBMM gündemine geldi. Ben, o zaman Anayasa Komisyonu Başkanı’ydım. Bu sürecin bütün detaylarını biliyorum. Bu da o teklifin içinde Anayasa’nın 101. maddesiyle ilgili bir değişiklikti. Elimde komisyon raporu var. Sıra sayısı 447. Anayasa değişikliği teklifi Anayasa Komisyonu’na geldikten sonra Anayasa Komisyonu bunu 10 gün süreyle görüştü. O görüşmelerin sonunda Anayasa Komisyonu bir rapor hazırlıyor. Bu rapor sıra sayısı diye isimlendiriliyor ve TBMM Genel Kurulu’nda görüşmeler bu rapor üzerinden yapılıyor. Ben, bütün detayları hatırlıyorum. Komisyonda bugün bunu dile getiren muhalefet milletvekilleri de var. Komisyonda bu konuya dair hiçbir şey söylemedikleri gibi, tam aksine sayın Cumhurbaşkanımızın iki defa aday olacağını, daha sonraki seçimde bir kez daha aday olmak suretiyle üç defa aday olma imkânı tanıdığına dair ifadeler var. Komisyonda aksi yönde görüş olmadığı için sıra sayısı 447. 40. sayfasını okumak istiyorum. Bu konuda aksi hiçbir görüş öne sürülmediği için bu konu açık bir şekilde ortaya konulmuş. Komisyon raporunda da çok net, bu konunun tartışmasız bir konu olduğu, yeni getirilen düzenleme ile 101. maddeyle bütün vatandaşlara olduğu gibi daha önce cumhurbaşkanlığı yapmış olanlara da iki dönem seçilme hakkı getirildiği ifade edilmiş. Sonra muhalefet partisinden arkadaşlar şerhler yazmışlar. Arkasında var. Bu konuya itiraz eden var mı, yok. Genel Kurul’da bu rapor görüşülmüş. Farklı görüş ifade edilmiş mi? Edilmemiş. Aradan beş sene geçmiş, jeton yeni düşmüş. Arkadaşlarımız herhalde yeni bir şey bulduğunu zannediyorlar ama beş sene önce bu konu net şekilde ortaya konulmuş. Meclis’teki görüşmelerin şöyle bir önemi var. Kanunlar yorumlanıyor, itilaf olduğu zaman. Yorumda en önemli husus, ‘bu düzenleme niçin yapılmış’ şeklinde bir yaklaşımdır. Burada TBMM’nin bu düzenlemeyi yaparken maksadının ne olduğu, seçilme hakkını yeni sistem içinde ikinci defa getirdiği anlaşılmaktadır net şekilde. Başka gerekçeler de var ama hukukçularla tartışılmalıdır. Teklif aşamasında, komisyon aşamasında ve sonrasında, teklifi getirenlerin hiçbir tereddüdü yoktur. Dolayısıyla bu konu nettir.
“YENİ SİSTEMLE İKİ DEFA SEÇİLME HAKKI TANINIYOR”
101. madde dediğimiz bu yeni madde, Nisan 2018’de yürürlüğe girmiştir. Cümlelerin aynı olması eski hükmün geçerli olduğu anlamına gelmiyor. Çünkü madde bir bütün olarak yeniden yazılmış. Sonrasında yapılacak seçimler için hüküm ifade ediyor. Eski 101 yürürlükten kalkmış, aynı ifadeye sahip olmakla beraber yeni bir madde getirilmiş. Önemli olan sözlük anlamı değil terim anlamıdır. Cumhurbaşkanlığı kelimesinin içeriği değişmiştir. Bu yeni sistemde yeni içerik kazanan cumhurbaşkanlığı için iki defa seçilme hakkı tanınıyor. Bunun başka tartışmaları da yapılabilir. Bilgi eksikliği diye özellikle söyledim. Birisi budur. Birisi 101. maddenin bütünüyle değiştiği hususudur. Genelde siz parlamento muhabirlerisiniz, bu konuyu bilirsiniz. Madde değişikliklerinde ‘işte üçüncü fıkrası değişmiştir, ikinci fıkrasına şu eklenmiştir’ gibi değişiklik yapılır. Halbuki 101’de öyle yapılmamış. Yeni 101 konulmuş, eskisi kaldırılmıştır.”
“TBMM BAŞKANI’NIN ROL KAPMASINA GEREK YOKTUR”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi için çalışacakları yönündeki açıklamasını muhalefetin ‘siyasi tuzak’ değerlendirmesi ve Şentop’un bu konuya ilişkin makale yazacağını söylemesine gelen tepkilerin sorulması üzerine Şentop, şöyle konuştu:
“Türkiye’de herkes istediğini yazabilir. TBMM Başkanı’yım. TBMM Başkanı’nın rolü bellidir, ayrıca rol kapmasına ihtiyaç yoktur. TBMM makamı onurlu ve şerefli bir makamdır. Bu makamda bulunan kişilerin rolü zaten iyi bir roldür, ayrıca ilave bir rol aramasına gerek yoktur.”
“YANLIŞ VE HADDİNİ AŞAN DEĞERLENDİRMELER”
Gazeteci Ayşenur Arslan’ın Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’nde öldürülen Halil Falyalı için “Kendini Türk Mukavemet Teşkilatı'nın (TMT) üyesi olarak tanıtırdı. Türk Mukavemet Teşkilatı, Ada'da ve yakın hinterlandında suikastlarla bilinen bir illegal diyelim, yarı resmi bir oluşumdu” sözlerinin sorulması üzerine Şentop, şunları söyledi:
“Ben de akşam sosyal medyada yoğun tartışma olunca gördüm. Kıbrıs Cumhuriyeti ve sonrasındaki gelişmelerde Kıbrıs’taki Türk varlığını yok etmek üzere harekete geçen, daha sonra askeri darbe ile yönetimi alan ve Türkleri soykırıma uğratmak için gayret gösteren Rumların oluşturduğu bazı çetelere karşı oradaki kardeşlerimizle bir teşkilatlanma meydana getirdiler. Bir nevi Kuvayi Milliye’sidir Kıbrıs’ın. TMT mücadelesi olmasaydı bugün Kıbrıs’ta bir tane Türk görebilmek mümkün olmazdı. Bu bakımdan TMT hakkındaki bu değerlendirmeleri çok yanlış ve haddini aşan değerlendirmeler olarak görüyorum.”
“GÜNLÜK SİYASİ TARTIŞMALAR İÇERİSİNE GİRMİYORUM”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun zamlar geri çekilene kadar elektrik faturalarını ödemeyeceği yönündeki açıklamasının sorulması üzerine Şentop, “Biliyorsunuz ben günlük siyasi tartışmalar içerisine girmiyorum. Bütün vatandaşlar eleştiri yapabilir. Önemli olan değerlendirmelerin mevzuat içinde yapılmasıdır. Siyasetçiler tartışacaktır” dedi.
“AĞIR CEZA GEREKTİREN HALLERLE İLGİLİ KALDIRILMASI TARAFTARIYIM”
HDP Diyarbakır Milletvekili Semra Güzel’inki başta olmak üzere Karma Komisyon’da görüşülen dokunulmazlık dosyalarına ilişkin soruya Şentop, “Cumhurbaşkanımızla zaman zaman görüşüyoruz. Sadece o konu değil, parlamentodaki yasama faaliyetlerine ilişkin de kendisiyle görüşüyoruz. Kendisi Anayasa’mıza göre aynı zamanda devletin başıdır. Dokunulmazlığın var oluş sebebi yasama faaliyetlerinin güvenli bir şekilde yürütülmesidir. Bir milletvekilini korumak veya milletvekillerini korumak, tabiri caizse suç işleme özgürlüğünü vermek için bir kurum değildir. Dokunulmazlık, parlamento faaliyetlerini korumak için ortaya çıkmıştır. Bunun için de dokunulmazlığın kaldırılması müessesi diye bir kurum getirilmiş Anayasa’da ayrıca. Bu bakımdan bu dengeyi korumak lazım. Anayasal düzene ve TBMM’nin içinde bulunmuş olduğu temel hukuk düzenine karşı hareketler içinde bulunan, bununla itham edilen milletvekilleri, ki bunların cezaları da ağırdır, ağır ceza gerektiren hallerle ilgili olarak dokunulmazlık kaldırılması kurumunun işletilmesinin taraftarıyım. Bu konuda Meclis Başkanı’nın yetkisi yok” diye konuştu.