AYM üyeliğine seçilen Kenan Yaşar için bugün yemin töreni düzenlendi. Törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, AKP Genel Başkanvekili Binali Yıldırım ile yüksek yargı üyeleri ve davetliler katıldı.
Yemin töreninde konuşan AYM Başkanı Zühtü Arslan, özetle şunları söyledi:
“Öncelikle yeni üyemiz Kenan Yaşar’ı tebrik ediyor, üyeliğinin kendisi, ailesi, mahkememiz, ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını temenni ediyorum. Sayın Yaşar’ın serbest avukatlık ve baro başkanlığı görevlerinde edindiği tecrübeyle Anayasa Mahkemesi’ne önemli katkılar yapacağına inanıyorum. Bilindiği üzere günümüzde anayasal adaletin sağlanmasında ve temel hakların korunmasında anayasa mahkemeleri önemli bir rol oynamaktadır. Bu anlamda kuruluşunun üzerinden 60 yıl geçen Türk Anayasa Mahkemesi de özellikle bireysel başvurunun kabulüyle birlikte temel hak ve özgürlükleri koruma görevini en iyi şekilde yerine getirmenin gayreti içindedir.
Mahkememiz gerek norm denetiminde gerekse bireysel başvuru ve diğer işlerde hak eksenli yaklaşımla kararlar vermeye devam etmektedir. Bu kararlarda yaşam hakkından adil yargılanma hakkına, özel hayata saygı hakkından ifade özgürlüğüne kadar Anayasa ve kanunlarla güvence altına alınan insanımızın temel hak ve hürriyetlerinin demokratik hukuk devletinin vazgeçilmez unsurları olduğu vurgulanmaktadır.
“YARGILAMANIN ANLAMSIZ HALE GELDİĞİ YERDE TOPLUMUN HUKUKA VE YARGIYA OLAN GÜVENİNİN ZEDELENECEĞİ AÇIKTIR”
Belirtmek gerekir ki 2010 Anayasa değişikliğiyle hukuk sistemimize giren ve 2012 yılından itibaren uygulamaya geçen bireysel başvuru yolu, ülkemizde hakkın tespiti ve teslimi anlamında adaletin tecellisine çok önemli katkılar yapmıştır ve yapmaya devam etmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin kararlarında vurgulandığı üzere; bireysel başvuru kurumu, temel hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesinde bireylere en üst düzeyde güvence sağlamaktadır. Diğer yandan bireysel başvurudaki on yıllık tecrübemiz bize, bu hak arama yolunun etkili olabilmesinin, verilen ihlal kararlarının yerine getirilmesine bağlı olduğunu göstermiştir. Anayasa Mahkemesi, yargı kararlarının icrasının yargılama sürecinin tamamlayıcı unsuru olduğunu, kararın uygulanmaması halinde yargılamanın da bir anlamının kalmayacağını belirtmiştir. Yargılamanın anlamsız hale geldiği yerde ise toplumun hukuka ve yargıya olan güveninin zedeleneceği açıktır.
“ANAYASA’NIN İHLALİNE NEDEN OLAN SORUNU ORTADAN KALDIRMASI VE BENZER İHLALLERİ ÖNLEMESİ BEKLENMEKTEDİR”
Önemine binaen sıklıkla vurguladığımız üzere; bireysel başvurunun amacı, sadece başvuruya konu somut ihlalin giderilmesi değildir. Bunun yanında bireysel başvurunun objektif etkisi, ihlal kararlarının dikkate alınarak aynı konuda ortaya çıkabilecek yeni ihlallerin önlenmesini gerektirmektedir. Bu noktada, Anayasa Mahkemesi’nin ihlalin kaynağına ilişkin tespitleri önem kazanmaktadır. Hak ihlali yerleşik idari uygulamadan, yargısal yorumdan veya bizzat kanundan kaynaklanabilmektedir. İhlalin kaynağına göre idarenin, yargı veya yasama organının harekete geçerek Anayasa’nın ihlaline neden olan sorunu ortadan kaldırması ve benzer ihlalleri önlemesi beklenmektedir.
Sonuç olarak; hukuk sistemimiz açısından büyük bir kazanım olan bireysel başvurunun sürdürülebilmesi, verilen kararların yeni ihlalleri önleyecek şekilde uygulanmasına bağlıdır. Bu da hiç kuşkusuz idarenin, mahkemelerin ve yasama organının sadece somut ihlali gidermekle yetinmeyip yeni ihlallerin önlenmesine yönelik tedbir almasını gerektirmektedir.”