İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Eyüpsultan’da bulunan İstanbul Su Kontrol ve Otomasyon Merkezi'nde (İSKOM) bugün basın toplantısı düzenleyerek, AKP ve MHP'li İBB Meclis üyelerinin suda fiyat düzenlemesi yapılmasına engel olmasına ilişkin tepkisini dile getirdi.
Sözlerine 'İstanbul'a karşı oynanan kötülük dolu bir oyunu sizlerle paylaşmak için karşınızdayım” diye başlayan İmamoğlu, satır başlarıyla şunları söyledi:
İSKİ SİYASETİN ÜSTÜNDE TUTULMALI: “İSKİ köklü bir kurum. Korunmalı, siyasetin üstünde tutulmalı. 2 yıldır sabırla, ortak masalar kurarak, defalarca yüz yüze konuşarak, tüm hesapları siyasi parti ayrımı yapmaksızın büyük bir gayretle paylaştık. İSKİ'nin hassas durumunu İBB Meclisi'ndeki tüm gruplar ve başkan vekilleriyle paylaştım. 10 milyar 300 milyonluk bütçeyi kasımda yaptık, bugün 14 milyar 900 milyona çıktı. Bu bütçe üzerinden su tarifesi belirleyelim diye aktardım. Karşımda 3 samimi yüz gördüm, 'Yaparız' dediler. Yüzde 40’ın üzerinde bütçede artış oldu.
İSKİ'NİN MALİYETLERİ YÜZDE 120 ARTTI: İSKİ’nin konuştuğu maliyetler bir sonuç. 2019'dan beri elektriğe hükümet yüzde 300'e yakın zam yaptı, kurumun en büyük gideri elektrik. Doğal gazda artış yüzde 100'den fazla. Geçen yıl bugün 7,5 lira olan dolar, bugün 13,5 lira. İstanbul'un suyunu sağlıklı hale getirmek için kullandığımız kimyasallar dövizle alınıyor ve muazzam zamlar gelmiş. Sonuçta; sadece son bir yılda, İstanbul’umuza su temin eden İSKİ kuruluşumuzun maliyetleri yüzde 120 artmış.
MUHALEFETİN İDDİA ETTİĞİ RAKAM DOĞRU DEĞİL: Kaçınılmaz olarak, bu durum üzerine İSKİ Genel Kurulu'na yeni bir su tarifesi getirdik. Ne dedik? 10 metreküpe kadar kullanıcılara, yani dar gelirlilerde artış yüzde 50 olsun. Bu rakam da zararımıza ama dar gelirlinin yanında olalım dedik. 11-20 metreküp kullananlar için yüzde 69 olsun. Aşırı su tüketenler için de yüzde 80 artış yapalım. Arkadaşlarım, bu zamma neden ihtiyaç olduğunu da İSKİ'nin tüm gelir ve gider kalemleri ile AK Parti Grup Başkanvekili'ne tane tane sade şekilde anlattı. Yani herkes, neyin ne olduğuna son derece vakıf. Muhalefetin iddia ettiği yüzde 179 zam rakamları da doğru değil. Üzülüyorum bu sözlere. İlkokul 2’nci, 3’üncü sınıfta anlatılıyor yüzde hesabı. Bu rakamı nasıl buldu anlamış değilim. Bu rakam yalan.
SUYA TARİHİN GÖRDÜĞÜ EN BÜYÜK ZAM 1994 YILINDA YAPILDI: İstanbul'da suya tarihin gördüğü en büyük zammı hangi zihniyetin yaptığını düşünün, ben size hatırlatayım. Bugünkü merkezi iktidar, İBB'de göreve geldiği 1994 yılında suya yüzde 200, bir sonraki yıl da yüzde 73 artış yaptı. Bugün yüzde 50'yi fahiş bulan arkadaşlar, yüzde 200 zamda mahsur görmedi. Samimiyetsizlik, kötülük, hazımsızlık.
HİÇ SEL BASKINI GÖRDÜNÜZ MÜ: Bizim dönemimizde, İSKİ’nin, İstanbul’da yaşanan ve kente hiç yakışmayan sel baskınlarına, yaptığı milyarlarca liralık yatırımlarla son verdik. İstanbul'da bizden önce onlarca insanımız, maalesef sel baskınlarında hayatını kaybetti. Millet, canını kurtarmak için Üsküdar'ın merkezinden yüzerek kaçıyordu. Karada yüzmekten onları kurtardık. Geçtiğimiz günlerde İstanbul'a, bir yılda yağan yağmurun 10'da 1'i sadece bir günde yağdı. Hiç sel, baskın gördünüz mü? İşte İSKİ, bu yüzden İstanbul'un en hayati kurumlarından biridir.
İSTANBUL TARİHİ BÖYLE CAHİL ADAM GÖRMEMİŞTİR: Ama gel gör ki büyükşehir belediyeleri arasında su maliyeti en yüksek olup en ucuza su satan İSKİ kurumumuza artış layık görülmedi. Körleşmiş bir AK Parti grubu var karşımızda. Sözüm ona bir teklif sunuyorlar, ‘Ya bizim yüzde 25’lik zam talebimizi kabul edersiniz ya da hiç zam vermeyiz' tehdidi yapıldı. İstanbul tarihi böyle cahil adam görmemiştir. Tehditlere pabuç bırakmak adetimiz değil İBB Meclisi'nde. Aradan geçen zamana rağmen, İstanbul'u kaybetme öfkesi yüzünden vicdanını kara bulut kaplamış.
MAHKEMELERDE, HUKUK ÖNÜNDE İSTANBUL'A VERDİĞİNİZ ZARARIN FATURASINI GÖRECEKSİNİZ: İSKİ'yi organize kötülükle batırmaya çalışan arkadaşlara bir haberim var; yaptığınız suçtur. Çünkü yasaya göre İSKİ, maliyeti altında su temini yapamaz. Sizin öfkeniz yüzünden milyarlarca lira zarara girecek olan İSKİ, emin olun çok kısa vadede bu zararı, bu karara oy veren, yani revize bütçeye, yeni tarifeye ret oyu veren her üyeden rücu ettirecek. Mahkemelerde, hukuk önünde İstanbul'a verdiğiniz zararın faturasını göreceksiniz. İnanın çok kısa vadede olacak bu. Şimdiden düşünün gelecek günleri. Vicdanı ile oy vermediğini düşündüğüm AK Partili ve MHP’li üyeler olduğunu da biliyorum. Kendisini yönlendiren şahıs ya da şahısların yanlış yaptırdıklarını görüyor, hissediyorum. Onları, düşünmeye davet ediyorum. Bu arada, kuşkusuz artışların vebali İSKİ'de ya da İBB'de değildir. Bir ülkede herhangi bir şeyin fiyatı çok artıyorsa bunun sorumlusu, ekonomiyi yöneten hükümettir. Türkiye'yi bu ekonomik buhrana sokanların İstanbul'daki ucuz kahramanlık girişimlerine en güzel yanıtı günü gelince yine sizler vereceksiniz.”
'İSTANBUL’A BÖYLE SEVDA OLMAZ'
Ekrem İmamoğlu, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın belediyelere KDV indirimine paralel fiyat indirimi çağrısıyla ilgili soru üzerine şunları söyledi:
'Sayın Cumhurbaşkanımız bize KDV üzerinden mesaj veriyor. Ben çok üzüntü duyuyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız, ‘İstanbul sevdam’ diyorsanız İstanbul’a böyle sevda olmaz. ‘Bizim belediyeler, sizin belediyeler’; böyle bir kavram zaten olmaz. 2019 seçimlerinden sonra arzum, Cumhurbaşkanımızın bu şehre hizmet eden belediye başkanıyla sıkı diyalog, istişare, bir arada düşünce üretme, iş birliği yapmaya uygun bir diyalog zemini… Hala 2019’daki seçimin insanların zihninde başka travmalara sebep olduğunu görüyorum.
'İSTANBUL’A ZULMETMENİN İŞARETİ ORADAN MI VERİLDİ'
İSKİ Genel Kurulu’ndan bir gün sonra bir toplantıda KDV indirimi üzerinden politika yapılıp İstanbul’a zulmetmenin işaretinin oradan verildiği şüphesi, bizim kafamızda büyük bir soru işareti doğurmakta. Üzüntü ile takip ediyoruz. Kaldı ki geçmişte, en yoğun eleştirileri yapan kendilerinin döneminde, bu ülkenin cumhurbaşkanından başbakanlarına veya birçok yetki ve mevki sahibi insanlarıyla nasıl bir araya geldikleri İBB arşivlerinde mevcut. Ancak ben, hala 2019’daki seçimin insanlarının zihninde başka travmalara sebep olduğunu düşünüyorum. İBB kimin ya? Hani bir toplantıda ifade edildiği gibi ‘2023 seçimlerinden sonra -yerel seçim de değil- İstanbul, gerçek sahibi olan AK Parti'nin olacak’. İstanbul kimin? Açın, İstanbul Danışma Kurulu toplantısında bu konuşmayı duyarsınız. İstanbul ne AK Parti’nin ne CHP’nin ne İYİ Parti’nin; İstanbul İstanbullunun. İstanbul Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının. Hatta İstanbul dünya kenti. Ben bu anlayışı, bu yaklaşımı anlayamıyorum. Ve şu mecliste yapılan zulmün, kötülük dolu hareketlerin düzeltilmesine veya uyarılmasına dönük hamle beklerken dün yine bizimle yarışan konuşmaların Ankara’da yapılması beni ziyadesiyle kaygıya düşürmektedir, çok üzmektedir. Bu ülkenin kurumlarını, idarelerini, idarecilerini Allah korusun. İki yıldır önünüzde otobüs alımı kredisi bekliyor. Yazıktır, günahtır. Herkesi görevini yaparken memleketine hizmet etme bilinciyle hareket etmeye davet ediyorum, partilerimize değil.'
'MİLLETİMİZİN BEDDUASIYLA KARŞI KARŞIYADIR. ONLARA BU BEDDUALAR YETER'
İmamoğlu, İBB'nin başlattığı yardım kampanyası sonucu toplanan 6,2 milyon liraya Fatih Kaymakamlığı'nın el koymasıyla ilgili soru üzerine şöyle konuştu:
“Bu işleme imza atan idarecisi, yöneticisi, bakanı, adı neyse hem oraya bağışta bulunan binlerce insan hem de o paralardan faydalanmak üzere olan 100 binlerce insanımızın bedduasıyla karşı karşıyadır. Utanç verici bir işlemdir. Bu şehirde ve başka şehirlerimizde, insanlarımızın gayet usule uygun biçimde şartsız bağış yaparak vatandaşımıza yardım şeklinde aktarılması söz konusu. Ki biz, o rakamın iki katı kadar kısmını da aktardık. Vatandaşlarımıza nakdi yardım olarak verdik. Ama bu kısmını bloke etmişlerdi, veremedik. Ve şimdi de bu, defterdarlığa aktarılıyor. Ayıptır, utanç vericidir. Dünyanın hiçbir yerinde bu işi anlatamazsınız. Askıda Fatura’yı dünyanın her yerinde göğsünüzü gere anlatırsınız. Ama bu işlemi, utanç içinde kalır dünyanın hiçbir yerinde anlatamazsınız. Milletimizin bedduasıyla karşı karşıyadır. Onlara bu beddua yeter.'
'MOBESE İŞİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARİHİNDE ÇOK BÜYÜK AYIPLARDAN BİRİSİDİR'
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İngiliz Büyükelçi ile yediği yemekle ilgili MOBESE görüntülerinin paylaşılmasıyla ilgili bir gelişme olup olmadığı yönündeki soruya karşılık da şunları söyledi:
'MOBESE işi, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde çok büyük ayıplardan birisidir. Çok büyük tehditler ve çok büyük tehlikelerin göstergesidir. Dolayısıyla MOBESE, asla unutmayacağım, her gün hatırlatacağım bir konudur. Tekrar hatırlatayım; İstanbul'un valisi, İstanbul'un emniyet müdürü, bu konuda herhangi bir işlem yaptınız mı? Size verdiğimiz dilekçelere henüz bir yanıt vermediniz. Bu dilekçeleri verip unutacağımız sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Derhal kamu hukuku gereği, insan hakları gereği acilen cevap verin. Siz sorumlu değilseniz, ‘mesulü bakandır’ diyorsanız, sessiz kalmakla bunu ifade ediyorsanız aynı soruları bakanlığa da sorduk. Bakandan da bunun cevabını bekliyoruz. Hukuken hakkımızı sonuna kadar arayacağımızı, hukukun ve kanunun yakanızı asla bırakmayacağını buradan tekrar dile getiriyorum. Niye? Ekrem İmamoğlu’nun özel yaşamının didik didik edilmesi, bir kurgu şeklinde kesilip biçilmesi, basına magazinsel şekilde servis edilmesi, başka büyük tehditlerin ve tehlikelerin arifesindeki önemli bir izdir, onun için adım adım, saniye saniye bu süreci bütün hukukçularımla, bütün arkadaşlarımla takip etmeye devam edeceğim. Niye biliyor musunuz? Bu ülkede başka bir insanın başına gelmesin diye.'
'3 MİLYAR TL ELEKTRİK FATURASI ÖDÜYORUZ'
İmamoğlu, bir gazetecinin su zammı ile ilgili “AK Parti grubu, seçim vaadi olarak suya indirim yaptığınızı, bunun sorumlusunun siz olduğunuzu söylüyor. Bundan pişman mısınız? Doğal gaz ve elektrik zamları ile kıyaslıyorsunuz. Doğal gaz ithal ediliyor, su bedava, Allah’ın suyu. Bedava sudan nasıl para istiyorsunuz' diyorlar. Ne diyorsunuz?” sorusuna da şu karşılığı verdi:
'Allah’ın suyu dediğiniz su için biz devlete 3 milyar TL elektrik faturası ödüyoruz. Bu ülkeyi kötü yönetenlerin kur ve faiz politikaları üzerinden, enflasyondan dolayı yüzde 300 fark ödüyoruz. Allah’ın yarattığı suya da karıştılar. Yağmur yağmadı diye sevinenleri ben hatırlıyorum. Ama Allah güzel düşünen insanların kalbine göre verir. Yağmur yağdıkça yağıyor. Yağıyor ama suyun evlere ulaştırılması için şu masrafları yapmak zorundasın. Evet biz indirim yaptık. Niye biliyor musunuz? İSKİ'nin bizden önce kasasını söğüşleyenler vardı. İBB’nin İSKİ’den 4,5 milyar alacağı vardı. İSKİ’nin 4,5 milyar lirasını söğüşlediler. İBB aldı, bir yerlere aktardı. Orası dingonun ahırı çünkü. İBB olarak indirimden pişman değiliz, ama şundan büyük utanç ve üzüntü duyuyoruz. Şunları söyleyen arkadaşların kötü niyetlerinden utanç duyuyorum.'
'SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ'
Ekrem İmamoğlu, İBB Meclisi'nin suya sıfır zam kararını veto edip etmeyeceği, sürecin nasıl işleyeceği yönündeki soru üzerine de suç duyurusunda bulunacaklarını bildirdi. İmamoğlu, şöyle konuştu:
“İSKİ, asla maliyetinin altında su satamaz, kanun bunu diyor. Ama şu an maliyetinin yüzde 40 altında satıyor. İBB olarak, bu karara imza atan ve ısrar eden herkes hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Uğratılan zararın tahsili noktasında davalarımızı hazırlıyoruz. Olağanüstü genel kurula tekrar getireceğiz. Ben, size bir şey söyleyeyim mi? O kararın alınması için kendini paralayan arkadaş, üç gündür uykusuzdur, ‘ben nasıl böyle bir kötü iş yaptım’ diye, biraz aklı varsa. Eğer rahat uyuyorsa Allah akıl versin. Biz, süreci açık ve şeffaf yürüttük. Ben, elimden geleni yaptım. Matematik ortada. Mazotun, elektriğin zam ayarı benim elimde değil.”
'ÖNÜMÜZDEKİ SEÇİMDE EN GÜÇLÜ DEĞİŞİMİ YAŞAYACAĞIZ'
Muhalefetteki 6 liderin 27 Şubat günü katılacağı Necmettin Erbakan’ı anma etkinliğine davetli olup olmadığı ve bu buluşma ile ilgili görüşü sorulan İmamoğlu, şunları söyledi:
'Türkiye Cumhuriyeti demokrasi tarihinin en kıymetli fotoğrafı olarak değerlendiririm. Rahmetli Erbakan’ın anma töreni konusunda İBB olarak, Saadet Partisi’ne ve o konudaki ilgili vakıflara yoğun bir destek vererek en saygın bir biçimde anılmasına bir ortam hazırlıyoruz. Türkiye’nin gelecekte, az önce yaşadığımız tek bir ağızdan tek bir kişinin değil ortak aklın, demokrasinin, daha güçlü bir parlamenter sistemin var olduğu bir gelecek için bu sürecin elbette ki tümüyle yanındayız. Ve biz, halkımızla beraber bu süreci destekleyip, işte az önce yaşadığımız bütün olayların yaşanmaması için inşallah hep birlikte en güçlü değişimi önümüzdeki seçimde yaşayacağımızı düşünüyorum.'