AY: Sevgili Aydın, nasılsın? Pandemi dönemi nasıl geçiyor?
SARMAN: Teşekkürler hocam çok iyiyim. Maske takarak, mesafe ve hijyen kurallarına uyarak, elimizden geldiği kadar dikkat ederek çalışmaya ve üretmeye devam ediyoruz. Bu süreçte dizi çalışmaları ve albüm çalışmaları da devam etti. Gerek evden, gerekse stüdyodan hem dizi için hem de albüm çalışmaları için besteler yapmaya devam ettik.
AY: Sivas doğumlusun. İTÜ Türk Musıkisi Devlet Konservatuarı’ndan mezun oldun. Sınıfında/ devrende kimler vardı, şimdi ne yapıyorlar?
SARMAN: Benim dönemimde, şimdilerde adlarını sıkça duyduğumuz çok değerli sanatçı arkadaşlarımız vardı. İzel, Çelik, Ercan, Ferda Anıl Yarkın, Aşkın Nur Yengi, Ümit Yaşar gibi… Arkadaşlarımın ilerleyen yıllarda müzik kariyerlerinde bu denli başarılı olmaları bana her daim büyük bir onur ve sevinç vermiştir. Buradan da hepsine selam olsun. İsmini şu an hatırlayamadığım muhakkak vardır, onlar kusuruma bakmasın lütfen. Aynı zamanda diğer sınıf arkadaşlarım ise akademik kariyerlerine devam edip, çok başarılı müzik eğitmenleri oldular. Yepyeni müzikle ilgilenen gençler yetiştiriyorlar. Bunları duymak da benim için ayrı bir gurur diyebilirim.
AY: O zamanlar, çok değerli “sanatçı hocalarımız” vardı. Ben, konservatuarımıza ve bizlere emek verenlerimizi hayırla anıyorum. Size de iz bırakan, yön veren isimler oldu mu?
SARMAN: Sayın Cahit Atasoy hocamı rahmetle anıyorum, kendisinin üzerimde çok emeği vardır. Hakkını ödeyemem. Aynı zamanda Allah uzun ömür versin, solfej hocam Nurlu Eral ve kompozisyon hocam Ali Eral, müzik kariyerimde geldiğim noktada çok emeği olan insanlardır. Müzik kariyerime yön veren ve beni her daim motive eden, besteci olmamı, kompozisyona yönelmemi destekleyen bir diğer isim ise çello hocam sayın Necati Giray’a da buradan sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
AY:Bildiğim kadarı ile Konservatuarımızda öğrenci iken müzik çalışmalarına başladınız. Nasıl oldu?
SARMAN: Ben konservatuarda okurken aynı zamanda çalışmak bir an önce müzik piyasasına girmek istiyordum. Bu işin eğitimini alırken, diğer yandan da mutfağında bulunmak için çok heyecanlı olduğumu ve buna can attığımı hatırlıyorum. Bu süreçte de Selmi Andak ile tanışmak benim için büyük bir fırsat ve şans oldu. Rahmetli Selmi Andak ile çalışma fırsatını yakaladığım sırada, hayatıma Fecri Ebcioğlu da girdi. Ardından Bora Ayanoğlu ve Koral Sarıtaş, Tanju Arıkan, Özkan Turgay gibi isimlerle de tanışıp, çalışmaya başlamıştım. Bir yandan eğitim görmek, bir yandan stüdyoda böyle isimlerle çalışmak benim için çok yorucu olsa da unutulmaz bir deneyimdi. Hayatımın en büyük “ iyi ki” leri desem yalan söylemiş olmam. Ayrıca birlikte çalıştığım ve kendisinden çok fazla şey öğrendiğim rahmetli Selçuk Tekay’ı da burada anmak isterim.
AY: MİNT Müzik ile yıllardır çalışıyor, film - dizi- jenerik müzikleri yapıyorsunuz… Bir şirket kurmuştunuz, devam ediyor mu? Müzik yapmak kolay mı? Nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz?
SARMAN: 2006 yılından bu yana dizi ve sinema filmlerinin müziklerini yapıyorum. Bunun için hem iş arkadaşım hem de çok yakın dostum sevgili Birol Güven ve Burcu Güven’le çalışıyoruz. Dizi ve Sinema filmlerinin yapım firması olan MinT Produksiyon çatısı altında bir de müzik yapım şirketimiz var. DoRe MinT 2006 senesinden bu yana aktif, birçok televizyon projesi, reklamlar, kamu spotları ve albüm prodüksiyonları için üretmeye devam ediyouz.
AY: Besteci - Aranjör olarak çalıştığınız isimler arasında; Ciguli, Ebru Gündeş, Sibel Can, Murat Başaran, Peker Kardeşler, Demet Sağıroğlu, Selami Şahin, Mithat Körler v.b. gibi isimler var. Bir besteci için, bu kadar geniş bir kadro - kişilik ile çalışmak kolay mı?
SARMAN: Üretmek, çalışmak, başarılı olmaya gayret göstermek hiçbir zaman kolay değil. Hepsinin arkasında büyük bir emek ama mutlulukla karşıladığımız güzel bir yorgunluk var. Bu zamana kadar çalıştığım tüm sanatçı dostlarımı çok seviyorum ve onlarla iş birliği yapma fırsatım olduğu için kendimi her daim şanslı hissettim. Her döneme damga vuran isimlerle çalışmak, müthiş bir tecrübeydi benim için.
AY: “Seksenler” dizisinde canlandırdığınız “Susmuş” karakteri ile döneme damga vurdunuz…Bu karakter nereden, kimden ortaya çıktı?
SARMAN: Seksenlerin senaristi ve yapımcısı Birol Güven’in unutulmaz karakterlerinden biri oldu Susmuş. Ben de Susmuş karakteri vesilesi ile Seksenler oyuncu kadrosuna dahil olmaktan çok mutlu oldum. Birol Güven, beni bu karaktere uygun gördüğünde hayatımda öğrenecek ve tecrübe edecek yeni bir deneyim daha olacağı için çok heyecanlandım. Çünkü yıllardır stüdyoda, kamera arkasında üreten biri olarak kamera önünde bulunmak benim için yeni bir sayfaydı.
AY: Anadolu Kaplanı, Kadın Severse, Arka Sıradakiler, Benden Baba Olmaz, Metropol Cafe, OKS Anneleri, Havalimanı, Prenses Perfinya, Yalancı Romantik, Dersimiz Atatürk, Papatyam, Öğretmen Kemal, Babam Sağolsun, Seksenler, Zengin Kız Fakir Oğlan, Doksanlar, Home Ofis, Kalp Hırsızı, Mandıra Filozofu, Mayıs Kraliçesi, Ayrılsak da Beraberiz, Merdiven Baba, Pamuk Prens gibi projelerin film müziklerini hazırladınız. Hepsinin ayrı bir özelliği/hikayesi var. Bu kadar çeşitliliği nasıl işliyorsunuz?
SARMAN: Bir proje meydana gelmeden senaryo ekibiyle, projenin hikayesinin, karakterlerinin ve hikayesinin konuşulduğu toplantılar yapılıyor. Bu senaryo toplantılarına müzik ekibi olarak biz de dahil oluyoruz. Her projenin hikayesine, karakterlerine göre biz de o projenin müziğinin hikayesini ve duygusunu çıkarıyoruz.
AY: Son olarak, “Derviş” isimli oyunda “müziklerin” size ait olduğunu öğrendik. Henüz dinliyemedik. Bu çalışma, sizin güncel/popüler müzik alanından farklı mı oldu?
SARMAN: Özgün müziklerini bestelediğim Derviş- Yunus Emre projesi, elbette çalışmış olduğumuz dizi-film müziği ve albüm çalışmalarımızdan farklı oldu. Bunun nedeni Derviş-Yunus Emre projesinin bir müzikal olmasıydı. Gerek hikayesiyle, gerek koreografisiyle sadece bugün değil gelecek yıllarda da önemini tüm dünyada koruyacak bir proje olmasıyla bizim için apayrı bir yerdedir.
AY: Yapılan bir bestenin, oyunun/operanın v.b. herkes tarafından anlaşılması gerekir mi?
SARMAN: Hiçbir sanat eserinin anlaşılmak zorunda olduğunu düşünmüyorum.
AY: Birçok ödül aldınız. Çok değer verdiğiniz “ödül” oldu mu?
SARMAN: Kazanılmış her ödül, emeğimizin karşılığı olarak aldığımız ve bizi çok mutlu eden bir takdir niteliğindedir. Dolayısıyla hepsi benim için çok değerli, her biri için beni ve müziğimi değer gören herkese müteşekkirim.
AY: “Gençler tarafından sürekli 80’ler müzikleri çalınıyor ve dinleniyor. Yeni eserler çıkmıyor” deniliyor. Bu doğru bir tespit mi? Doğru ise, bunu neye bağlıyorsunuz?
SARMAN: Geçmiş yıllarda, özellikle de seksenli yıllarda yapılan müziklerin hala önemini koruyor olmasını, hızlı tüketilmeyen, duygusunun her dönem geçerliliği olan eserler olmasına bağlıyorum. Günümüzde de çok sevilen ve önemli eserler ortaya çıkıyor ancak bu eserler hızlı tüketilmesi sebebiyle ve yerine hemen yenisinin gelmesi sebebiyle, geçmiş dönemlerde yapılan eserler kadar gelecek yıllara serüvenini taşıyamıyor.
AY: “Z kuşağı” diye bir gençlik var mı? Varsa onları nasıl bir müzik ortamı bekliyor?
SARMAN: Tüm dönem müziklerini dinleyebilme ve fark edebilme şansına sahip olan bu Z kuşağının, dinlediklerinde çok keyif alacakları ve eğlenecekleri, ancak gerek sözlerini gerek ise bestelerini akıllarında tutamayacakları eserleri dinleyeceklerini düşünüyorum. Özetle, melodisini ve sözlerini ezberleyemeyeceği eserleri tercih edecekler. Bu eserler dinlediklerinde onları geçmiş yıllara, özledikleri günlere götürecek eserler olmayacak. Çünkü her dönem geçerliliğini koruyan duygularla üretilen eserler olmayacak.
AY: Müzik artık dijitalleşiyor mu? Bu olumlu mu?
SARMAN: Evet dijitalleşiyor. Bunun da çok çok olumlu bir gelişme olduğunu düşünüyorum. Herkes istediği müzik türünü, yerli, yabancı fark etmeksizin dinleyebilme özgürlüğüne sahip. Üstelik bunun için aylarca ve günlerce de beklemesine gerek yok.
AY: Yetenekli bir gencin, başarılı olması için tavsiyelerinizi alabilir miyiz!...
SARMAN: Çalışmak, çalışmak, çalışmak.
AY: Gurur duyduğumuz bir mezunumuz olarak verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür eder, başarı dileklerimizi sunarız..
SARMAN: Bana değerli vaktinizi ayırdığınız için ben teşekkür ederim.