Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, Türkiye’ye ilişkin yıllık raporunun hazırlıkları kapsamında Ankara ve İstanbul’da yaptığı görüşmelerin ardından; hukukun üstünlüğü ve insan hakları konularında iyileş
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, AB Türkiye Delegasyonu binasında basın toplantısı düzenledi. Amor, 28 Şubat’ta Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu’na sunacağı Türkiye raporunun hazırlıkları kapsamında, 20-25 Şubat’ta Ankara ve İstanbul’da yürüttüğü temasları değerlendirdi. Amor, özetle şunları söyledi:
“HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ VE İNSAN HAKLARI MESELELERİNDE NE YAZIK Kİ BİR İYİLEŞME GÖRÜLMEDİ”
“Ocak 2020 yılında bilgi toplamak amacıyla gerçekleştirdiğim son ziyaretten bu yana AB-Türkiye arasında bazı zorluklar aşıldı ve şu anda daha pozitif bir ortam mevcut. Bu fırsatı değerlendirerek karşılıklı güvenin yeniden tesis edilmesini sağlamalıyız. Yüksek düzeyli bir takım diyalog toplantıları gerçekleştirildi.
Askıya alınanların yeniden başlatılması ve bu görüşmelerin daha fazla politika alanını kapsayacak şekilde genişletilmesi taraftarıyım. Öte yandan katılım sürecinin merkezinde yer alan hukukun üstünlüğü ve insan hakları meselelerinde ne yazık ki herhangi bir iyileşme görülmedi. Avrupa Parlamentosu için Türkiye ile bir pozitif gündem oluşturulması önündeki en büyük engel budur. Osman Kavala davası devam etmekte olan bu sorunun güzel bir örneğidir. Türkiye’deki resmi makamların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamayarak kendi hukuk sistemlerine saygı göstermemelerini bir kez daha eleştirdim.
“TÜRKİYE VATANDAŞLARINA VE AB’YE SOMUT YARARLAR SAĞLAYACAK HER TÜRLÜ FIRSATIN DEĞERLENDİRMESİNİ DESTEKLİYORUM”
Türk halkı son derece zorlu ekonomik şartlarla mücadele ediyor. Türkiye ile AB arasında üst düzeydeki ekonomik entegrasyon ışığında, Türkiye’deki bazı muhataplarımız Gümrük Birliği’nin acilen güncellenmesi gerektiğini ifade ettiler. Bu bağlamda Türkiye vatandaşlarına ve AB’ye somut yararlar sağlayacak her türlü fırsatın değerlendirilmesini destekliyorum. Ticaret ilişkilerimizdeki mevcut sorunlara ilişkin belirli bir ilerleme kaydedilmesi şartıyla bu alanda görüşmelere başlanması için başka bir önkoşul olmamalıdır.
Ancak hukukun üstünlüğü ve insan haklarına saygı alanında ilerleme olmadan Avrupa Parlamentosu’nun Gümrük Birliği’nin güncellenmesine nihai onay vermeyeceğini tüm tarafların akılda tutması gerekir.
Ziyaretim sırasında çeşitli siyasi partilerle görüşmelerde bulunarak mevcut siyasi ortamın nabzını tutma imkânına sahip oldum. İktidar partisi de dâhil olmak üzere, Türkiye'deki tüm büyük siyasi partiler Avrupa yanlısı tutumlarını tekrar teyit ettikleri için ayrıca memnuniyet duyuyorum.
“TÜRK MAKAMLARININ UKRAYNA’NIN BAĞIMSIZLIĞI VE EGEMENLİĞİNE VERDİKLERİ AÇIK DESTEĞİ MEMNUNİYETLE KARŞILADIM”
Son olarak, Rusya'nın Ukrayna'daki askeri harekâtı konusunda, çeşitli toplantılarda yetkili Türk makamlarının Ukrayna'nın bağımsızlığı, egemenliği ve toprak bütünlüğüne verdikleri açık desteği memnuniyetle karşıladım ve bu konudaki güçlü takdirlerimizi dile getirdim. Önümüzdeki zorlu günlerde dış politika ve güvenlik politikasında güçlü AB-Türkiye iş birliğinin önemini vurgulamak isterim.”
Amor, Osman Kavala’nın tutukluluğu hakkında ise şunları söyledi:
“Yargılama süreci bir siyasi figür yarattı. Kavala’yı Avrupa’da kimse bilmiyordu, şu anda bu yargılama süreci neticesinde Kavala Avrupa’da bilinen bir isim haline geldi. Ve burada bizim için önemli olan, Türkiye bütün bu sürecin parçası. İnsan Hakları Mahkemesi’nin yargılamasını ve yargılama sürecini kabul etmiş bir ülke Türkiye. Bu sürece dahil olmuş. Dava Türkiye’nin gıyabında görülmemiş bir dava. Türkiye orada bulunmuş, savunma hakkını kullanmış fakat karar çıktığında kararı tanımadığını söylemiştir. Dolayısıyla bizim için anlaşılamaz olan kısım da bu.”