Dr. Hasan Yaygıngöl; Türk Çalgı Yapımcılığı’nda Standartlaşma Şarttır. …(1)

Dr. Hasan Yaygıngöl; Türk Çalgı Yapımcılığı’nda Standartlaşma Şarttır. …(1)

Sitemiz köşe yazarı Dr. Göktan AY’ın, İTÜ TMDK mezunu, Karabük Üniversitesi Safranbolu Fethi Toker Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi ve Safranbolu Devlet Konservatuvarı Müdürü Dr.Öğr.Üyesi Hasan Sami Yaygıngöl i

AY: Sevgili İTÜ TMDK devre arkadaşım. Nasılsınız? Kısaca kendinizi tanıtır mısınız?

YAYGINGÖL: Çok teşekkür ederim. Görüşmeyeli uzun yıllar oldu.

Öğrenciliğimiz çok güzel geçti bir aile gibiydik; okulda gece geç saatlere kadar

çalışır ve acıktığımızda pişirdiğimiz bir yumurtayı paylaşırdık. Türk Musikisi

Devlet Konservatuvarı’nın ilk öğrencisi ve 1979 ilk mezunlarındanım.

Öğrencilik yıllarımda da Rahmetli Hocam, Cafer AÇIN’ın atölyesinde çalışır bir

şeyler öğrenmeye üretmeye çalışırdım. Temel Bilimler Bölümünü bitirdikten

sonra 2 yıl da Çalgı Yapım bölümünde öğrenci oldum ve 1981 yılında bitirdim.

Bir yıl kadar Çalgı Yapım bölümünde asistan olarak çalıştım. 1982 yılında

Anadolu Üniversitesi’nde Öğretim Görevlisi olarak çalışmaya başladım. 1985

yılında İtalyan Hükümetinin bursuyla Cremona’da bulunan, dünyaca ünlü yaylı

çalgı yapım okulu, Scuola internazionale di liuteria, araştırmacı olarak

çalışmaya başladım. 1990 yılında İtalyan Hükümeti’nden tekrar burs kazandım.

Kızım Elif doğmak üzereydi, o dönem bana ya gidersin ya da bursun yanar

dediler. Ben Türkiye adına, kendi adıma idealist bir yaklaşımla Türkiye’de yaylı

çalgı yapımcılığının uluslararası standartlarda geliştirmek ve yaygınlaştırmak

adına tekrar Cremona’ya gittim.

AY: Keman sanatçısı ve dereceler alan kızınız Elif nasıl?  Nerede görevli?

YAYGINGÖL: Elif kızım Çaykovsky Devlet Konservatuvarı’nda Yüksek lisansını tamamladıktan sonra Anadolu Üniversitesi’nde ‘’Sanatta Yeterlik’’ programından mezun oldu. Şimdi Karabük Üniversitesi, Fethi Toker Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi, Müzik Bölümü, Keman İcra alanında  Dr. Öğretim Üyesi olarak çalışıyor.

AY: Konservatuarımızda, rahmetli Cafer Açın hocamızdan, sürekli “standartlaşma şart” serzenişlerini duyardık. Çalgı yapımcılığında standartlaşma sağlandı mı?

YAYGINGÖL: Evet! Uluslararası alanda Türk çalgı yapımcılığını belli bir

noktaya taşımak istiyorsak bunu mutlaka başarmalıyız. Bir anekdot: İtalya’ya

giderken bir lutiyeden satın almış olduğum el yapımı viyolamı da yanımda

götürmüştüm. Okulda viyolayı gören hocam viyolayı inceledi. Stefano CONIA!

“Bu ilkel viyolayı kim yaptı” diye sorunca, “Benim ilk yaptığım viyoladır’’

diyerek işi kurtardım. Yaylı çalgı yapımında İtalyan, Fransız ve Alman ekolleri

var. Kuşkusuz dünyada kabul gören “Stradivari il Cremonese’’ sistemidir. Bu

sistemde estetik ögelerle birlikte oran-orantı, stil özellikleri, mikro metrik ölçü

denge akustik karakter çok önemlidir. İtalyan bir kemanın her detayında stil

özelliği vardır. Türkiye’ye 1960’lı yıllarda Münihli keman yapımcısı Chiristian

Schertel geliyor büyük zorluklar çekmesine rağmen birkaç yıl sonra tekrar

Almanya’ya dönüyor bu arada Alman disiplininde birkaç öğrenci de yetiştiriyor.

Anadolu Üniversitesi, Devlet Konservatuvarı’nda Çalgı Yapım Bölümünü

kurduktan sonra, Türkiye’de “Stradivari il Cremonese’’ sisteminde sıkı bir

eğitim vermeye başladım. Çok başarılı öğrenciler yetiştirdiğimi düşünüyorum.

Bölümden mezun olan öğrencilerimden kendi atölyelerini kuranlar, Polonya ve

Cremona’ ya gidenler, öğretim görevlisi olarak akademik alanda çalışanlar oldu.

Hiç bir öğrencim boşta kalmadı. Scuola Internazionale di Liuteria’nın

uluslararası panosuna Türkiye adını ilk kez yazdırmış olmaktan ve Türkiye’de

Stradivari il Cremonese’’ sisteminde yaylı çalgı Yapım Ekolünü yaratmış

olmaktan dolayı çok mutluyum. Ben Cremona’da ilk kez bir kapı açtım ve

referansımla genç meslektaşlarım, Almanya, Polonya, Cremona gibi yerlerde

eğitim alma olanağı buldu. Bunlar güzel şeyler.!

AY: İTÜ TMDK Mezunlar Derneği Başkanı olarak ilk workshopu birlikte Yaylı Çalgılar ve özellikle Keman Yapımı üzerine yapmıştık. 20’ye yakın yapımcı bir hafta kurs görmüştü. Ama, arkası gelmedi. Bu çalışmalar yararlı mı, devam ettirilmeli mi?

YAYGINGÖL: Mutlaka devam ettirilmeli! Türkiye’de bizler “sanat adına ellerimizle kazıyarak zor imkanlarla” çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Workshop’lar bilgi alışverişi,  öğrencilerin ve genç meslektaşlarımızın uluslararası  standartlarda kabul gören çalgı üretmeleri ve deneyim kazanmaları, kendilerini geliştirmeleri  adına çok önemlidir!

AY: Siz, bir süre sonra TMDK’dan ayrıldınız ve Anadolu Üniversitesi Devlet  Konservatuvarı’na geçtiniz.  Neden?

YAYGINGÖL: Anadolu Üniversitesi’ne 1982 yılında geçtim. Konservatuvar

1989’da kurulana kadar, Açıköğretim Fakültesi’nde çalıştım. Burada İletişim

Sanatları, Sinema Televizyon Basın ve Yayın Bölümleri vardı. Bu bölümlerde

müzik dersleri verdim ve atölye kurarak çalgı yapım çalışmalarına başladım.

Bir süre de Güzel sanatlar Fakültesi’nde çalıştım. 1984 yılında İngilizce

okutmanı Beyhan Hanımla evlendim.

Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı’nın ilk öğrencisiydik Çalgı Yapım bölümü

Atölyesi bodrum katındaydı. Her yıl temiz olsun diye boya bandana yapardık.

Bölümde güzel anılarımız olduğu gibi ortak sıkıntılarımızla birlikte

kırgınlıklarım da oldu. Zor bir dönemde öğrenci olduk, 80’li yıllar hepimiz için

zordu. Eskişehir’e gelmemin çok özel bir nedeni yok! Kader ve kısmet, bazı

şeyler tasadüf değil! Bir şekilde kendiliğinden tecelli ediyor.

AY: Birkaç yıl önce de Karabük Üniversitesi Safranbolu GS ve Tasarım Fakültesi’nde göreve  başladınız. Bölüm mü kurdunuz?

YAYGINGÖL: Anadolu Üniversitesi Devlet konservatuvarı’nda 2000 yılında

kurduğum Çalgı Yapım Bölümü’nün 14 yıl bölüm ve ASD başkanlığını yaptım

ve 2014 yılında bölümü genç kadrolara emanet etmek için erkence emekliliğimi

istedim. 2018 yılında Karabük Üniversitesi’ne tekrar atandım. Evet. Karabük

Üniversitesi, Safranbolu Devlet Konservatuvarı, Sayın rektörüm, Prof.Dr.Refik

POLAT’ hocamın destekleriyle kuruldu. Konservatuvarımızın model ve

kapsamı epey geniş. Öncelikli olarak çalgı yapım bölümüne öğrenci alımı

konusunda çalışmalarım devam ediyor.

AY: Bir ara İtalya’da eğitim aldınız. Her çalgı yapımcısının ülke dışında eğitim alması 2022’de de gerekli mi?

YAYGINGÖL: Yurt dışındaki imkanları, çalışma disiplinini, her öğrencinin

gidip görmesinde yarar var. Lombardia eyaletine bağlı Cremona aslında bir

kasaba. Cremona ününü Antonio Stradivari’den almaktadır. Stradivari’yi önemli

kılan özellik ise, çok iyi bir tasarımcı olmasıdır. Kemanlarını önce tasarı plan

projelendirip kusursuz bir işçilikle imal etmiştir. Dolayısıyla Cremona’daki

keman yapımcıları da Stradivarinin bu şöhreti nedeniyle çok hasas çalışmakta ve

‘’Stradivari il Cremonese’’ sistemlerinden taviz vermemektedirler. Örneğin,

Stradivari nasıl ve hangi yöntemlerle ağacı kestiyse, hangi aletleri kullandıysa

aynı yöntemle ağaçları keserler, elektrikli makina kullanmamaya özen

gösterirler.

Bkz: Scuola Internazionale di Liuteria Cremona’da 1985 yılında Stradivari  disipliniyle yaptığım ilk Keman.

Keman bir tek işinin elinden çıkar ve yapan kişinin etiketini taşır. Kemana bir

nüfus kağıdı, doğruluk belgesi (Sertifika) hazırlanır. Daha sonra hazırlanan

sertifika uluslararası Antonio Stradivari Enstitüsü tarafından barkodlanır.

Barkodlanan keman hırsızlığa karşı teminat altına alınmış olur. Sertifikada

sahteciliğe karşı parada gözle görülmeyen filigranlar gibi özellikler ve logolar

bulunmaktadır. Kemanın Çalınması halinde ise, interpol devreye girer. Bundan

dolayı Cremona’lı yapımcılar dünyada çok özel bir ilgi ve alakaya sahiptirler.

Bu özellikleri her yapımcının yerinde görmesi yaşaması ve bir disiplin olarak

benimsemesi ve uygulaması gerekir. Her çalgı yapımcısının bir misyon ve

vizyonu olmalıdır.

Türkiye’de maddi çıkarları hiçbir zaman amaç edinmedim ve akademik alanda

nasıl öğrenci yetiştiririm? Bu sanatı Stradivari sisteminde nasıl yaygınlaştırırım?

Nasıl bir marka yaratırım ? Benim çabalarım hep bu yönde olmuştur. Bu yüzden

emeklilik sonrası olsa da çalışmalarıma hala devam etmekteyim.! Genç

yapımcılara da tavsiyem imkan ve olanakları dahilinde olabildiğince dışarıya

açılmaları ve bu idealler doğrultusunda titiz çalışmalar yapmalarıdır.

AY: Ülkemizde faaliyette olan kaç Çalgı Yapım Bölümü var? Aralarında bağlantı var mı?  Birlikte çalışmalar yapılabiliyor mu?

YAYGINGÖL: Türkiye’deki Çalgı yapım bölümleri son derece az, yeterli

değil. Cremona kasabasında bile uluslararası enstitüye bağlı çalışan en az 300

profesyonel keman yapımcısı var. Türkiye’de Akademik alanda akademisyen

yetişmediği için belli alanlarda tıkanma söz konusu! Yükseköğretim kurumu

kurulacak her bölüm için alandan en az 3 öğretim üyesi istediği için sıkıntı var.

Türkiye’de her konservatuvarın modeli farklı olduğundan çalgı yapım

bölümlerinin işleyişi eğitim modelleri de farklı. Birlikte ortak çalışmalar,

öğrenci değişimleri yapılsa güzel olur. Örneğin, Farabi, yurtiçi öğrenci değişim

programlarının uygulanması ve yaygınlaşması gerekir. Ancak müfredat

programları ve ders kredilerinin farklılıklarından dolayı derslerde eşleştirme

yapmak çok zor. YÖK’ün bölüm kurma ve öğrenci alma kriterlerinde esneklik

şart. Yan dallardan öğretim üyesi kabul edilirse bu sorunun aşılacağı

inancındayım. Zaten müzik ve çalgı birbirlerini tamamlayan iki temel ögedir.

Çalgıyı müzikten ayırmak doğru değil. Çalgı olmaz ise müzik de olmaz.

Devam edecek…