54. Hükümetin Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan, vefatının 11. yıl dönümünde, Saadet Partisi’nin “Adil Devlet ve İnsanca Yaşam” temasıyla Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlediği törenle anıldı. Törene; Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Hür Dava Partisi (HÜDAPAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ile İYİ Parti Genel Başkan Yardımcıları Ümit Dikbayır, Berna Sukas ile DEVA Partisi Genel Sekreteri Medeni Yılmaz katıldı.
Demokrat Parti lideri Gültekin Uysal, Erbakan’ın, 'İçinizde hak ve adalet olmadıkça nasıl bir hukuki, iktisadi ve toplumsal düzenleme yaparsanız yapın adaleti tesis etmeniz mümkün değildir” sözleriyle konuşmasına başladı ve şunları söyledi:
“ERBAKAN İSMİ AİDİYETLERİ VE FELSEFEYİ ANLATMAKLA KALMAZ, SİYASİ KÜLTÜRÜ DE HATIRLATIR”
'Merhum Erbakan, ‘Kanunlar, nizamlar ne kadar mükemmel olursa olsun onu tatbik edecek insanların içerisine hak ve adalet girmemişse netice tersine tecelli edecek, adalet yerine adaletsizlik, sosyal adalet yerine sosyal istismar hakim olacak’ demiştir. Türk siyasetinde fikirleri ve benliğiyle iz bırakmış merhum Başbakan Erbakan’ın bu sözleri bugün yaşadığımız sorunların izahı yönünde çok önemlidir. 20 yıllık iktidarında adalet konusundaki eksiklikleri, adaletsizliği kurumsal anlamda reform ve vizyonlarla çözebileceğini düşünen iktidara kendisinden hiçbir şey öğrenmedikleri, maalesef öğrenemedikleri Erbakan hocadan adeta bir açıklama, cevap niteliğindedir. Milli Görüş’ün lideri merhum Erbakan’ın bahsettiği gibi içinizde hak ve adalet olmadıkça nasıl bir hukuki, iktisadi ve toplumsal düzenleme yaparsanız yapın adaleti tesisi etmeniz mümkün değildir. Erbakan ismi bize bir dönemi, o dönemde siyasetle rekabet ettiği isimleri, aidiyetleri ve felsefeyi anlatmakla kalmaz. Aynı zamanda siyasi kültürü de hatırlatır. Bugün kendisinin mirasını işine geldi mi sahiplenen işine gelmedi mi o mirasa arkasını dönen bir siyasi zihniyetin unuttuğu nezaketi de uzlaşı kültürüne Erbakan’la beraber hayatının daha okul sıralarında kesiştiği merhum cumhurbaşkanlarımız Demirel ve Özal’la birlikte anmak gerekmektedir.
“ERBAKAN’ININ GÖRÜŞLERİ KARŞILIK BULMAYA DEVAM EDECEKTİR”
Toplumun her kesimiyle her bir fikir ve görüş ve diyalog kurabilen sahip oldukları fikrin hiçbir farklılık gözetmeksizin herkese anlatılması gerektiğini meşveretin önemini bilen liderler olarak Erbakan’ın, Demirel’in, Özal’ın, Ecevit’in görüşleri bugün burada. Dün, 12 Şubat’ta ve yarın yapılacak toplantıda karşılık bulmuştur, bulacaktır, bulmaya da devam edecektir. Bizlerin sorumluluğu Türk siyasetinde birer abide olmuş isimlerin milletimiz için sahip oldukları tasavvurları hayata geçirecek adımlar atmak, herkesin hukukundan emin olduğu bir Türkiye’yi, herkesin eşit fırsatlara eriştiği bir Türkiye’yi, refah yaratan, nimeti ve külfeti eşit ve ortak paydada paylaşan bir Türkiye’yi yeniden kurmaktan geçmektedir. Bu vesileyle, bu bilinçle bugün kimliklere, mahallelere hapsolmuş, adeta soğuk savaş döneminin iklimi içerisinde mesafeleri açarak Türkiye’yi kutuplaştırarak ancak kendi siyasi hedeflerine gidebileceklerini düşünenlere karşı bu ortak payda da buluşmak hiçbir şekilde değiştirip dönüştüremeyeceğimiz kabuk bağlamış yaraları deşerek geçmişimiz üzerinden rekabet ederek değil, her tür şekilde imar ve inşa edebileceğimiz bir gerçek gelecek perspektifi üzerinden bir arada bulunmak durumundayız.
“GÜZEL GÜNLER, TÜRKİYE’Yİ BEKLiYOR”
Aramızdan ayrılışının seneidevriyesinin olması nedeniyle Milli Görüş lideri sayın Necmettin Erbakan’a eşleri merhum Nermin Erbakan hanımefendiye bizlere bu uzlaşı kültürünün önemini yaşamlarının her anı ile tekrar ve tekrar göstermiş. Siyaseten rekabet oldukları halde millet ve memleketle ilgili tasavvurlarında ortaklık ettikleri merhum Cumhurbaşkanlarımız Demirel’i, Özal’ı, Bülent Ecevit’i, merhum Türkeş’i de rahmetle yâd ediyorum. Bugün bu duygu ve düşüncelerle bu güzel anma toplantısında sadece anmak değil, anlamayı da merceğinin merkezine görüp koymuş bu anlamlı toplantıda sizlerle beraber olmanın mutluluğu içerisindeyim. Bu vesileyle tekrar tüm geçmişlerimizi rahmetle yâd ediyorum. Güzel günlerin Türkiye’yi beklediği inancıyla hepinizi en derin saygılarımla selamlıyorum.