CHP, DEVA Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin “Yarının Türkiyesi için Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” sunumu ve imza töreni Ankara Bilkent Otel’deki Sakarya Salonu’nda yapıldı. Törene; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu katıldı.
“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni” sunumunu; CHP Hukuk Politikalarından Sorumlu Genel Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Demokrat Parti Hukuk ve Adaletten Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp, Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk İşleri Başkanı Ayhan Sefer Üstün, İYİ Parti Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Bahadır Erdem, Saadet Partisi Seçim İşleri Başkanı Bülent Kaya yaptı. Sunum, altı partinin isim sıralamasına göre yapıldı.
Sözlerine, “Masum insanların bombalanmasına hayır” diyerek başlayan Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yeneroğlu, şunları söyledi:
“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile katılımcı, özgürlükçü ve çoğulcu demokrasinin gereklerine uygun, kuvvetler ayrılığı ilkesi ile etkin denge ve denetleme mekanizmalarına dayanan bir hükümet sistemi modeli amaçlıyoruz. Hükümet sistemimizde, temsilde adalet ile yönetimde istikrar ilkelerini eşit şekilde esas almaktayız.
Meclis’i güçlendirirken hükümeti zayıflatmama, hükümeti güçlendirirken Meclis’i zayıflatmama kararlılığı içerisindeyiz. Bu amaçla; öncelikle ‘etkili ve katılımcı bir yasama’ organı öngörüyoruz. Bu kapsamda Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemin kalbi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin temsil yeteneği arttırılacak, kanun yapma ve yürütmeyi denetleme işlevleri etkili kılınacaktır. Böylece yasama organının daha demokratik ve daha etkili olması sağlanacaktır. Ayrıca Meclis İçtüzüğü’nde katılımcılık ön plana çıkarılacak, siyasi partiler kanununda yapılacak değişiklikle parti içi demokrasi ilkeleri tesis edilecektir. Seçim kanunlarında yapılacak düzenlemelerle siyasette şeffaflık ve dürüstlük güvence altına alınacaktır.
“SEÇİM BARAJINI YÜZDE 3’E DÜŞÜRECEĞİZ”
Bu kapsamda ilk olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne giden yolları demokratikleştireceğiz. Temsil gücünü arttırmak, temsilde adaleti ve çoğulcu demokrasiyi sağlamak amacıyla seçim barajını yüzde 3’e düşüreceğiz. Yurt dışında mukim 6 milyondan fazla vatandaşımızın Meclis’te temsilinin sağlanabilmesi için yurt dışı seçim çevresi oluşturacağız.
Siyasi partiler ve seçim mevzuatını, Anayasamızda yer alan ‘Siyasi partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur’ kuralı doğrultusunda ve özellikle parti içi demokrasinin güçlendirilmesi amacıyla yeniden düzenleyeceğiz. Ayrıca, siyasi partiler hakkındaki yasal mevzuat ve yaptırım hükümlerini Avrupa Konseyi standartları ışığında, çoğulcu demokrasinin güvencesini oluşturacak biçimde değiştireceğiz.
“SON YAPILAN MİLLETVEKİLİ GENEL SEÇİMLERİNDE EN AZ YÜZDE 1 OY ALAN SİYASİ PARTİLER HAZİNE YARDIMINDAN FAYDALANMAYA HAK KAZANACAKTIR”
Siyasetin finansmanını şeffaflık, denetlenebilirlik ve seçim harcamalarının saydamlığı ilkeleri çerçevesinde ayrıntılı bir biçimde düzenleyeceğiz. Siyasi partilere ve adaylara yapılan belirli miktarın üzerindeki bağışların ve seçim dönemlerinde yapılan tüm harcamaların kamuoyuna açıklanmasını zorunlu tutacağız. Siyasi partiler arasında adil rekabet koşullarının sağlanması ve demokratik siyasi hayatın güçlendirilmesi amacıyla, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde en az yüzde 1 oy alan siyasi partiler hazine yardımından faydalanmaya hak kazanacaktır.
“TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’NDE KATILIMCILIĞI ARTTIRACAĞIZ”
Yasama organının etkinleştirilmesi amacıyla ikinci olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde katılımcılığı arttıracağız. Yeni bir İçtüzük hazırlayarak yasama çalışmalarının katılımcı ve şeffaf şekilde yürütülmesini sağlayacağız. Komisyonların işleyişini, denetim mekanizmalarının etkinliğini ve muhalefetin söz hakkını demokrasinin gereklerine uygun şekilde düzenleyeceğiz. Ayrıca yasama bağışıklığına ilişkin olarak önemli iyileştirmeler yapacağız. Bu doğrultuda yasama sorumsuzluğunun kapsamını genişletip, yasama dokunulmazlığının istisnalarını açıkça düzenleyerek, belirsizliğe ve keyfiliğe son vereceğiz.
“CUMHURBAŞKANI’NIN, MECLİS’İN YASAMA İŞLEVİNİ ZAYIFLATAN VETO YETKİSİNE SON VERECEĞİZ”
Üçüncü olarak, kanun yapım süreçlerini demokratikleştireceğiz. Demokrasinin özüyle bağdaşmayan torba kanun uygulamasına son vereceğiz. Bakanlar Kurulu’nun kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisini, yetki kanununa dayanması; Meclis tarafından konusu, sınırları ve süresi açıkça belirtilmesi şekliyle kabul ediyoruz. Ancak temel hak ve özgürlüklerin ise kararnamelerle düzenlenmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Cumhurbaşkanı’nın, Meclis’in yasama işlevini zayıflatan veto yetkisine son vereceğiz. Cumhurbaşkanı’nın kanun yapım süreçlerindeki yetkisini, yalnızca bir uyarı niteliği taşıyan geri gönderme yetkisi ile sınırlı tutacağız. Yasama komisyonlarının çalışma yöntemlerini işlevsel hale getirecek tedbirler alacağız.
Kanunların müzakeresinde ve metinlerin olgunlaşmasında komisyon aşamasına ağırlık verilmesini esas alacağız. Kanun yapım sürecinin daha nitelikli işletilmesi için ilgili sivil toplum ve meslek kuruluşlarının görüşlerine başvurulmasını sağlayacağız.
“HÜKÜMET, BAŞBAKAN VE BAKANLAR HAKKINDA GENSORU VERME YETKİSİNİ TANIYACAĞIZ”
Dördüncü olarak, Meclis’in denetim yetkisini güçlendireceğiz. Şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim için hükümete hesap sorulabilmesini sağlayacak araçları arttırıp var olan araçları da daha etkili kılacağız. Sözlü soru mekanizmasını güçlendirecek, muhataplarına cevap vermeleri için süre zorunluluğu getireceğiz. Yazılı soru önergelerine süresi içerisinde cevap verilmemesi halinde ilgili bakana yaptırım uygulanmasını sağlayacağız. Meclis’in denetim yetkisini etkin şekilde yerine getirebilmesi amacıyla Meclis soruşturması için gereken yeter sayıları düşüreceğiz. Hükümet, Başbakan ve Bakanlar hakkında gensoru verme yetkisini tanıyacağız. Bu hususta Hükümet ile Başbakan hakkındaki gensoruları, yapıcı, kurucu güvensizlik oyu şartına bağlayarak yürütmenin istikrarını güvence altına alacağız.
Son olarak, parlamentoların tarihsel bir kazanımı olan bütçe hakkının devredilmezliği ilkesini tesis edeceğiz. Vatandaşlarımızdan toplanan vergilerin nasıl harcandığının etkili şekilde denetlenebilmesi için Meclis’in bütçe hakkını, Meclis’in devredilemez bir yetkisi ve denetim aracı olarak düzenleyeceğiz.
“MECLİS BÜNYESİNDE KESİN HESAP KOMİSYONU KURACAĞIZ”
Meclis bünyesinde Kesin Hesap Komisyonu kuracağız. Kesin Hesap Komisyonu’nun Başkanı ana muhalefet partisinden olacak. Sayıştay raporlarının tamamının Kesin Hesap Komisyonu’na sunulmasını sağlayacağız.”