CHP, DEVA Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nin “Yarının Türkiyesi için Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem” sunumu ve imza töreni Ankara Bilkent Otel’deki Sakarya Salonu’nda başladı. Törene; CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu katıldı.
“Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni” sunumunu, CHP Hukuk Politikalarından Sorumlu Genel Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, DEVA Partisi Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu, Demokrat Parti Hukuk ve Adaletten Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp, Gelecek Partisi Seçim ve Hukuk İşleri Başkanı Ayhan Sefer Üstün, İYİ Parti Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Bahadır Erdem, Saadet Partisi Seçim İşleri Başkanı Bülent Kaya yaptı. Sunum, altı partinin isim sıralamasına göre yapıldı.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni'ni okuyan Demokrat Parti Genel Başkan Yardımcısı Bülent Şahinalp, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de ‘kuvvetler ayrılığı ilkesine’, ‘etkin denge ve denetleme mekanizmalarına’, ‘millet iradesinin üstünlüğünü’, ‘hesap verebilir bir yürütme organına’ dayanan bir hükümet sistemi amaçladıklarını belirtti.
Şahinalp, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de yürütme organı, Cumhurbaşkanı ile yürütmenin asıl yetkili ve sorumlu kanadı olan, yasama organının içinden çıkan ve Meclis’e karşı siyasi sorumluluğu bulunan Bakanlar Kurulu’ndan müteşekkil olacaktır. Bu sayede Cumhurbaşkanı, devletin ve milletin birliğini temsil etmesi amacıyla tarafsız ve partiler üstü bir yapıya kavuşturulacaktır” diye konuştu.
Şahinalp, “Cumhurbaşkanlığı Yetkileri”, “Bakanlar Kurulu'nun Yapısı”, “Yürütme” başlıkları adı altında hükümet istikrarını sağlayıcı tedbirlerin artırılacağını belirterek konuşmasına şöyle devam etti:
“CUMHURBAŞKANLIĞI YETKİLERİ”
CUMHURBAŞKANI’NIN YALNIZCA BİR DÖNEM İÇİN SEÇİLMESİ KURALINI GETİRECEĞİZ: “Cumhurbaşkanı ile Meclis’in görev sürelerinin ayrıştırılması amacıyla Cumhurbaşkanı’nın görev süresini 7 yıl olarak belirleyeceğiz. Bizler, Cumhurbaşkanı’nın hem toplumun farklı kesimleri hem de Meclis’teki partiler karşısındaki tarafsızlığını tam anlamıyla sağlayabilmesini amaçlıyoruz. Bu nedenle Cumhurbaşkanı’nın yalnızca bir dönem için seçilmesi kuralını getireceğiz.
SEÇİLEN CUMHURBAŞKANI’NIN PARTİSİ İLE İLİŞİĞİ KESİLECEK: Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de Cumhurbaşkanlığı makamını, milletin ve devletin birliğini temsil eden, tarafsız bir makam olarak düzenleyeceğiz. Bu noktada altını çizmek istediğim husus şudur ki Cumhurbaşkanı seçilen kişinin varsa partisi ile ilişiği kesilecek ve görevi sona eren Cumhurbaşkanı aktif siyasette bir daha görev alamayacaktır.
YÜRÜTME YETKİSİ BAŞBAKAN VE BAKANLAR KURULU'NDA OLACAK: Devletin başı sıfatını taşıyan Cumhurbaşkanlığı, temsilî görev ve yetkilere sahip bir makam olarak düzenlenecektir. Yürütmeye dair icrai yetkiler, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne karşı siyasi sorumluluğu olan Başbakan ve bakanlardan oluşan Bakanlar Kurulu tarafından kullanılacaktır. Cumhurbaşkanı’nın istisnai nitelikte tek başına yapabileceği işlemler ise Anayasa’da ayrıntılı olarak düzenlenecektir. Cumhurbaşkanı’nın icrai bir yetkiye sahip olamamasına uygun olarak görevi ile ilgili siyasi sorumsuzluğu esas alınacaktır. Bununla birlikte, Cumhurbaşkanı’nın hukuki ve cezai sorumluluğuna ilişkin esaslar, Anayasa’da düzenlenerek yargılama makamı ve usulü açıkça belirtilecektir.
“BAKANLAR KURULU'NUN YAPISI”
BAŞBAKAN TBMM ÜYELERİ ARASINDAN BELİRLENECEK: Başbakan, parlamenter sistem gelenek ve ilkelerine uygun olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri arasından belirlenecektir. Başbakan’ın belirlenmesinde Cumhurbaşkanı, Meclis’te en çok milletvekiline sahip siyasi partiye hükümeti kurma görevini verecektir. Hükümetin Anayasa’da öngörülen sürede kurulamaması halinde bu görev, milletvekili sayısıyla doğru orantılı olarak diğer siyasi partilere sırasıyla verilecektir.
BAŞBAKAN VE BAKANLAR KURULU MECLİS’E KARŞI SORUMLU OLACAK: Bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya ihtiyaç duyulduğu takdirde milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olan kişiler arasından Başbakan tarafından atanacaktır. Bakanlar Kurulu, Başbakanın başkanlığında toplanacaktır. Yetkide ve sorumlulukta paralellik ilkesi gereğince Başbakan ve Bakanlar Kurulu, Meclis’e karşı sorumlu olacaktır. Buna göre Başbakan ve bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne karşı bireysel ve kolektif olarak sorumlu tutulacaktır. Hükümetin kurulmasını kolaylaştırmak amacıyla hükümetin kurulmasında basit çoğunluk, düşürülmesinde ise Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının salt çoğunluğu esas alınacaktır.
HÜKÜMETİN DÜŞÜRÜLMESİ ZORLAŞTIRILARAK, OLASI HÜKÜMET KRİZLERİ DE ÖNLENECEK: Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de, hükümete istikrar kazandırmak amacıyla gensoru ile yapıcı güvensizlik oyu birleştirilecektir. Hükümetin düşürülmesi, yeni hükümetin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin üye tam sayısının salt çoğunluğuyla seçilmesi şartına bağlı olacaktır. Böylece bir yandan hükümetin düşürülmesi zorlaştırılırken diğer yandan olası hükümet krizleri de önlenecektir. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de, yeni hükümetin kurulması güvence altına alınmadan mevcut hükümet düşürülemeyecektir.
“YÜRÜTME”
OHAL İLAN ETME YETKİSİ BAKANLAR KURULU’NA AİT OLACAK: Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’de Cumhurbaşkanı’nın ya da Bakanlar Kurulu’nun tek başına OHAL ilan etme yetkisi olmayacaktır. Olağanüstü hal ilan etme yetkisi, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu’na ait olacaktır. Bu yetki, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onayına tabi tutulacaktır.
KHK’LARA HUKUK SİSTEMİMİZDE YER VERİLMEYECEK: Olağanüstü hal rejiminin istisnai niteliğinin bir gereği olarak OHAL için öngörülen süreler kısaltılacaktır. Olağanüstü hal rejiminin keyfi bir yönetime dönüşmesine engel olmak amacıyla olağanüstü hal kanun hükmünde kararnamelerine hukuk sistemimizde yer verilmeyecektir. Bu kapsamda, olağanüstü halin hukuk devletinin güvenceleri çerçevesinde sürdürülmesini sağlamak üzere, Olağanüstü Hal Kanunu’nda gerekli düzenlemeler yapılacaktır.”