TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile ilgili sözleri ve Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı’nın makam aracıyla gittiği tarikat evinde ‘sarık ve cübbe’ ile fotoğrafının ortaya çıkması üzerine, Montrö’nün asla tartışmaya açılmaması yönünde ortak açıklama yapan 103 emekli amiral hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 'anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşmak' suçlamasıyla 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.
Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın duruşması 21 Mart 2022 tarihinde yapılacak. Açıklamada imzası bulunan emekli oramiraller Eşref Uğur Yiğit ve Emin Murat Bilgel ile emekli amiraller Alaettin Sevim, Aydın Canel, Kadir Nazif Özdağdeviren, Serdar Dülger, İskender Yıldırım, Ahmet Aksoy, Cemil Turgut Tufan, ikametinin İstanbul’da bulunması nedeniyle bugün talimat yoluyla İstanbul 27., 32. ve 33. Ağır Ceza Mahkemelerinde ifade verdi.
“ORGANİZE YÜRÜTÜLEN BİR ALGI OPERASYONU SONUCUNDA YARGILAMA KONUSU HALİNE GETİRİLMİŞTİR”
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkan ve yazılı ifade sunan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Eşref Uğur Yiğit, savunmasında şunları kaydetti:
“Öncelikle basında ve kamuoyunda ‘Emekli Amiraller Duyurusu’ olarak bilinen metnin esasına ilişkin açıklamalarıma geçmeden önce önemle belirtmem gerekir ki söz konusu metin, ‘kamu menfaati’ saikıyla ve ‘ifade hürriyeti’ çerçevesinde hazırlanmış bir düşünce açıklamasıdır. Zira yargılama konusu yapılan duyuru, herhangi bir suç unsuru içermeyen, halihazırda gündemde tartışılmakta ve eleştirilmekte olan konulara temas etmek suretiyle anayasal hakkımız olan ifade hürriyetinin uygulama alanı bulduğu bir metinden ibaret olup, maalesef kötü niyetli bir karalama kampanyası ve organize yürütülen bir algı operasyonu sonucunda yargılama konusu haline getirilmiştir.
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ HAKKINI KULLANDIĞIMIZ İÇİN YARGILAMAYA TABİ TUTULDUK: Ancak asıl vahim olan ve endişe uyandıran durum, temel hak ve hürriyetlerimizden biri olan ifade özgürlüğü hakkını kullanmamız neticesinde yargılamaya tabi tutulmaktır. Zira bu durum, ‘hukuk devleti’ ve ‘hukuk güvenliği’ ilkelerinin mevcudiyeti anlamında tereddüt uyandırdığı gibi evrensel hukuk kuralları ve demokrasinin temel ilkeleri ile de çelişki göstermektedir.
DUYURU PAYLAŞILMADAN ÖNCE EMEKLİ ASKERİ YARGITAY BAŞKANI DAHİL 2 HUKUKÇUDAN MÜTALAA ALINDI: Duyuru paylaşılmadan önce, herhangi bir suç unsuru içermediği konusunda biri avukat diğeri emekli Askeri Yargıtay Başkanı olan iki farklı hukukçudan mütalaa alınması ve bu doğrultuda metine onay verilmesi, şahsım ve meslektaşım olan diğer emekli amiraller tarafından asla bir suç işleme kastı ile hareket edilmediğini göstermektedir.
MONTRÖ’NÜN TARTIŞILMAYA AÇILMASI BOĞAZLARDAKİ EGEMENLİĞİN KAYBEDİLMESİNE YOL AÇABİLİRDİ: Söz konusu duyuruda, muvazzaf olduğumuz dönemde uygulayıcısı olduğumuz Montrö Sözleşmesi’nin önemine ve 15 Temmuz kalkışmasının temel sebeplerinden biri olan askeri disiplinin gerekliliğine vurgu yapılmıştır. Kamuoyu açıklamasında eleştirdiğimiz Montrö Sözleşmesi'nin tartışmaya açılması fikri ise Türkiye'nin İstanbul, Çanakkale Boğazları ile Marmara Denizi üzerindeki mutlak egemenliğinin kaybedilmesine yol açabilirdi. Bizler de konunun uzmanı olan ve ülkesine karşı sorumluluk taşıyan yurttaşlar olarak buna dikkat çektik. Önemi itibariyle bir Milli Güvenlik ve Uluslararası Güvenlik meselesi olan söz konusu Sözleşme’nin uzun yıllar uygulayıcısı olan biz emekli amirallerin bu hususta kamuoyunu bilgilendirme yükümlülüğü mevcuttur.
HAKSIZ VE MESNETSİZ SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUM: Anayasa’nın 26. maddesinde düzenlenen ‘düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti’ çerçevesinde hazırlanan, yargılamaya konu duyuru hakkında yapılan haksız ve mesnetsiz suçlamaları kabul etmiyorum. Atılı suçun unsurları da oluşmadığından beraatıma karar verilmesini talep ediyorum.”
“CIMBIZLA ÇEKİLEN KELİMELER KULLANILARAK MESNETSİZ SUÇ YARATILMAYA ÇALIŞILDI”
Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Emin Murat Bilgel ise İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ifadesinde şunları söyledi:
“Ne yazık ki huzurdaki yargılamaya konu edilen metinden kasten cımbızla çekilen kelimeler kullanılmak suretiyle mesnetsiz ve hukuki altyapısı bulunmayan bir suç yaratılmaya çalışılmıştır. Bu algı operasyonları ve karalama kampanyaları ile şahsım ve meslektaşlarım hedef gösterilmiş, mesleki itibarımız zedelenmeye çalışılmıştır.
BİZLERİ DOĞRUDAN İLGİLENDİREN İKİ ÖNEMLİ KONU: Kamuoyu ile paylaşılan duyurunun esas aldığı, ülke güvenliğini ve mesleki uzmanlık alanımız itibariyle bizleri doğrudan ilgilendiren iki önemli konu mevcuttur. Bunlar; duyurunun paylaşıldığı 2021 yılı nisan ayında ülke gündeminde yer eden Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılabileceği ve üniformalı muvazzaf bir amiralin resmi makam aracıyla gitmiş olduğu tarikat evindeki sarıklı ve cübbeli fotoğrafının basına yansımasıdır.
SUÇ UNSURU YOK: Kamuoyu menfaatini öngören ilgili duyurunun gerek okumuş olduğum taslak metinlerde gerekse kamuoyu ile paylaşılan son halinde herhangi bir şiddet söylemi, suç unsuru veya iddia edilenin aksine iktidar aleyhine kalkışmaya ve anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs olarak yorumlanabilecek bir ifade de mevcut değildir. Ancak bu barışçıl süreç, bilinçli bir şekilde çarpıtılarak özgürlük hakkı, ifade hürriyeti, lekelenmeme hakkı ve seyahat özgürlüğü gibi temel hak ve özgürlüklerim ihlal edilmiştir. Beraatıma karar verilmesini talep ederim.”
İkamet adresleri İstanbul’da olduğu için talimat yoluyla İstanbul Adliyesi’nde farklı mahkemelerce ifadeleri alınan diğer emekli amiraller de savunmalarında üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmeyerek beraat talebinde bulundu.