MEB, 1-3 Aralık 2021 tarihlerinde toplanan Milli Eğitim Şurası’nda alınan tavsiye kararlarının uygulanmasına ilişkin ‘Güncel Eğitim Politikaları ve 20. Milli Eğitim Tavsiye Kararları' raporunu yayınladı. Raporda; Şura programındaki “Temel Eğitimde Fırsat Eşitliği”, 'Mesleki Eğitimin İyileştirilmesi' ve 'Öğretmenlerin Mesleki Gelişimi' konuları üç ana başlık olarak yer aldı.
Eski Eğitim Sen yöneticisi Özgür Bozdoğan, MEB’in yayınladığı raporun bir ilk olduğunu belirterek raporun içeriğini, 'Milli Eğitim Bakanlığı’nın asli olan görevlerini 'uzun zamandır devam eden politikalar sanki Şura’ya katılanların kararları ya da tavsiye kararları sonrasında yapılıyormuş gibi bakanlığın kimi uygulamalarına meşruiyet kazandırma arayışı’ olarak yorumlamak gerekiyor” diye değerlendirdi.
'9 BİN CİVARINDA YENİ ANASINIFI ÖĞRETMENİNE İHTİYAÇ VAR VE BÖYLE BİR ATAMA YAPILMADI”
Raporda, Şura kararlarından sonra 93 tane okul, 7 bin 252 tane yeni anasınıfının açıldığı, bin 767 köyde 12 bin çocuğun okulöncesi eğitime başladığı bilgisi yer aldı. Bozdoğan, konuyla ilgili olarak, 'Milli Eğitim Bakanlığı, 7 Aralık’tan bu yana, yaklaşık üç aydır okulöncesi eğitimde kimi adımların atılacağını, atıldığını, kimi anasınıflarının açıldığını kamuoyuyla paylaşıyor. Ama biz şunu biliyoruz ki okul öncesinde ya da anasınıflarında görevlendirilecek yeni öğretmen ataması yapılmadı. Bu açılan anasınıfında çalıştırmak için ya öğretmen ataması yapacaksınız ya da ücretli öğretmen çalıştıracaksınız. Yaklaşık 9 bin civarında yeni anasınıfı öğretmenine ihtiyaç var ve böyle bir atama yapılmadı” dedi.
Köy okullarının tadilatıyla ilgili bütçe ayrılmadığını da ifade eden Bozdoğan, “Bin 767 köyde açılan bu anasınıflarının nerede eğitim verdiğiyle ilgili defalarca Milli Eğitim Bakanlığı’na soru sorduk. Köylerde açılan bu okullar nerede açıldı? Burada kimler öğretmenlik yapıyor? Açılan bu anasınıflarında kimlerin öğretmenlik yaptığı, öğretmen ihtiyacının nasıl karşılandığının kamuoyuyla paylaşılması gerekiyor” diye konuştu.
OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE KONTEYNER VE PREFABRİK SINIF
Raporda, okul öncesi eğitime erişimin teşvik edilmesi için kullanılmak üzere 300 konteyner ve 150 prefabrik sınıfın yapımına başlandığı bildirildi. Bozdoğan, “Konteyner ya da prefabrikte eğitim alamamasının çocukların sağlığı açısından doğru olmadığını biliyoruz. Rapor bu anlamda kritik” değerlendirmesinde bulundu.
“ÜCRETSİZ ÖĞLE YEMEĞİ SADECE TAŞIMALI ÖĞRENCİLERDE VAR”
Raporda, öğrencilere okul yemeklerinin ücretsiz verilmesiyle ilgili Şura’daki karara da yer verildi. Bozdoğan, “Şura’nın öğrenci yemeğiyle ilgili tavsiye kararı vardı. Şura’nın tavsiye kararı, öğrencilere ücretsiz öğle yemeği verilmesi ya da ücretsiz beslenme desteği sağlanmasına dairdi. Fakat Bakanlık burada öyle bir madde yerleştirmiş ki sanki bu uygulama başlatılmış gibi ifade etmiş. Ama hemen altında bir pilot çalışma olduğunu ve sadece Gaziantep, Hatay ve Şanlıurfa bölgelerindeki 15 bin 920 öğrencinin bu yemekten yararlandığına dair bir ifade var. Salgın döneminde ABD’de eğitimcilerin en büyük eleştirisi, okulların kapalı olmasından dolayı ücretsiz öğle yemeğinden yararlanamayan öğrencilerdeki gelişim bozukluklarıydı. Oysa bizim ülkemizde bu uygulama hiç başlamadı, sadece taşımalı öğrencilerde var. Bu da bizim için bir sıkıntı” diye konuştu.
'MEB, PANDEMİNİN BAŞINDAN BERİ 700 BİN TABLET DAĞITILDIĞINI KABUL ETTİ'
Pandemi nedeniyle okulların kapalı dönemde yaklaşık 6 milyona yakın öğrencinin uzaktan eğitime erişiminin olmadığını ve bunun ciddi eğitim eşitsizlikleri yarattığını ifade ettiklerini kaydeden Bozdoğan, 'Bakanlık, her defasında bu konuyla ilgili sessiz kalmış, herhangi bir şekilde ciddi bir adım atmamıştı. Daha sonra tablet ve bilgisayar dağıtımı başladığında 2,5-3 milyon civarında tabletin, bilgisayarın dağıtıldığına dair... Ancak Milli Eğitim Bakanlığı raporda gerçek sayısını yazmış; salgının başından beri 700 bin civarında tabletin dağıtıldığını ifade etmiş' dedi.
“ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNU ŞURA KARARLARIYLA OLUŞTURULMUŞ GİBİ VERİLDİ”
Bozdoğan, “Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili tavsiye kararı aldığını ve bu kanunun da şubat başında çıktığı ifade ediliyor. Ancak biz, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun 2018 yılında AKP’nin seçim beyannamesinde yer aldığını biliyoruz. Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda ilk biçimlerinin Ulusal Öğretmen Strateji belgesinde, 2017’de Ulusal Öğretmen Çalıştayı’nda atıldığını biliyoruz. Ama siz, raporu dümdüz bir şekilde okursanız sanki Şura bu kararı aldı ve Milli Eğitim Bakanlığı hızlıca harekete geçti, arkasından bu kanun çıktı gibi düşünebilirsiniz. Ancak öyle olmadığı açık. Karşımızdaki raporun, şu an Milli Eğitim Bakanlığı’nın sürdürdüğü ve kimi eleştirilere maruz kalan kimi faaliyetlere Şura’nın bir meşrutiyet sağlaması amacıyla hazırlandığı görülüyor' görüşünü dile getirdi.