İş insanı Osman Kavala’nın bin 589 gündür tutuklu olduğu Gezi Parkı Davası’nda geçtiğimiz günlerde mütalaasını açıklayan Cumhuriyet savcısı, davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala ile Ayşe Mücella Yapıcı’nın, “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlaması ve ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etmişti.
Mütalaada; davanın diğer tutuksuz sanıkları Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Şerafettin Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi’nin ise “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ni ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme” suçlaması ve ayrı ayrı 15 yıldan 20 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istenmişti.
Osman Kavala’nın avukatları, savcının mütalaasına ilişkin bugün yazılı açıklama yaptı. Yapılan açıklamada şunlar kaydedildi:
“Osman Kavala hakkında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkeme’sinde görülmekte olan davada: İddia makamı, 4 Mart 2022 tarihinde esas hakkında mütalaasını sunmuş ve Osman Kavala’nın Türk Ceza Kanunu’nun 312. maddesi 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyet Hükümeti’ni ortadan kaldırmak veya görevlerini yapmasını tamamen ya da kısmen engellemek' uyarınca ağırlaştırılmış müebbet cezasıyla cezalandırılmasını talep etmiştir.
CASUSLUK SUÇLAMALARININ KONUSUZ KALDIĞI İMZA ALTINA ALINMIŞ: Söz konusu mütalaa gereğince; Osman Kavala hakkında '15 Temmuz darbe girişimini desteklemek' ve iki yıldır tutukluluk gerekçesi yapılan 'casusluk' suçlamalarının konusuz kaldığı imza altına alınmış, özellikle casusluk suçlamasının sadece tutuklamanın sürdürülmesine yönelik bir hukuki argüman olarak kullanıldığı açıkça itiraf edilmiştir.
BERAAT ETMİŞ OLDUKLARI GEZİ DAVALARDAN AYNI DELİLLERLE YENİDEN CEZALANDIRILMAK İSTENMİŞ: Yine aynı mütalaa uyarınca; Osman Kavala ve diğer Gezi sanıkları, beraat etmiş oldukları Gezi ile ilgili davalardan aynı delillerle yeniden cezalandırılmak istenmiş, TCK 312. Madde (casusluk) ile ilgili tutukluluğu değerlendiren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ‘somut ve meşru delillere dayanmadığı’ yolundaki kararı açıkça hiçe sayılarak, Uluslararası Ceza Hukuku’na ilişkin karar ve normlar ısrarla yok hükmünde addedilmiştir.”