CHP Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, TBMM Genel Kurulu’nda 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü nedeniyle yaptığı konuşmada; “8 Mart; kimilerine göre ‘Emekçi Kadınlar Günü’ kimilerine göre ‘Kadın Hakları Günü’ kim ne anlam yüklerse yüklesin 8 Mart kadınların hak mücadelesinin günüdür; emekçi kadınların eşit işe eşit ücret mücadelesiyle direndiği, sermayenin direnen kadınları yakarak susturmaya çalıştığı; kadınların emek mücadelesi için can verdiği gündür. 8 Mart, eşit işe eşit ücret hakkının mücadelesinin; kadınların yaşam hakkının mücadelesinin günüdür” dedi.
“1800'lü yıllardaki bu eşit işe eşit ücret mücadelesinden 2022 yılına geldiğimizde kadınların durumu ne?” sorusunu yönelten Karaca, şöyle konuştu:
“Dünya Ekonomik Forumu'nun istihdama katılım, siyasete katılım, sağlık ve eğitime erişim haklarının değerlendirildiği her yıl yayımlanan 2021 yılı raporunda Türkiye 156 ülke arasında 133'üncü sıraya gerilemiş durumda; Raporda eşitlik için, toplumsal cinsiyet eşitliği için kadınların Türkiye'de yüz otuz altı yıl beklemesi gerektiği yazıyor. Yüz otuz altı yıl beklemeye hiç niyetimiz yok, bunu da ifade etmek isterim.
“KADINLAR KAYIT DIŞI ÇALIŞMAKTADIR”
Türkiye'de geniş tanımlı kadın işsizlik oranı yüzde 42,7'ye yükselmiş. 13 milyon kadın güvencesiz işlerde bakım işçisi olarak çalışmakta ve iş gücüne katılamamaktadır. İş gücüne katılan 9 milyon kadından yüzde 35,6'sı da ücretsiz ve kayıt dışı çalışmaktadır. Kadınların çoğu güvencesiz işlerde ve az ücretli, düşük ücretli vasıfsız işlerde çalıştırılmaktadır; en çok da tarımda ve ev işinde çalıştırılmaktadırlar.
'KADININ ADI YOK'
Kadınlar sadece emek dünyasında, istihdamda değil, kadınlar aslında karar mekanizmalarında da yoklar. Bakanlıklarda kadın istihdamı sadece yüzde 16, Parlamentoda kadın istihdamı sadece yüzde 17,3, yerel yönetimlerde kadın oranı ise sadece yüzde 3. Yani kadın hakları ve kadın mücadelesinde kadınların adı yok. Peki kadının adı nerede var? Kadın cinayetlerinde var, kadına karşı şiddet haberlerinde var.
“KADININ KATİLLERİNE CESARET VEREN ZİHNİYETTEN HİÇBİR BEKLENTİMİZ YOKTUR”
Geçtiğimiz günlerde tek kişilik hükûmetin temsilcisi çıktı: ‘Kravat indirimine son veriyoruz ve ardından ısrarlı takibi sona erdiriyoruz’ diye gürledi. O zaman sormak istiyoruz: Bunları düzenleyen İstanbul Sözleşmesi'nden bir gecede hukuksuzca neden çıktınız? Bunları hayata geçirmek için Kasım 2019'da Avrupa Birliği ve Avrupa Parlamentosundan 800 bin euro hibe almıştınız, o para nereye gitti, bugüne kadar neden yaptınız? Saraydaki tek kişilik hükûmete seslenmek istiyoruz: Kadınların işte böyle boş vaatlere karnı tok. Sizler kadınların aklıyla, kadınların zekasıyla bu şekilde lütfen alay etmeyin. Biz kadınlar bu kürsüden diyoruz ki: 'Kadın ve kız çocuklarının şiddet ve istismara karşı en önemli güvencesi olan İstanbul Sözleşmesi'nden bir gecede hukuksuzca çıkıp yüzlerce kadının katillerine cesaret veren zihniyetten hiçbir beklentimiz yoktur. Kadınların sizlerden tek talebi var: ‘Getirin sandığı, gönderelim sizi.’
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN VAZGEÇMİYORUZ”
Eşitlik olmadan adalet olmaz; Cumhuriyet Halk Partisi olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini her alanda hayata geçireceğimiz, kadınların yüz otuz altı yıl beklemeyeceği bir iktidarı kadınlarla birlikte kuracağız ve kadın dayanışması ve kadın mücadelesiyle bunu birlikte başaracağız. İstanbul Sözleşmesi'ni iktidarımızın ilk bir haftasında tekrar uygulamaya alacağız.
“KADINLAR UYANDI”
Anadolu'da çocuklar hiç analarının uyuduğunu görmez; analar çocuklardan, herkesten sonra yatar, herkesten önce kalkar. Yani Anadolu topraklarında kadın önce uyanır, güneş sonra doğar. İşte, kadınlar uyandı, korkunuz bundan. İşte o uyanan kadınlar, o mücadeleci kadınlar sizi gönderecek ve o özgür Türkiye'yi sizlerle değil, hep birlikte kurtaracağız.”