İzmir'deki Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tartıştığı sağlık teknisyeninin yüzüne tekme atıp bıçakla tehdit ettiği öne sürülen kişi gözaltına alındı. Sağlık çalışanları ise 'Şiddet varsa hizmet yok' sloganıyla ha
Olay, bugün sabah saat 08.50 sıralarında, Konak'taki Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin göz kliniğinde yaşandı. İddiaya göre, göz filmi çektirmek isteyen bir hasta, kayıt için teknisyen Hakan Çavdar'ın bulunduğu odaya girmek istedi. İçeride hasta olduğunun söylenmesi üzerine bir anda öfkelenen kişinin, teknisyen Çavdar'ın yüzüne tekme attığı, ardından da yerde darp ettiği öne sürüldü.
Koridorda bağırarak bıçağını çekip sağlık teknisyenini tehdit ettiği belirtilen saldırgan, hastane güvenliği ve polis tarafından etkisiz hale getirildi. Gözaltına alınan saldırganın sorgusunun sürdüğü belirtildi.
Yüzünde ve vücudunun çeşitli yerlerinde ciddi morluklar oluşan sağlık teknisyeni Hakan Çavdar ise iş göremez raporu alıp saldırgandan şikayetçi oldu.
Sabah mesainin henüz ilk dakikalarında yaşanan ve hastanenin göz filmi çeken tek teknisyeninin darp edildiği saldırı, sağlık çalışanlarının da tepkisini çekti.
HASTANE ÖNÜNDE TOPLANIP PROTESTO ETTİLER
Öğle saatlerinde hastane önünde toplanan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri (SES) Sendikası İzmir Şubesi üyeleri 'Şiddet varsa hizmet yok' sloganlarıyla saldırıyı protesto etti.
SES İzmir Şubesi Eş Başkanı Nursel Şahin'in okuduğu açıklamada, 'Nasıl bir sağlık hizmet düzenidir ki, resmi rakamlara göre bile her gün 50 sağlık çalışanı sözlü ya da fiziksel olarak şiddete maruz kalmaktadır. Hastaneler artık sağlıkla değil şiddetle anılmaktadır. Mevcut sağlık sisteminde herkes mutsuz, en çok da sağlık emekçisi mutsuzdur. Perşembenin gelişi Çarşambadan bellidir. Nitekim son günlerde çok büyük boyutlara varan sağlıkta şiddet vakaları, alınmayan tedbirler ve çözümsüzlük ile beraber çığ gibi büyümüştür. Gelinen noktada bugün Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görevli sağlık emekçisi arkadaşımız Hakan Çavdar saldırıya uğramıştır. Arkadaşımıza bıçak çekilmiş, darp edilmiş ve yerlerde sürüklenmiştir' denildi.
'AVM'LERDE BİLE VAR, HASTANEDE YOK'
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
'AVM’lerde bile X Ray cihazları ile güvenlik önlemleri üst düzeyde alınırken, sağlık kurumlarımız korunmasız, şiddete ve saldırıya açık haldedir. Bu güne kadar yaşanan şiddet vakalarında görüleceği gibi, saldırganlar ellerini kollarını sallayarak silahlı, delici, kesici aletleri çok rahat yanlarında taşıyarak, rahatlıkla kurumlarımıza girip canımıza kastediyoruz. Çalışma alanlarımızın güvenlik açıklarını ısrarla belirtmemize, sağlık emekçilerinin can güvenliğini sağlanması konusunda gerekli önlemlerin alınması için her türlü girişimlerimize rağmen hiçbir adım atmayan tüm yetkililer bu şiddete ortaktırlar.'
'DAHA NE KADAR SEYİRCİ KALINACAK...'
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın yaşanan şiddet olaylarından sorumlu olduğu vurgulanan açıklamada, şöyle denildi:
'Yaşananları akılla, vicdanla, insanlıkla izah edebilmenin olanağı kalmamıştır. Yaşanan bunca şiddet vakasına, ölümlere rağmen ne yazık ki gelinen noktada samimi adımların atılmadığını, şiddetin hız kesmediğini görüyoruz. Saldırganlar karakolun ön kapısından girip arka kapısından çıkmaktadır. Olan “şikâyetçi olduğum için yeniden saldırıya uğrar mıyım” endişesiyle baş başa kalan, artık aracını park ettiği otoparka giderken can güvenliği kaygısı yaşayan sağlık emekçisine olmaktadır. Artık yeter, gerekli önlemlerin alınması için daha ne beklenmektedir? Şiddete daha ne kadar seyirci kalınacaktır? Uzun süredir güvenli işyerleri talebimiz ve etkin, caydırıcı bir sağlıkta şiddet yasası talebimiz olmasına karşın, her gün bir değil, birkaç sağlıkta şiddet olayı olmasına rağmen attığı tek adım sosyal medyadan tweet atmak olan Sağlık Bakanı da bu şiddetten sorumludur.'
'HEDEF GÖSTERİLİYOR, ÖLDÜRÜLÜYORUZ'
SES'in açıklamasında şunlara dikkat çekildi:
'Yaşatmak için çalışan hekim, hemşire, ebe, teknisyen, idari memur, sağlık işçisi, bu ülkenin tüm sağlık emekçileri olarak bizler şiddete, şiddeti özendiren tüm politikalara karşıyız. Sağlığın piyasalaşması sonucu oluşan sorunların, yanlış uygulamaların sorumlusu bizmişiz gibi şiddete maruz kalıyor, hedef gösteriliyor ve öldürülüyoruz. Özcesi bu sistemin kendisi şiddeti doğurmaktadır. Sağlık emekçilerinin haklarını ve halkın sağlık hakkını koruyup geliştirecek başka bir sağlık sistemi mümkündür. Bu sistemi inşa edinceye kadar mücadeleye devam edeceğiz. Nitekim 14-15 Mart tarihlerinde yapacağız Büyük G(ö)REV eylemliliğimizin en önemli sebeplerinden birisi de sağlık artan şiddet vakalarıdır. Sağlıkta şiddetle mücadeleden geri adım atmayacağız. Şiddetle yüz yüze kalan tüm sağlık emekçilerine sahip çıkmaktan vazgeçmeyeceğiz.'