AY: Nasılsınız? Takip ettiğimiz kadarıyla spor alanında çok yararlı yazılar yazan bir köşe yazarısınız. Hangi lisans mezunusunuz, akademik dereceleriniz var mı?
GÜLÜMSEYEN: Teşekkür Ederim Göktan Hocam. Hamdolsun iyiyiz. Sizlerle birlikte olmak, bizleri memnun kıldı. İlginize çok teşekkür ederiz. Marmara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu (şimdiki adıyla Spor Bilimleri Fakültesi) Spor Yöneticilik Bölümü 1998 yılında mezun olduk. Spor Gazeteciliği, ortaokul yıllarında kendimize hedef koyduğumuz bir meslekti. 1993-1996 yılları arasında Fotospor, Fotomaç ve Fanatik Gazeteleri ve Anadolu Ajansında fahri (gönüllü) spor muhabirlik, 1995-1996 yıllarında Bakırköy Postası Dergisi’nde Spor Müdürlüğü yapma imkânına sahip olduk. 1997 yılından bugüne (2022) Yeni Akit Gazetesi’nde spor içerikli yazılar yazmaktayız. Belirlenen zaman aralığında sırasıyla, İBB Spor İstanbul’da Spor Uzmanı (1998-2000), Ensar Kolejinde Beden Eğitimi Öğretmenliği (2000-2002), Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü (2002-2005), İstanbul Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nde Spor Uzmanlığı (2005-2008) ve İBB Spor İstanbul’da Tesis İşletme Amiri ve Engelliler Koordinatörlüğü (2008-2019) görevlerinde bulunduk. 2019 yılında yapılan Belediye Seçimi sonrasında yeni yönetim bizimle çalışmayacaklarını belirterek, alınan siyasi kararla benimle birlikte, spor konusunda alanında uzman arkadaşımızın işine son verildi. Geçtiğimiz yıl emekli oldum. Halen gazete yazılarımıza devam ediyor, hafta sonları sosyal medya (ınstagram-youtube) üzerinden yayınlar gerçekleştirmekteyiz. Spor Gazetecilik uğraşımıza katkı sağlaması amacıyla antrenörlük (Hentbol, Basketbol, Badminton, Tenis, İzcilik ve Çim Hokeyi) ve hakemlik (Futbol – Masa Tenisi- Atletizm- Badminton- Çim Hokeyi-Halter- Hentbol –Golboll) görevlerinde yer aldık.2017-2018 yılları arasında Gelişim Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulunda Spor Yöneticilik Bölümünde Engelliler konusunda Yüksek Lisans yapma imkânımız oldu.
AY: Ülkemizin ve iktidarların “spor politikaları” var mı?
GÜLÜMSEYEN: Ülkemizde sporun sevk ve idaresi hükümet düzeyinde Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından yürütülmektedir. Spor Bakanlığı, başkanlık sisteminde yer alan 16 bakanlık içerisinde yer almaktadır. Böyle bir yönetim şekli, mevcut hükümetin spora verdiği önemin de göstergesi. ‘Ülkemizin Spor Politikası var mı?’ sorusu, her dönemde cevabı aranan ve tartışılan konuların başında gelmektedir. Soruyla neye cevap arandığı önem taşımaktadır. Örneğin; Tesisleşme mi, performans sporuna bağlı olarak sportif başarı mı, yoksa daha çok vatandaşın katılım gösterdiği ve herkes için spor olarak isimlendirilen kitle sporu mu? Her bir seçenek, adı geçen spor politikasının da bir nevi alt başlığı, karşılığı olmaktadır. İktidarların ‘spor politikaları’ konusunda ise mevcut hükümet politikasına baktığımızda, son yirmi yılda Cumhuriyet tarihinin en önemli dönemini yaşadığını görmekteyiz. Müsaadenizle, Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın geçtiğimiz yıl açılışı gerçekleştirdiği Burhan Felek Atletizm Pistinde, dönemlerinde yapılan spor yatırımlarıyla açıklamasından bir bölüm paylaşmak istiyorum; “17 yılda küçük ve büyük ölçekli tesislere toplam yatırım rakamı 9,5 katrilyon. Türkiye’de 9,5 milyon lisanslı sporcu, 272 bine yaklaşan antrenör, spor faaliyetlerine katılan genç sayısı 2,5 milyon. Uluslararası organizasyonlarda ülkemizi temsil etmiş sporcular anlaşma sağlanan 28 vakıf üniversitesinde yüzde yüz bursla eğitim ve öğretim görme hakkı. Bir milyonu aşkın çocuğa gerçekleşen yetenek testi. 22 ilimizde gündüzlü ve yatılı olmak üzere Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi. 81 ilde 327 gençlik merkezi.” Tüm bu yatırımlara baktığımızda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gençlik yılarında spor yapması ve spora olan ilgisinin etkili olduğunu tahmin etmek güç değil. Spor politikalarının farklı boyutuna, sportif başarı-başarısızlığı örnek verebiliriz. Mesela, 13 madalya kazandığımız ve 35. sırada tamamladığımız 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları. Hemen burada şu soru akla geliyor; ‘Ülkemizde Üniversitelerin 100’e yakın Beden Eğitimi ve Spor bölümü var. Buna rağmen neden bu denli başarısızlık?’Bu da ayrı bir gündem konusu. Bunun cevabını da antrenman bilimcilere bırakalım.
AY: Okullarımızda, gençlere sporun yararlarını anlatabiliyor muyuz?
GÜLÜMSEYEN: Sizin de önemine vurgu yaptığınız bu sorunun mahiyetini oluşturan okul ve gençlik, bizleride oldukça heyecanlandırıyor. Değerli bir büyüğümüzün dediği gibi, okulların her bir döneminde sınıfında bir milyonu aşkın çocuk ve genç var. Örneğin ilk birinci sınıfta bir milyon, ikinci sınıfında bir milyon. Bu gençlik, yoğun bir teorik (masa başı) ders programına tabii tutuluyor. Bu konuda yapılan araştırma sonuçlarına baktığımızda, ülkemizde obezitenin yaygınlaşmasında yanlış beslenme kadar, yetersiz fiziksel aktivitenin etkilediğini görmekteyiz. Beden Eğitimi ve sporun kişi üzerinde fiziksel ve zihinsel gelişime olumlu yansıması kadar, bireyin sosyalleşmesinde önemli etken olmaktadır. Spor yapan bir öğrencinin, diğer arkadaşlarına göre daha disiplin ve programlı olduğuna, bir dönem Beden Eğitimi Öğretmenliği görevi yaptığım yıllarda şahit olanlardanım. Buna en somut örnek, öğrencilerin en çok Beden Eğitimi dersini, dolayısıyla öğretmenlerini sevmeleri. Çünkü oyun (hareket ve egzersiz) çocuk ve gençlerin vazgeçemeyecekleri bir etkinlik. Bu gerçekler, beden eğitimi dersi ve o derse giren branş öğretmenin de önemini de ortaya koymaktadır. Nitekim, ilkokulda müfredatında yer alan beden eğitimi ve oyun /fiziksel aktivite derslerine branş öğretmenleri, yani Beden Eğitimi Öğretmenlerinin katılım sağlaması, sürecin sağlıklı işleyişine önemli katkı sağlayacaktır. Bir de, spor disiplin demek. Siz bedeninize hakim olmazsanız, biryanınız eksik kalır. Sporla birlikte öğrencinin içindeki enerjisini atması, sağlıklı bir o kadar dinç kalması, onun sosyal hayata katılım, akranlarıyla daha uyumlu ve derslerinde daha başarılı olmasını sağlayacaktır. O nedenle, sorunuz çok önemi oldukça fazla. Okullarımızın her sınıfında mutlaka Beden Eğitimi konmalı, bu derslere branş, yani Üniversitelerin Beden Eğitimi Öğretmenliği Mezunu arkadaşların girmesi gerekiyor. Bu sınıflara, ana sınıfı da dahil.
AY: Spor sohbetleri (instagram) yaparak neyi amaçlıyorsunuz?
GÜLÜMSEYEN: Spor gazeteciliği konusunda en benimsediğim en temel konu, röportaj. Amatör olarak (ikinci işimiz konumunda olduğu için böyle bir tanımda bulunuyoruz) sürdürdüğümüz spor gazetecilik mesleğini 30 yılı geride bıraktığımız dönemde, en çok özümsediğimiz alan/konu ‘röportajlar’ kısmı oldu. Sporcu, antrenör, belediye başkanı, iş adamı gibi sporla yakından ilgili isimlerle röportajlar yapma fırsatımız oldu. Röportajlarımızı ‘spor sohbetleri’ adı altında gerçekleştirdik. Her bir sohbetimizle, bilgi paylaşılmasının ne denli önemli olduğu gerçeğini, yaşayarak öğrenmiş olduk. Konuklarımızın yaşanmış tecrübelerini kamuoyuyla paylaşma imkânına sahip olurken, bizlerde bilmediklerimizi haberdar olma, mevcut bilgilerimizin üzerine yeni bilgilerin eklenmesine katkı sağladı. Ayrıca bu yayınlar, röportajı yaptığımız ve güzel işlere imza atan konuklarımızın tanınırlığını ve anlamlı çalışmalarıyla gündeme gelmelerini sağladı. Aslında bizim bu söyleşilerimizin geçmişi Ankara’da, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’nde Spor Uzmanı olarak görev yaptığımız 2004 yıllarına dayanıyor. Ankara’dan yayın yapan Hedef Radyo’da bu söyleşilerimizi başlatmıştık. Spor sohbetleri adı altında Akit Tv’de 20015-216 yılları olsa gerek 34 program gerçekleştirdik. Bu söyleşilerimizi amiyane tabirle ‘biz çalıp biz oynamayalım’ anlayışından hareketle, daha çok vatandaşın yararına sunmak için ‘youtube;ahmetgülümseyen’ kanalımızda da yayınlamaya başladık. Geçtiğimiz yıl ise teknoloji, sosyal medyadan daha verimli nasıl yararlanırız düşüncesiyle, ‘ınstangram; ahmetgulumseyen’ hesabımız üzerinden yine spor sohbetleri başlığı altında,canlı yayınlar yapmak nasip oldu ve halen devam ettiriyoruz. Bu sistemin en çok hoşumuza giden yanı, kimseye minnet etmeden kendi yayınımızı yapabilmemiz. Bu yayınların güzel tarafı, sadece yaşadığımız şehir İstanbul’dan değil, ülkemizin dört bir yanından konuklara bağlanma ve takip edilme imkânına sahip olunabilmesi. Bu yayınlar canlı olduğu ve kayıtların anında ınstagram (ahmetgulumseyen) hesaplarına düştüğü için, katılımcıların samimi duygularına da ulaşmış oluyoruz. Şuana kadar (bugün itibariyle) 53 programı geride bıraktık, elhamdülillah. Spor içerikli yayınlarımızda konuklarımız kendi alanında uzman isimlerden oluşuyor, hemen hemen hepsi arkadaşlarımız. Tabii bu yayınlarla yeni arkadaşlar da edinme imkânına kavuştuk. Gençlik ve Spor İl Müdürlerinden Milli Takım Antrenörlere, Engelliler ve Spor konusundan Spor masörüne kadar birçok akademisyen, konusunda uzman arkadaşlarımızı konuk ettik, etmeye devam ediyoruz inşallah. Bu çalışmayı biz sosyal sorumluk, toplumdan aldığımızı yine toplumla paylaşım olarak görüyoruz. Yazılarımızda olduğu gibi, yayınlarımıza ‘Bilginin zekâtını verme’ anlayışıyla yaklaşıyoruz. Yaptığımız bu çalışma aslında, yararlanmak isteyenler için her bir konuk,iyi bir rehber ve yol gösterici olabilmektedir. Tabii bunu anlayan ve değerlendirene göre. Rabbim niyetimizi de akıbetimizi de halis kılsın inşallah…
Devam edecek…