Müsavat Dervişoğlu, bugün TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, AKP ve MHP’nin TBMM Başkanlığı’na sunduğu seçim mevzuatında değişiklik öngören kanun teklifini değerlendirdi. Dervişoğlu, özetle şunları dedi:
YAPAY TARTIŞMALARLA MEŞGUL OLMAYACAK VE TÜRKİYE’NİN GERÇEK GÜNDEMİNİ KONUŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ: “Anlaşılan odur ki önerilen kanun teklifinin değişiklikleri yönüyle kamuoyunda tartışılmasını arzuluyorlar. Her derde deva televizyon yorumcuları ve köşe yazarları diledikleri tartışmaları yapsınlar. Biz, yapay tartışmalarla meşgul olmayacak ve Türkiye’nin gerçek gündemini konuşmaya devam edeceğiz.
ELİNİZDEKİ GÜCÜ BİR SİLAH OLARAK GÖRMEKTEN VAZGEÇİN: Seçim kurullarının oluşturulması, seçim yasakları ile ilgili hükümler, seçmen kütüklerinin oluşturulması, muhtarlık seçimi ile ilgili çeşitli hususlar, bizim tarafımızdan bakıldığında bir takım siyasi cingözlükler içeriyor. Ama herkes müsterih olsun; Türkiye bu cingözlüklere ziyadesiyle alışkınıdır. 1982’den itibaren 83 seçimleri ile başlayarak 87’de üç defa, 91’de bir defa, 94’te bir defa, 95’te üç defa ve Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldikten sonraki süre içerisinde de altı defa Seçim Kanunu değiştirilmiştir. Kanun yapma gücü ve yetkisini iktidarlarını sürdürmeye yönelik bir silaha dönüştürmeye kalkışanların siyasi akıbetleri herkesin malumudur. Buradan tekrar uyarıyorum. Elinizdeki gücü bir silah olarak görmekten vazgeçin. Unutmayın ki hiçbir silah sahibine sadık değildir. Gün gelir sahibini vurur.
MİLLETİN GERÇEK BEKLENTİSİ SANDIĞIN ÖNÜNE GELMESİNİ TEMİN EDECEK BİR ERKEN SEÇİM: Milletin iktidardan beklentisi, sonuçları etkilemeyecek kanun teklifleri hazırlaması değildir. Milletin iktidardan asıl beklentisi Seçim Kanunu değişikliği de değildir. Milletin gerçek beklentisi sandığın önüne gelmesini temin edecek bir erken seçimdir.
ASIL DEĞİŞTİRİLMESİ GEREKEN BUGÜNKÜ UCUBE SİSTEM: Siz, bütün bunları yaparak kendinize ve iktidarınıza uygun kanun tekliflerini TBMM’nin gündemine taşıyarak siyasi kaderinizi belirleyemezsiniz. İttifakları zorunlu kılan ve demokratik hayatımızı gerçek anlamda zedeleyen, Seçim Kanunu’nun eksiklikleri değildir. Asıl değiştirilmesi gereken, bugünkü ucube sistemdir. ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ diye tarif edilip Türkiye’yi otokratik bir rejime doğru eviren Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin öncelikle değiştirilmesi gerekmektedir. Milletimizin asıl beklentisi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden behemehâl vazgeçmek; iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter demokratik sistemi yeniden inşa etmektir.
BUZA YAZI YAZMAYA KALKMAYINIZ: İktidara sesleniyorum; anayasa yapıyorsunuz, Erdoğan’a göre. İhale Yasası yapıyorsunuz, yandaşlara göre. Seçim Kanunu yapıyorsunuz, Cumhur İttifakı’na dahil partilere göre. Millet adına iş yapmaya ne zaman başlayacaksınız? Ne yaparsanız yapınız, sandık milletin önünde geldiğinde yaptığınız bütün kötülüklerin bedelini ödeyeceksiniz. Beyhude çabalamayınız. Buza yazı yazmaya kalkmayınız. Getirin sandığı milletin önüne ve görün kaderinizi.
GİDECEK OLAN AK PARTİ İKTİDARI: Hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın 14 Mart Tıp Bayramı’nı kutluyor; gidecek olanların kendileri değil AK Parti iktidarı olacağının müjdesini veriyorum.”
“İKTİDARIN SİYASİ CİNGÖZLÜKLERİNE TÜRK MİLLETİ’NİN KADERİNİ KURBAN ETTİRMEYECEĞİZ”
AKP ve MHP’nin kanun teklifinde yer alan ‘artık oy’lara ilişkin bir soruya Dervişoğlu, şu yanıtı verdi:
'Burada barajı yüzde 10’dan 7’ye çekiyor. İttifak ile seçime gidilmesi münasebetiyle aslında baraja olan ihtiyaç da ortadan kalkıyor. Teknik açıdan söylediğiniz doğru. Ama iktidar iddia ediyor ki bu artık oylardan muhalefet partileri geçmişte yararlandı. Bu artık oylardan Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi ne denli yararlandı? Onunla ilgili bir çalışma yapmadık. Nispi temsil sistemine dönülüyor. İttifak içerisindeki oylar birtakım avantajlar sağlayabiliyor bu siyasi partilere ki onun yansımalarını da biz geride bıraktığımız seçimde gördük. O günkü kanun da bize göre eksikti ki mahzurlarını konuşuyoruz. Bugün gündeme gelen kanun da eksik ki muhtemel sonuçlarını konuşuyoruz. Bizim iktidara söylediğimiz o zaten, doğru dürüst kanun yapın. Üzerinde tartışalım. Kanun teklifi kamuoyuyla paylaşıldı dün bu salonda değil mi? TBMM Başkanlığı’na henüz sunulmadı. Şimdi biz bunu kamuoyuyla paylaştıktan sonra TBMM Başkanlığı’na taşıyıp oradan Anayasa Komisyonu’na getirip orada kapsamlı bir şekilde tartışmamız gerekiyor. Ama bu iktidarın kanun yapma tekniği, acelece komisyondan geçirmek. Acelece Genel Kurul’da oylatmak. Bunlar, yapmış oldukları kanun tekliflerini siyasi partilerle konuşmadan TBMM’ye getiriyorlar. TBMM’deki partiler sadece ittifaktan müteşekkil değil. Seçim Kanunu ya da Siyasi Partiler Kanunu’nda düzenleme yapacaksanız bunu kamuoyunun önünde ilgili sivil toplum kuruluşları ile de paylaşmak suretiyle gerçekleştireceksiniz. Önünüze gelen taslağı teklif haline dönüştürmeden de siyasi partilerle paylaşacaksanız. Şimdi yine acelece önümüze geldi. İçine bakıyoruz, iktidarın lehine birtakım düzenlemeler var. Bunlar da siyasi cingözlük olarak tarafımızdan tarif ediliyor. İktidarın siyasi cingözlüklerine Türk milletinin kaderini kurban ettirmeyeceğiz... Neyi yaparsanız yapın, kaderinizden kurtulamayacaksınız. Bu iktidar yolcudur, İYİ parti hancıdır. Türk Milleti hancıdır.”
'ETRAFIMIZDA OLUP BİTENLERİ DEVLET AKLIYLA DEĞERLENDİRMEMİZ LAZIM'
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Rusya’ya yaptırım çağrısına iktidar kanadından gelen yaptırımın çözüm olmayacağı açıklamalarının anımsatılması üzerine Dervişoğlu, şöyle konuştu:
“Sayın Genel Başkanımızın ifadesi oldukça açık. Dış politika ciddiyet ister ve şahsi ilişkiler üzerine kurgulanamaz. Yaşadığımız coğrafyanın jeopolitiği de zaten bizim bu konularda ziyadesiyle özenli davranmamızı mecburi kılıyor. Sayın Genel Başkanımız, orada, Türkiye’nin bütün yumurtaları aynı sepete koymasının mahsurlarını ifade etti. Ayrıca hükümete ihtiyatlı ve aktif bir politika önerdi. Kuzeyimizde yaşanan Ukrayna ile Rusya arasında sürdürülen askeri operasyonlar kapsamında Türkiye’nin de elbette ki bir komşu ülke olarak tavırları olacak. Bu sadece yaptırım yapmakla da sınırlı değildir. Biz, zor bir coğrafyada yaşıyoruz… Etrafımızda olup bitenleri devlet aklıyla değerlendirmemiz lazım. Bu iktidar, iş başına geldiği andan itibaren dış politika alanında yaptığı uygulamalarla Türkiye’nin geleceğine dair birtakım tehditlerin oluşmasının önünü açmıştır. Sayın Genel Başkanımızın da o ifadesi hükümeti bir anlamıyla tedbire davettir.'
'TÜRKİYE’Yİ BUNA MECBUR EDENLER UTANMALIDIR. BU İTTİFAKLARI ZORUNLU KILAN CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ’DİR'
Dervişoğlu, seçime girmeyen siyasi partilerin genel başkanlarının diğer partilerin listesinden milletvekili aday olabileceğiyle ilgili soruya da şu yanıtı verdi:
'Bu, Seçim Kanunu ile ilgili bir şey değil. Bahsettiğiniz şey ittifakların yapısı ile alakalı. Bizim tarafımızdan bakıldığında, oluşmuş bir ittifaktan bahsetmek bile mümkün değil. Çünkü bizim CHP ile yapmış olduğumuz seçim iş birliği, bir protokole bağlıydı… Şu ana kadar seçime yönelik bir görüşme yapılmış değil. Yani kim nereden aday olacak, onu bilmiyorum. Ama geçmişte örnekleri var. Bazı partilerin genel başkanları, Adalet ve Kalkınma Partisi listelerinden seçime girmişlerdi. Türkiye’yi zaten buna mecbur edenler utanmalıdır. Bu ittifakları zorunlu kılan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir. Yani onun değiştirilmesi lazım esasen. Dolayısıyla hangi parti ne yapacak, hangi partinin genel başkanı nasıl seçilecek, onlar üzerinde birtakım tartışmalar yaşanıyor. Ben de dünden itibaren izliyorum; yorumcuları, öngörülerini, siyasi kişiliklerin demeçlerini dikkatle takip ediyorum. Ve bunların gündeme uygunluğunun sıralamasını yaparak da konuşmaya gayret sarf ediyorum.'