İYİ Parti lideri Meral Akşener, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Akşener, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin açıklamalarına tepki göstererek ''Bu arkadaşımız ne dedi? Kulaklarıma inanamadım!
IYI Parti Genel Baskani Meral Aksener, partisinin grup toplantisinda konustu.
Aksener, geçtigimiz hafta Fransa’nin Cannes kentinde düzenlenen GYODER Uluslararasi Yatirimci Toplantisi’nda ''Bir problem mi yasadiniz? Rahat olun. En sevdigim konuda su yatirimcilara zorluk çikaran mevzuat ya da bürokrasidir. Hep beraber kavga edelim. Bürokrasiyi al asagi ederiz. Arkamizda cumhurbaskanimiz var, rahat olun. Mevzuati da degistiririz. Cumhurbaskanligi sistemi içerisinde hizli bir adim atiyoruz” açiklamasinda bulunan Hazine ve Maliye Bakani Nureddin Nebati'ye sert tepki göstererek sunlari söyledi:
TÜRKIYE BÖYLE REZILLIK GÖRMEDI
''Aziz milletim; Cumhuriyetle birlikte olusan, devlet kurumsalligimizi, degerli bilim insani, Serif Mardin Hocamiz; “Kisi otoritesine dayali onur anlayisindan, Yasa ve kurallara dayali onur anlayisina geçis” olarak tanimlar. Peki bugün geldigimiz noktada, Ak Parti iktidari, sizce hangi onur anlayisina sahip? Bu sorunun cevabini, daha geçtigimiz hafta, ekonomideki uzmanligindan ziyade, sitkom repliklerini andiran, abuk sabuk demeçleriyle öne çikan, Nebati Bakan’in bizzat kendisi verdi. Bu arkadasimiz ne dedi? Kulaklarima inanamadim! 'Bir problem mi yasadiniz? Rahat olun. Bize hemen ulasirsiniz. Bürokrasiyi alasagi ederiz. Arkamizda Cumhurbaskanimiz var. Mevzuati da degistiririz.' Üstelik bunu kime dedi? Yabanci yatirimcilara dedi. Türkiye Cumhuriyeti tarihi, böyle bir rezalet görmedi. Türkiye Cumhuriyeti tarihi, böyle bir civiklik görmedi. Türkiye Cumhuriyeti tarihi, böyle laubali bir yönetim anlayisina hiç rast gelmedi.
Bu açiklama; Ülkemizde bir devlet krizi oldugunun itirafidir. Aslinda Nebati Bakan diyor ki; “Biz, kanun, yasa, yönetmelik tanimiyoruz. Sizler de, Türkiye’ye yatirim yaptiginiz takdirde; Türkiye Cumhuriyeti’nin kanunlariyla veya kurumlariyla, bir sorun yasarsaniz, bize gelin. Biz sizin adiniza, bütün yasal sartlari ortadan kaldiralim. Yani, Türkiye’de kurumsal bir devletle muhatap olmayin, gelin dogrudan, kisilerle muhatap olun.” diyor. Neresinden bakarsaniz bakin, içinde yasadigimiz bu ucube sistemin, ucubeliginin, bundan daha net bir ifadesi ve tarifi olamaz.''
Aksener'in açiklamalarindan öne çikanlar su sekilde:
''25 Mart Türk siyasetinin yigit ve dürüst evladi Muhsin Yazicioglu'nun sehadete yürüyüsünün yil dönümü. Muhsin Yazicioglu'nun ruhu sad mekani cennet olsun.
HEPINIZE YAZIKLAR OLSUN
Her ne hikmetse milli günlerimize denk gelen cuma namazlarimizin hutbelerinde Diyanet yönetiminin aklina Atatürk gelmiyor. Kurani Kerim'in tefsirini yaptiran, sadece 1923'te 126 caminin bakimini yaptiran Gazi Mustafa Kemal'in adi, bizzat kendisinin kurdugu Diyanet Isleri Baskanligi'nin aklina gelmiyor. Hatta hutbelerde onun adini anmamak için adeta özel çaba harcaniyor. Vefasizliga bakar misiniz? Hepinize yaziklar olsun.
BAY KRIZ KENDINI YALANLADI
Biz projeye degil ranta karsiyiz. Bay kriz Çanakkale Köprüsü'nün açilisinda kendini yalanladi. Allah islah etsin. Geçis ücretini 200 'liracik' olarak açikladi. Üzerini biz tamamlayacagiz dedi. Gerçegi kendi sesinden itiraf etti. Törene katilan arkadaslarimiz pahali dese de, zamaninda emeklilerimize seyyanen zam yaparken 200 lira diyerek büyüttügü rakami köprü geçisinde 200 liracik ilan etti.
HAZINENIN MÜTEAHHITLERE NEDEN PESKES ÇEKILDIGINI SORGULUYORUZ
Degerli dava arkadaslarim. Ben neden köprü yaptiniz demiyorum. Sizler de neden köprü yapildi demiyorsunuz. Ben neden yol yaptiniz da demiyorum. Bizler milletimizin alin teriyle fedakarliklarla doldurdugu hazinenin neden müteahhitlere peskes çekildigini sorguluyoruz.
Sayin Erdogan, bu insanlar çare ariyor, bu insanlar çile çekiyor. Üretim maliyetleri sürekli olarak artarken destekler adeta sadaka niyetinde veriliyor ve bu durum çiftçilerimizi kahrediyor. Biz milletin sesi oldukça, onlar tiyatro diyor. Varsin olsun. Yalan miymis, gerçek miymis, çok yakinda zaten görecekler. O sandik gelecek, bu arkadaslar da, neyin tiyatro, neyin gerçek oldugunu aci bir sekilde görecek. Hiç merak etmeyin, az kaldi.
AK Parti iktidari sizlerin çabasina, emegine nankörlük ediyor. Ama biz, çalismaktan nasirlanan ellerinizin hak ettigi degeri görmedigini biliyoruz. Biz herkesin bitti dedigi anda küllerinden dogan büyük bir milletiz. Biz cesur bir milletiz.
DEVLETE KARSI ALINMIS, BIR TAVIRLA MÜCADELE EDIYORUZ
Degerli dava arkadaslarim; biz bugün, sadece bir siyasi partiyle degil, Devlete karsi alinmis, bir tavirla mücadele ediyoruz. devletin soyut kisiligini öldürüp, Onun yerine, Sayin Erdogan’in biyolojik bedenini koyan, bir tavirla mücadele ediyoruz. Bürokrasiden, medyaya, hatta is dünyasina kadar her alani, Erdoganciklarin istila ettigi, Cumhuriyet kanunlarinin yerini de, Sayin Erdogan’a sadakatin aldigi, bir tavirla mücadele ediyoruz.
TÜRKIYE'DE ESIT VATANDASLIKTAN SÖZ EDILEMEZ
Maalesef artik bugün, Türkiye’de, ne modern bir devletten, ne de esit vatandasliktan bahsedemeyiz. Bunun çok aci bir örnegine, geçtigimiz günlerde Adana’da sahit olduk. Biliyorsunuz Sayin Erdogan, basörtülü bacilari konusunda çok hassastir. Her firsatta, basörtülü kadinlarimizin hakkindan hukukundan bahseder. Biz saniyorduk ki; Sayin Erdogan için bu ülkenin tüm dindar kadinlari birer kiz kardestir. Basi açik kadinlarimiz için ne düsündügü zaten Istanbul Sözlesmesi'nden çikilmasiyla ortadadir. Megerse isin asli öyle degilmis…
DINDAR OLMAK ERDOGAN IÇIN YETERLI DEGILMIS
Megerse, basörtülü olmak, dindar olmak, Müslüman olmak, Sayin Erdogan’in bacisi olmak için, yeterli bir kriter degilmis. Iste biz Adana’da, tüm çarpiciligiyla aslinda bu gerçegi gördük. Adana’da yasananlar, bize gösterdi ki; Sayin Erdogan’in bacisi olmak için, basörtülü olmaktan önce, kendisine tabi olmak gerekliymis. Yani asil mesele, dindar olmak degil, yandas olmakmis. Basörtülü kadinlarimizin hukuku, Ak Parti’ye oy verdikleri sürece kutsalmis… Yani; “Oyunu basarsan bas tacisin, itiraz edersen copu yersin”mis… Hey gidi hey… Yunus ne güzel söylemis: 'Zulm ile abad olanin, ahiri berbad olur.' Bu ülkenin dindar kadinlarinin omuzlarinda iktidara gelip, o kadinlari, coplatarak iktidardan çekip gitmek… Su ironiye bakar misiniz? Geçekten ibretlik. Hani bagiriyor ya bogazindan ses çikara çikara 'Kimler kimlerle berabermis... Iste burada görüyoruz. Demek ki ettigini görmeden ahirete görmek yokmus.
ÜLKEMIZDE, CIDDI BIR GÖÇ POLITIKASI SORUNU VAR
Devletin kurumsal yolundan, bir kere ayrilinca, gerisi de, çorap sökügü gibi gelir… Sizden hesap soracak kimse olmadigi zaman, ülkeyi, babanizdan miras kalan, bir dükkân gibi görürsünüz. Vatandasinizi kölelestirmeye çalisir, ülkenizi de, pazarlanacak bir kupon arazi olarak görmeye baslarsiniz. Iste Sayin Erdogan ve arkadaslarinin düstügü durum da, tam olarak budur. Bugün geldigimiz noktada, ekonomiden, tarima, egitimden, sagliga kadar, ülkemiz için kritik öneme sahip, her alanda, bu çarpik bakis açisinin, memleketimize verdigi zararlari, tüm gerçekligiyle yasiyoruz.
Elbette ki, göç politikasini da, bu kirli anlayistan ayri düsünemeyiz. Bugün ülkemizde, ciddi bir göç politikasi sorunu var. Sakin ola, mevcut durumun, gelisi güzel, ve kontrolsüz bir sekilde, ortaya çiktigini düsünmeyin. Hatalar üzerine rastgele olusmus bir problem oldugunu sakin düsünmeyin. Tabloyu, bizzat Sayin Erdogan istedi ve bizzat kendisi tasarladi. Her zaman oldugu gibi, yine, devletin, bütün kurumsal degerlerini ve hafizasini hiçe sayarak, bilerek ve isteyerek; Türkiye’nin göç politikasindaki felsefeyi, Türk Milleti disindaki herkesi, memnun etmek üzerine kurdu.
HATAY BÜYÜKSEHIR BELEDIYE BASKANI LÜTFÜ SAVAS HAKKINDA SORUSTURMA AÇACAK KADAR KANTARIZ TOPUZUNU KAÇIRDILAR
Bu politika, öncelikli olarak, ülkemizin kaynaklari ile okuyan, basarili ve nitelikli insanlarimizin, bati ülkelerine gönderilmesini hedefliyor. Milletimizin senelerdir, disinden tirnagindan arttirarak kurdugu, okullardan mezun olan, piril piril doktorlarimiz, mühendislerimiz ve akademisyenlerimiz, bilinçli bir sekilde, yurt disina gitmeye zorlaniyor. Bu muazzam insan kaynagindan da, Batili ülkeler ziyadesiyle faydalaniyor. Yetismesi için, tek kurus ödemedikleri, doktorlarimizi, mühendislerimizi, yetismis gençlerimizi, kendi vatandaslarinin ve ekonomilerinin, hizmetine sunuyorlar.
Diger taraftan da; nitelikli insan kaynagimiz, ülkemizi terk ederken, olabildigince vasifsiz bir is gücü de, ülkemize akin ediyor, ve Bay Kriz’in kurdugu, kölelik sistemine dahil oluyor.
Hatay Büyüksehir Belediye baskanimiz, Lütfü Savas Bey hakkinda, sorusturma açacak kadar da, kantarin topuzunu kaçirabiliyor. Buradan iktidardakilere sesleniyorum: Böyle konular, siyasi rant devsirilecek konular degildir. Kutuplastirma siyaseti üzerinden, siginmaci sorunundaki beceriksizligini gizleyemezsiniz. Lütfü Baskan, görevinin getirdigi sorumlulukla, sizi isinizi yapmaya çagirdi. Bu kadar basit. Sorusturmalarla, baskiyla, iftirayla, Millet Ittifaki olarak, gerçekleri söylememize engel olabileceginizi saniyorsaniz, çok yaniliyorsunuz. Biz, siginmacilara vicdansizlik edilmesini istemiyoruz.
SIGINMACILARA KARSI KULLANILAN, AYRISTIRICI VE DÜSMANCA DILIN KARSISINDAYIZ
Biz, siginmacilara vicdansizlik edilmesini istemiyoruz. Siginmacilara karsi kullanilan, ayristirici ve düsmanca dilin karsisindayiz. Düsmanca söylemler, irkçi eylemler, sorun çözmekten acizlerin yöntemidir. Böyle yaklasimlar, sorunun çözümünü degil, iktidarin vicdan perdesinin arkasina gizlenmesini kolaylastir.
VAZIYET ALIN BIZ GELIYORUZ
Satilan ya da islevsiz birakilan kurumlarimizi, yeniden canlandiracagiz. Cumhuriyet Türkiye’sinin onur anlayisini, yeniden hâkim kilacagiz. Üstelik, öyle uzak bir gelecekten de bahsetmiyorum. Kimse merak etmesin, çok az kaldi. IYI Parti safagi, artik ufukta görünüyor. Iktidari simdiden uyariyorum; Vaziyet alin, biz geliyoruz! Sorun çikartan degil, sorun çözen siyaset anlayisimizla geliyoruz!
Ayirarak, kutuplastirarak degil, Milletimizle el ele, kol kola, hep beraber geliyoruz! Siz tüm çirkinliklerinizle, tipis tipis giderken; Biz; Ruhumuzda Cumhuriyetimizin izleri, Kalbimizde Ata’mizin sözleri, Omzumuzda milletimizin dertleriyle, Güçlü, zengin ve mutlu bir Türkiye için geliyoruz!