CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Antalya’daki Kumluca Expo Domates İhtisas Fuarı’nda, Rusya ve Ukrayna’ya ihraç edilen sebze ve meyveden kaynaklanan 80 milyon dolarlık alacağın savaş nedeniyle tahlis edilemediğini belirterek, “B
CHP Lideri Kiliçdaroglu, CHP’nin bugün Antalya’da düzenleyecegi ‘Iktidara Haziriz-Büyük Örgüt Bulusmasi’na katilacak. Kiliçdaroglu, bulusma öncesinde, CHP’nin yönetimde oldugu Kumluca Belediyesi’nin düzenledigi Kumluca Expo Domates Ihtisas Fuari’nin açilisina katildi. Yurttaslar açilista, “Eskiden ekmek aslanin agzindaydi, simdi aslan da aç”, “2023’e ilk giren mazot oldu” ve “Dolarin yesiline çiftçiyi kurban ettiniz” yazili pankartlar tasidi.
Törende konusan Antalya Büyüksehir Belediye Baskani Muhittin Böcek, üreticilerin sorunlarindan bahsederek, “Tüm sorunlar, sadece üreticimizin sorunu olmayip dogrudan halkimizin cebine de yansimaktadir” dedi. Böcek, üreticinin desteklenmesi gerektigini belirterek, “Çiftçinin sorunlarini biliyorum. Bir Yörük olarak hayvan da büyüttüm, ekin de biçtim. Çiftçimizi en iyi anlayanlardan biriyim. Antalya Büyüksehir Belediyesi olarak, tarim sektöründe çarklarin dönmesi için tüm imkanlari sunmaya devam ediyoruz” diye konustu.
“ELEKTRIK DESTEGINI 32 MILYON LIRAYA ÇIKARIYORUZ”
Çiftçiye sulama için enerji destegi verdiklerini söyleyen Böcek, “Geçtigimiz yil 13 milyon lira olan elektrik destegini bu yil fiyat artislarindan dolayi 32 milyon liraya çikariyoruz” dedi.
“BIRILERI ZEYTINLIK ALANLARI KÖMÜRE KURBAN ETMEYE ÇALISIRKEN BIZ ZEYTINE SAHIP ÇIKIYORUZ”
Böcek, zeytinlik alanlarda madencilik faaliyeti yürütülmesinin önünü açan yönetmelik degisikligine atifla “Birileri zeytinliklerimizi kömüre, madene kurban edilmeye çalisirken biz belediye olarak aldigimiz kararla 2 bin 630 dönüm, 26 bin 350 zeytin agacinin bulundugu zeytin parka sahip çikiyoruz” diye konustu.
Kemal Kiliçdaroglu ise çiftçinin yasadigi sorunlara iliskin çözüm önerilerini anlatti. Kiliçdaroglu, sunlari söyledi:
“Buraya daha önce bir dogal afet nedeniyle gelmistim. Simdi bayram havasi içinde güzel organizasyon için aranizdayim. Kumluca deyince aklimiza elbette ki domates, seralar gelecek. Bu güzel doganin besin, ürün vermesi, çalisanlarin alin teri dökmesi ve alin terinin karsiligini almasi hepimiz için kazançtir. Sadece kendisi için kazanmaz, ülkesi için de kazanir.
“ÇIFTÇININ YÜZÜ GÜLÜYORSA HERKESIN YÜZÜ GÜLER”
‘Köylü milletin efendisidir’ demekle salt bir efendi sözcügüne vurgu yapilmamistir. Gazi Mustafa Kemal, Cumhuriyet’i kurdugu zaman tarimin ne kadar degerli oldugunu; yoksullugun, açligin ne tür felaketlere yol açtigini, özellikle tarimin bizim açimizdan önemli oldugunu vurgulamak istemistir. Sunu hepimiz kabul ediyoruz; çiftçinin yüzü gülüyorsa herkesin yüzü güler. Çiftçinin yüzü gülmezse hiç kimse de rahat etmez. Tarim, artik stratejik sektördür. Pandemi gerçegi gösterdi ki tarimi olmayan ülke açliga mahkum olabilir. Gida ürünlerini disaridan getirmek zorunda kalabilir. Topragimiz, günesimiz, suyumuz var. Çaliskan insanlarimiz var. Su soruyu sormak zorundayiz: Neden bugday, arpa, mercimek, canli hayvani disaridan getiriyoruz?’ Bu soru temel bir sorundur. Neden açlik ve yoksulluk kriziyle karsi karsiya kaliyoruz? Bunu hepinizin düsünmesini istiyorum.
Çözüm var. Çözümsüz sorun yoktur. Sorunu nasil çözersiniz? Sorunu çözmek istiyorsaniz sorunu yasayani dinleyeceksiniz. Çiftçinin derdi mi var, çagiracaksiniz ziraat odalarini, hatta sadece çiftçiyi, üreticiyi çagiracaksiniz. Masa basinda sorun çözülmez. Alana ineceksiniz, vatandasi dinleyeceksiniz. Sorunu ögreneceksiniz ki soruna nester atasiniz. Sorunu çözmek kolaydir ama sorunu çözmek için önce sorunun ne oldugunu bilmek lazim.
Elbette sorun var. Zamlari siz de ben de biliyorum. Naylona yapilan zamlari siz de biliyorsunuz, ben de biliyorum. Ilaca, gübreye, elektrige... Bütün bunlarin hepsini biliyoruz zaten. Nasil asacagiz biz bunlari? Çözümün adresi siyaset kurumudur. Siyaset çözecek bunu. Siyaset kurumu akilla çözecek.
“HAVZA BAZLI PLANLAMA LAZIM”
Zam yapildi mi? Evet. Bu ürünü alacak vatandasin cebinde parasi yoksa ürünü nasil alacak? Sorun bir yumaga dönüsürse çözümü daha da zor olur. Sorunu baslangiçta çözerseniz derinlesmez. Bunun yöntemi planlamadir. Kim hangi ürünü ekecek? Biz, tarimda nasil bir planlama yapiyoruz? Yok. Bakiyoruz bu sene patates, sogan çok iyi, hep beraber sogan ve patates ekiyoruz. Bir sene sonra bakiyoruz hep beraber iflas ettik. Devletin havza bazli planlama yapmasi lazim. Burasi domates mi ekecek? Diyecek ki domates burada ekilecek ve üretilecek. Sadece Türkiye’ye degil dünyanin her tarafina buradan gidecek. Kalitesine özen gösterilecek. Konya ovasini bugday, arpa ekecegiz.
Havza bazli planlama yapilacak. Planlama yapilinca ne olur? Herkes üretir, herkes kazanir. Herkes alin teri döker ve evine huzur içinde gider. Biz disaridan almayiz, ürettigimiz mali dünyanin bütün ülkelerine ihraç ederiz.
Sanki Türkiye’de bütün araziler ekiliyor, hiç bos yer kalmadi, çalisacak insan yok, herkes çalisiyor; biz gidiyoruz Afrika’da arazi kiraliyoruz. Türkiye bizim vatanimiz degil mi? Bizim bayragimiz yok mu? Bu ülkede ekmeyecek miyiz, kazanmayacak miyiz? Isin özeti su; maliyet arti makul kar. Tarimdaki sihirli formül budur. Çiftçinin maliyeti var mi? Var. Bir dönüm domatesin maliyeti bilinir. Maliyeti alacaksiniz, üstüne makul kar koyacaksiniz. Devlet sunu söyleyecek; ‘Kardesim, bunun üstünde ihraç ediyorsan her türlü destegi verecegim. Bunu altina indigi andan itibaren devlet olarak ben satin alacagim’. Bu oldugu zaman hiçbir çiftçimiz iflas etmez.
Domates üretiyorsunuz, ihtisas borsasi kuruyorsunuz. Kumluca’nin domatesini sadece Türkiye’de degil dünyada tanimak istiyorsunuz. Organik domates üretiyorsunuz. Bu konuda belediye baskanlarimizin yaptigi çalismalar çok önemli. Organik domates dünyanin her tarafinda talep görür, daha iyi fiyata alici bulabilir. Bunu yapiyorsunuz, ihracat yapiyorsunuz. Ama daha çok Rusya’ya ve Ukrayna’ya. Simdi orada savas çikti. Malinizi sattiniz, bazilarini, büyük kismini gönderdiniz. Ihracatçimiz, alacaginin 80 milyon dolarini alamadi. Burada iktidarin devreye girmesi lazim. Üreticinin hakki ve hukukunu korumasi lazim… Hangi ülkeye ihraç etmisseniz o ülkeni siyasi otoriteleriyle oturup bu sorunu çözmeniz lazim. Bu olmazsa birinci sorun çikiyor. Ikinci sorun; güzel domatesleriniz var, dünya çapinda domatesleriniz var. Ukrayna ve Rusya’ya da ihraç ediyorsunuz ama eskiden paranizi dolar olarak aliyordunuz, simdi savas nedeniyle ‘dolar degil ruble verecegiz’ diyorlar. Ruble, Amerikan dolari karsisinda deger kaybediyor. Onun deger kaybetmesi üreticinin hakkini almamasi demektir. Yapilmasi gereken, makul parite üzerinden ihracatçinin hakkinin ödenmesi için siyasi iktidarin devreye girmesi.
“ZIRAAT BANKASI’NIN DESTEK VERMESI LAZIM”
Bazi özel bankalar, ruble ile aliyor, çok daha düsük bir bedel karsiliginda ihracatçiya parayi ödemek istiyor. ‘Iyi de kardesim, ben hakkimi istiyorum’ diyor çiftçi. Bunun için Ukrayna ve Rusya ile iliskinin sürdürülmesi gerekiyor. Özel bankalar hakkinizi teslim edemiyorsa Ziraat Bankasi’nin devreye girmesi lazim. Adi Ziraat Bankasi, kurulus amaci bu. Çiftçi zorda. Çiftçinin hakkini vermeniz lazim. Ziraat Bankasi’ni devreye koymaniz lazim. Bankalarin devreye girip belli bir parite üzerinden çiftçinin hakkinin ödenmesi gerekiyor.
Üçüncü sikinti var biliyorum. Bunlar çözülür mü, çözülmez mi bilmiyorum. Iliskilere ve yapilacak çalismalara bagli. Ihracatçi, 80 milyon dolari alamiyorsa çiftçiye parayi ödeyemeyecek. Yapilmasi gereken üçüncü bir sey var. Ziraat Bankasi’nin veya kamu bankalarinin devreye girerek üreticiye iki yil faizsiz kredi açmasi lazim. Savas uzun sürerse üçüncü yil devreye girecek. Böylece sosyal devlet devreye girecek. Böylece kendi çiftçisini ezdirmemis olacak. Sosyal devlet dedigimiz budur. ‘Üreticinin alin terinin yaninda duran devlete sosyal devlet’ diyoruz.
“ELIN OGLUNA GELINCE DÜNYANIN PARASINI VERIYORSUN”
Bakiniz, bize hep derlerdi ki ‘Su Cehape var ya su Cehabe.’ ‘E ne olmus’. ‘Hep elestirirler.’ Hepinizin huzurunda bu sorunun nasil çözülmesi gerektigini üç ayri öneri getirerek kamuoyuyla paylastim, sizlerle paylastim. Hakkiniz nasil savunulur? Söyledigim hiçbir sey havadan degil. Birileri diyebilir ki ‘paramiz yok’. Hayir efendin, bu siyasi tercihtir. Elin ogluna gelince dünyanin parasini veriyorsun. Çiftçiye gelince niye vermiyorsun? Elin ogluna gelince dolar bazinda garanti veriyorsun, bir de ‘vergiye tabi tutmayacagim’ diyorsun. Çiftçi hem üretiyor hem vergi veriyor hem ihracat yapiyor, ülkeye dolar getiriyor. Kimi destekleyeceksin? Havadan para kazanani degil çiftçiyi, üreteni, alin teri dökeni kazandiracaksin.
En az 211 milyar lira çiftçini alacagi var. Çiftçi zor durumda. Zor durumda olmasinin nedeni kendi iradesinin disinda gelisen bir olay. Ukrayna-Rusya savasi. O savasta her ülke kendi halkini koruyor. Sen de halkini koruyacaksin. 211 milyar lira bugüne kadar ödenmedi, alacagi var. Fazla bir sey tutmaz. Hepsini ödemene de gerek yok. Hesabini yaparsin, pariteden ugrayacagi zararin hesabini yaparsin. Bu süre içinde mal satilamazsa o sorunu çözersin.
Diyorlar ya ‘Hiç öneri gelmez, bunlar hep elestirirler’. Sevgili Kumlucali kardeslerim; Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Akil, bilgi, birikim, istisare ile çözülür.”