Sitemiz köşe yazarı Dr. Göktan AY’ın, İTÜ TMDK mezunu, Müzik Öğretmeni, Araştırmacı Gökçe Güneygül ile yeni yayımladığı “Evliya Çelebi’nin Kayıp Sazları” (İstanbul 2021/Doğu Kütüphanesi Yay.) eseri hakkında yaptığı
AY: Öğretmenim nasılsınız? Konservatuarımızdan mezun olduktan sonra neler yaptınız?
GÜNEYGÜL: Göktan Hocam, çok teşekkür ederim.
İTÜ T.M.D. Konservatuarı’ndan mezun olduktan sonra farklı sektörlerde çeşitli görevlerde bulunmakla birlikte, aynı dönemde Müzik Öğretmenliği ve Uluslararası İşletme Lisansüstü eğitimlerimi tamamladım. Özel kurumlarda ve kurslarda özel müzik dersleri verdim. Bu süre zarfında manevî babam Feridun Obul ile birlikte yaptığımız çalgılardan ve koleksiyonumuzda bulunan çalgılardan oluşan bir seçkiyle çeşitli okul ve kurumlarda “Türk Sazları Sergisi” düzenlemeye, festivallere katılmaya devam ettik. Aynı zamanda bu faaliyetlerden imkân buldukça atölyede tarihi çalgıların yeniden canlandırılması için çalgıların tarihsel araştırmalarını ve baba mesleği olan çalgı yapımcılığını sürdürdüm. Dokuz senedir de Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde Müzik Öğretmenliği yapmaktayım. Mesleğimi sürdürürken aynı süreçte İ.T.Ü. Müzikoloji ve Müzik Teorisi bölümünde Özel Öğrenci statüsünde Türkçe Doktora derslerini tamamladım ve dil öğrenimimi tamamlayarak, bu programdan mezun olmayı umut ediyorum. 17.yüzyıl Türk Musıkisi çalgıları üzerine yıllardır devam eden araştırma bulgularını kitaplaştırarak, 2021 yılının aralık ayında Evliyâ Çelebi’nin Kayıp Sazları adlı kitabım yayınlandı. Akabinde Ve Doç. Dr. Aylin Şengün Taşçı hocamızın koordinatörlüğünde Atatürk Kültür Merkezi’nde kitabın adını ve hikayelerini aktaran bir konser-seminer izleyicilerin beğenisine sunuldu.
AY: Kısaca, çalgı yapımcılığında çok emeği olan manevi babanızdan da bahseder misiniz?
GÜNEYGÜL: Manevî babam Feridun Obul, yaklaşık 40 yıldır Türkiye’de tarihi Türk Musıkisi ve dünya tarihine geçmiş gerek Anadolu Uygarlıkları gerek farklı coğrafyalarda yaşamış olan çeng, rebab, lirleri, kuştar, rübab, sinekeman, tanbur, dutar, dombra, Hitit arp’lerine kadar geniş bir yelpazede yüzlerce çeşit çalgıyı gece gündüz durmaksızın araştıran ve her sabah atölyesindeki ağaçlarla yaşadığı dünyasında çalgıları imal eden, sessiz sedasız atölyede çalıştığı kırk yıl içinde dünyanın birçok bölgesinde müzisyenin çalgılarına ses verdiği, bugün bu alanda sayılı çalgı ustaları arasında sayılan bir çalgı yapımcısı ve ustamdır. Bugün manevî babam çalgı ustası Feridun Obul’un yaptığı çalgılar Arizona MusıcInstrument Museum, Azerbaycan’da Müzik Müzesi’nden yurdumuzdaki Afyon Kocatepe Üniversitesi Müzik Müzesi, Atatürk Kültür Merkezi Müzik Platformu, Eskişehir Anadolu Üniversitesi’ne bağlı Türk Dünyası Bilim, Kültür ve Sanat Merkezi’ndeki Müzik Müzesi, Neşet Ertaş Gönül Sultanları Evi Müzik Müzesi gibi birçok müze, Mevlevîhane ve merkezde sergilenmektedir.
AY: “Evliya Çelebi’nin Kayıp Sazları” çalışması nereden aklınıza geldi? (Bu arada akademik olarak “çalgı” kelimesinin kullanılmasından yana olduğumu belirtmek isterim)
GÜNEYGÜL: Aslında mezuniyet çalışmam olan “Rebap” sazı üzerine ve farklı çalışmalar üzerine yayın yapmayı yirmi yıldır düşünürken, kendimi 17. Yüzyıl Türk Musıkisi’nin derin dünyasına sürüklenmiş olarak buldum. Ve 17.yüzyılda saz ve sazendegân adlı yaptığım bir final ödevi müzisyen ve seyyâh Evliyâ Çelebi’nin müzik evrenine dair soruları daha da fazlalaştırdı diyebilirim. Bir kısmı tarih içinde kaybolmuş olan 410 yıllık kayıp çalgıların hikayesi ve “Evliyâ Çelebi’nin Kayıp Sazları” kitabı böylece ortaya çıktı. Ve ikinci kitabımızın tanbur sazının ve tanbûrilerinin yaşam öykülerinden yola çıkan Tanbûrnağme’nin çalışmaları da eşzamanlı olarak iki yıldır devam etmektedir.
Devam edecek...