UEA Icra Direktörü Fatih Birol, TÜSIAD’in, Rusya'nin Ukrayna'yi isgali ile dünya enerji pazarlari ve küresel enerji dönüsümünü konu alan etkinliginde konustu. Birol’un, su an yasanan enerji krizinin 1970'lerden çok daha farkli ve agir oldugunu belirttigi konusmasinin satir baslariyla söyle:
'24 SUBAT 2022 KÜRESEL ENERJI KRIZININ BASLANGIÇ TARIHI OLABILIR: Özellikle Rusya’nin Ukrayna’yi isgalinden sonra enerji piyasalarindaki gelismeler nelerdir ve neler olabilir, onun üzerine yogunlasmak istiyorum. 24 Subat 2022, bence birinci global enerji krizinin baslangiç tarihi olabilir. 73, 74, 79, 80'de petrol krizi yasadik. Çogumuzun hafizalarinda hala canli. Ama bu seferki daha farkli. Neden farkli? Çünkü sadece petrol piyasalari degil, dogal gaz piyasalari, kömür, hatta uranyum piyasalari bundan ciddi olarak etkilenebilecek ve isin jeopolitik boyutlari da 70’lerdekinden çok daha büyük. Su an itibariyle krizin büyüme ihtimali de bence oldukça yüksek.
RUSYA ÖNEMLI IKI ENERJI KAYNAGINDA BIR NUMARALI IHRACATÇI KONUMUNDAYDI: Niye böyle? Son derece basit. Agresör (saldirgan, mütecaviz) ülke diyebilecegimiz Rusya, dünyanin bir numarali petrol, dünyanin bir numarali dogal gaz ihracatçisi. Yani dünya ekonomisini su an itibariyle dayandigi en önemli iki enerji kaynaginda bir numarali ihracatçi konumundaydi. Gelismeleri birlikte görecegiz. Bu, bütün dünya için son derece önemli. Ama özellikle dogal gazda Avrupa için son derece önemli. Avrupa toplam dogal gaz ithalatinin yüzde 45’ini Rusya'dan aliyor. Çok büyük bir kismi boru hatlariyla, ufak bir kismi, yüzde 5’lik kismi sivilastirilmis dogal gazla birlikte ayrica kömür konusunda Rusya’ya bagimli. Zaten Avrupa'yla Rusya arasindaki bu 10 yillardan beri süregelen enerji partnerligi her iki taraf için de son derece önemli.
RUSYA IÇIN ALINAN YAPTIRIM KARARLARININ CIDDI ETKILERI OLDU: Ukrayna’nin isgalinden sonra dünyadaki birçok ülke yaptirim kararlari aldi. Bunu günlük gazetelerdeki demeçlerden Birlesmis Milletler'deki oylamalara kadar görüyoruz. Amerika ile bütün Avrupa ülkeleri, Japonya, Avusturya ve digerleri Rusya'ya karsi önemli politik ve ekonomik yaptirim kararlari aldi. Alinan ekonomik politik kararlarin enerjiye son derece ciddi yansimalari oldu ve tahminim daha da olacak. Avrupa derken özellikle sunu vurgulamak isterim, Avrupa ülkeleri Almanya, Italya bu konuda en fazla Rusya'ya bagimli olan ülkeler. Bunlarin alacaklari kararlar son derece önemli.
PETROLDE ARTAN FIYAT ATILAN BAZI ADIMLARLA INDI: Enerji dünyasinda bir günden bir güne, kullandiginiz enerjiyi, aldiginiz dogal gazi degistirme imkâniniz yok. Petrolde bile, baska ülkelerden petrol alsaniz bile Avrupa'daki rafinelerin çok büyük bir kismi Rusya'dan gelen ham petrole göre planlama yapilmistir. Bunlari hemen bir anda degistirmek kolay degil ama imkânsiz da degil. Petrolde, bazilarimiz hatirlayacaktir, 140 dolarlik bir fiyat gördük. Su an itibariyle fiyati 100 dolarlarda ve yine çok yüksek. Bunda gerçekten bizim de aldigimiz bazi kararlar ve attigimiz bazi adimlar rol oynadi.
RUS PETROLÜ ITHAL ETMEK ISTEYENLERDE IKIRCIKLENME DURUMU VAR: Baktiginiz zaman önce talep, Covid’ten sonra dünya ekonomisinin canlanmaya baslamasiyla birlikte petrol talebi hizli bir sekilde büyüdü. Biraz zayiflamasina ragmen talep canli. Çin, dünyanin en önemli petrol tüketicilerinin baslarinda geliyor. Çin'in Covid ile ilgili aldigi kisitlamalar talebi zayiflatti. Üretime gelince, yani arz tarafina gelince durum gerçekten oldukça sikintili. Çünkü Rusya, dünyanin en büyük petrol ihracatçisi durumunda idi. ‘Acaba Rus petrolü ithal edersem bu finansal olarak sonradan beni zor duruma sokarsa’ diye belli bir ikirciklenme durumu var. O bakimdan orada da Rus petrolünün payinda büyük bir düsüs görüyoruz. Peki talebin yükseldigi bir zamanda nasil karsilayacagiz ya da karsilayabilecek miyiz? Önümüzdeki en büyük sorunsa ve bunun fiyatlara olan yansimasi ne olacak? Neler yapilabilir? Birincisi; önce bir tane iyi bir haber, o da en azindan üç ülkeden biz, önümüzdeki aylar içerisinde ciddi üretim artislari bekliyoruz.
AMERIKA, KANADA, BREZILYA ÜRETIMI DAHA DA ARTIRACAK: Birincisi Amerika, ikincisi Kanada, üçüncüsü Brezilya; bunlar üretimi daha da arttiracak. Bu üretim artislari, kaybolan Rus petrolünü dengelemek için kesinlikle yeterli degil. Biz, bu olaganüstü durumu göze alarak son birkaç hafta içerisinde ikinci kez, 50 yillik tarihimizde besinci kez müdahalede bulunduk.
Bunun iki tanesi son birkaç hafta olmak üzere, günlük 1,5 milyon varili asan piyasalara petrol verdik. En son geçen hafta. Bu da piyasalarda fiyatlarin az da olsa düsmesine imkân verdi. Hala stoklarimiz var. Stok arzi, bizim üye ülkelerimizin mevcut stoklarimizin yüzde 10’una tekabül ediyor. Eger gene müdahaleye gerek olursa stok arzi yapmamak için bir neden yok.”