İTÜ TMDK mezunu, Müzik Öğretmeni, Araştırmacı Gökçe Güneygül ile söyleşimize devam ediyoruz..
AY: O dönemde de THM ve TSM çalgi ayrimi var mi?
GÜNEYGÜL: 17.yüzyilin aristokrat, musiki âlimi, Bogdan voyvodasi, Tanburî Kantemir’in eserindeki tek söylemi haricinde, böyle bir ayrimdan somut olarak bahsedebilmemiz tam olarak mümkün degildir. Yalnizca fasillarda her sazin ve sesin ve sözün yeri ve zamani ayridir. Örnegin dönemin tercüman, saray sazendebasisi olan, santurî Ali Ufkî Bey’in eserinde varsagi, türkü, sarki, beste, kar, ilahi gibi farkli türdeki eserlerin tek makam fasli basligina kaydedildigini görüyoruz. Bu da 17.yüzyil fasillarinda tüm çalgilarin belirli bir uyum içinde ve bir arada çalindigina dair bir lezzet birakiyor. Ayrica bir diger ilginç örnekte de, 18. Yüzyil baslarinda Nakkas Levnî’nin kadin saz takimi minyatüründe ayni anda hem zurnanin hem tanburun, miskalin bir arada icra edildigini de gözlemleyebiliyoruz.
AY: Konservatuvarlarda bu çalgilar ögretiliyor mu? Ögretilmiyorsa neden?
GÜNEYGÜL: Göktan hocam maalesef ki Türk musikisi tarihinin en derin köklerinden gelen rebab, çeng, sinekeman gibi belli basli çalgilarin bile konservatuvarlarda ögretilmiyor. Bilhassa Türk Musikisi Konservatuari levhasi olan her kurumda bu egitimin seçmeli dahi olsa bu çalgi derslerinin verilmesi gerektigi kanaatindeyim. Avrupa’da birçok üniversite ve özel kurum bizim Türk Musikisi çalgilarimiz için kurslar ve egitimler düzenlerken bizim kendi okullarimizda kendi musiki kültürümüzü görmezden gelmemiz, dikkate almamamiz zaten çok garip bir hadisedir. Sesler ve sazlar yasamak ve sözü de yasatmak içindir. Hugo’nun cümlesindeki gibi sesimizi degil, sözümüzü, sazimizi anlatmamiz, kelimelerimizi yükseltmek gerekmektedir.
AY: Bu çalgilarin Türk Müzigi egitim sistemi içinde yer almasi için kimlere, hangi kurumlara görev düsmektedir.
GÜNEYGÜL: Bu kavramlar kültür olgusundan yola çikildiginda ilgili resmî kurumlarin ve müzik egitimi veren kurumlarinin yukardan asagiya dogru dikey veya yatay nüfus edecek sekilde uygulamaya koymasi gerekmektedir. Eger amaç yerelden genele tüm müzik kültürünü bir ögrenciye vermekse, kisi ilkönce evrensel egitim ilkeleri geregince de yakininda kulagina çalinan ninninin çalindigi sazi ögrenmelidir. Toplumun kendi kültürünün ayrilmak parçasi olan çalgi ve müzik kültürü hakkinda bilgi edinmesini görev sayan kurumlarin temel görevidir. Gerekli ve olmasi gerekenleri birakip su an olanlara odaklandigimizda birkaç kulis söyleminden öte bu konuda somut bir adim atilamamasinda bütünlesik bir mantiksal sapma ve idealize edilen degerlerin uygulanmasinda ve yasatilmasinda tezat yaratan bir durum söz konusudur.
AY: Bu eseri okuyan müzik insanlari neler yapabilir?
Göktan Hocam, kimsenin ne yapabilecegini söylemek veya neyi nasil ilham alacagi salik vermek mümkün degildir. Tabii ki birkaç fikir söylenebilir. Lakin sanatta herkes ayni yere bakar, dinler ama sanatçi ruhu; farkli olani hemen görebilir, duyabilir. Dinle demis ya hani…Belki ruh uykusundan uyanabilir, kendi yaratilis gayesini duyabilir. Evliyâ Çelebi’nin Kayip Sazlari kitabini okuduktan sonra, eger nasip olurda çorbada bir tuzumuz bulunabilirse müzik sanatkârlari veya adaylari ilham alabilirler. Kendi topraklarimizda yasamis olan müzik kültürümüzün zenginligini ve renkliligini fark edebilir ve bu konulara dair seslerle, sözlerle, sazlarla bir farkindalik da yaratabilirler. Hani derler ya musiki âsigin askini, fasikin fiskini da arttirir. Sanatkârlarda yasam gayemizdeki kalbi maksat hos bir sada birakabilmek, âsigin askini arttirabilmektir. Kendi içimize dönüp kendimizde de bu aski ve adanmisligi bulabilmektir. Bu tamamen insana has bir iradî ve ruhanî seçimdir. Kitaplar, eserler, binlerce yildir gelmis soyut yapitlar bile madde ve mana âleminde baktigini görmek için birer vesiledir. Gerisinde ne desek anlami tamamlayamayabiliriz. Birakalim anlam biraz da kendini anlatsin. Bazen biz susalim, anlamlar sesler, sazlar, sözler fisildasarak konussun.
AY: ITÜ T.M.D.K mezunu olarak basarili çalismalarinin devamini diler, tesekkür ederiz…
GÜNEYGÜL: Bu imkâni bana tanidiginiz ve meramimizi ifade etmemizi sagladiginiz için biz çok tesekkür ederiz. Saygilarimizla degerli hocam.