Erol Maraşlı yazdı: ORTADOĞU VE YENİÇAĞ GAZETELERİNİN İSYANI

Yeniçağ gazetesine yazık oluyor. Yok mudur kara bahtını kurtaracak insanlar?

Güncel 28.04.2022 21:18:00 0
Erol Maraşlı yazdı: ORTADOĞU VE YENİÇAĞ GAZETELERİNİN İSYANI

1962 yilindan beri söyle böyle Basinin içinde bulundum. Ilk önceleri gazeteler kumpas dedigimiz el ile dizilen satirlik içine yerlestirilen metal araçlarda dizgi yapilir, sonrada çikan satirlar basilacak gazetenin ebadina göre tabani kalin sacdan kaliplara yerlestirilir. Eger fotograf kullanilacaksa klisesi sayfanin istenilen yerine konulurdu. Mizanpaj/sayfa düzeni yapilirken genellikle 8 sütun üzerinden hazirlanirdi ve Kalip Anadolu’da el veya ayak pedali denilen makinalarda basilirken, Istanbul, Ankara ve Izmir gibi büyük sehirlerde yayinlanan yerel gazetelerin basildigi yatik makine dedigimiz makinalarda basilirdi. Büyük kent gazeteleri ise büyük tiraja sahip olduklarindan harfleri tek parça, klavyeli, yüksekligi takriben 2m. Olan, potasindaki kursunlari eriterek, daktilo klavyesi gibi klavyede yazilarak bitisik satir halinde dizen Entertip veya Linotip dizgi makinasinda dizilerek Tipo dedigimiz bobin makinalarda basilirdi. 1963 yilindan itibaren Türkiye'de ilk rotatif ofset baski makinasi ile gazete basimi bu yillarda basladi Bu sistemde bobin kâgitlar kullanilir, çift tarafli baski yapilir ve kâgit yine bobin olarak makineyi terk eder veya makinenin çikis kisminda katlama aparati var ise; katlanarak sayilir ve istif edilip baglanirdi.

O dönemin en ünlü gazete patronu olan Haldun Simavi, 4 renkli Günaydin Gazetesini çikarmaya karar verdiginde gazetenin basina Rahmi Turan’i getirdi. 26 Kasim 1968’de, Günaydin gazetesi yayin hayatina basladi ve kisa sürede Türkiye’nin en çok satan gazetesi haline geldi. Tiraji zaman zaman 1 milyonu asti. Rahmi Turan çok iyi bir gazete yöneticisiydi; (69 ve 70’li yillarda Günaydin gazetesinde muhabirdim. Rahmi bey yazi isleri müdürüydü.” 1983 yilinda, Günaydin’in yan yayini olan Tan gazetesini çikardi. Mizah ve espri yönü agir olan Tan bir buçuk milyon tiraja ulasarak rekor kirdi. 1985 yilinda Yeni Asir Grubu’nun patronu Dinç Bilgin’le anlasan Rahmi Turan, Sabah gazetesini hazirlayip yayin hayatina soktu. Sabah gazetesi Rahmi Turan zamaninda net 650 bin satisa ulasarak Türkiye’nin önde gelen gazeteleri arasinda yer almasini sagladi. Turan, Türkiye’de yüksek tirajli gazete çikartma rekortmenidir. Bugüne kadar 7 gazeteyi hazirlayip yayin hayatina sokmustur. Bu yalniz Türkiye’de degil, dünyada bir rekordur. Rahmi Bey’in yönetimindeki gazeteler; milliyetçi muhafazakâr kesime hitap ediyordu.

1970’li yillarda Rahmetli Kemal Ilicak Tercüman gazetesini devraldiginda; gazetenin tiraji çok azdi. Kemal Bey gazeteyi satista zirveye çikardi. Bu gazete de Ilicak zamaninda ses getiren, milliyetçi muhafazakâr kesimin gazetesi olarak yayin hayatina devam etti. O yillarda gazetede milliyetçi-muhafazakâr yazarlar vardi; Ahmet Kabakli, Ergun Göze, Kadircan Kafli vardi ve 80 sonrasi da MHP’ li milletvekili ve bakanlardan Agah Oktay Güner de kadroya katildi. O yillarda ülkücüler Ortadogu, Hergün gazetelerinin yani sira Tercüman gazetelerini okuyorlardi. Kemal Ilicak gazeteciligi yaninda Türk kültür hayatina da büyük katkilar sagladi: kurdugu kaynak Yayinlari ile birçok kitap yayinladi. En önemlisi Kültür Bakanliginin yayinladigi ve daha sonra vaz geçildigi 1000 TEMEL ESER serisinin devami mahiyetinde 1001 TEMEL ESER serisini devam ettirdi: geçmis yillarda basilmis veya eski Türkçe ile yazilmis birçok eski eserler, günümüz Türkçesine çevrilerek gün isigina çikarildi.

Milliyetçilerin günlük yayinlanan ilk gazetesi Mehmet Emin Alpkan agabeyin çikardigi Bizim Anadolu gazetesi vardi. Bu gazete CKMP’yi, Ülkücü hareketi destekliyordu. Rahmetli Necdet Sevinç kardesim ve Yasar Okuyan da bu gazetede çalisiyorlardi, 1972 yilinda; benim de 1996 yilina kadar haftalik yazi yazdigim Zeki Saraçoglu agabeyin çikardigi Ortadogu gazetesi milliyetçilerin, ülkücülerin sesi olmustu. Bu gazetenin isim babasi Rahmetli Alparslan Türkes idi; genel yayin müdürü Ömer Öztürkmen! Yazar kadrosunda Erol Güngör’den Necmettin Hacieminogluna, katledilen Ismail Gerçeksöz’e kadar birçok milliyetçi yazar yazi yazdilar. Bu gazete o kadar güçlü idi ki; gazete idarehanesinde Milliyetçi Partiler Koalisyonunun/ sol kesim buna MC- Milliyetçi cephe diyor/kurulmasinin ilk karar toplantisi orada atilmisti. Yillarca Zeki agabey milliyetçi tavrini her türlü baskiya, engellemeye, maddi zarara ragmen gazeteyi yayinlamaya devam etti.

Ortadogu gazetesinin yayinlandigi yillarda/1980/ öncesi Türkes’in istegi üzerine Ali Sahir Nariç’in imtiyaz sahipligini yaptigi Hergün Gazetesi MHP destegi ile yayin hayatina atildi. Bu Gazete’nin kurulusunda Zeki Saraçoglu da; Ortadogu gazetesinin sahibi olmasina ragmen Hergün Gaztesine destegini esirgemedi. Gazete’nin yönetiminde gazeteci Taha Akyol, Namik Kemal Zeybek ve Enver Altayli Beg’ler gerek yazilariyla gerekse yönetilmesiyle yakindan ilgilendiler. Parti’nin Egitimcileri de gazetenin muhabirleri olarak görev almislardi. 1980 yili 12 Eylül darbesi sonrasinda kapatildi. 14 yil sonra 1995 de Üsküdar gazetesini yayinlamakta olan Dr. Adnan Odabas tarafindan satin alinarak tekrar günlük olarak yayinlandi ve bu gazete de ülkücülere hitap ediyordu ama desteklenmedigi için baskili alandan dijital alana geçmek zorunda kaldi.

Ortadogu gazetesi 48 yil her türlü baskiya, ilgisizlige ve gerek maddi gerekse manevi desteksizlige ragmen yayinina devam etti; taaa ki; 26 Haziran 2019 tarihinde sadece Istanbul'da basilip dagitilma karari aldi. 17 Subat 2020 tarihinde gazetenin tam sayfa siyah zemin üzerine çigligini ve sitemini yayinlayarak, yayin hayatina son verildi, gazetenin yayinini her türlü baski ve zorluga ragmen devam ettiren Zeki Bey’in esi Belkis Hanim asagidaki yazi ile basili gazete olmaktan vazgeçtiklerini duyurdular: “Her kurulus; tipki insan gibi yasar ve hayati sona erer. Gazeteniz ORTADOGU da 48

Yillik hayatina bugün son veriyor. Basin agacindan altin bir yaprak daha düstügü için üzüntülüyüz. Ancak, bize ihanet edenlerin sonunun da çok uzun olmayacagini görüyor ve biliyoruz. 48 yildir bize destek veren tüm okurlarimiza sükranlarimizi sunuyoruz. Yarim asra yakindir yolu bu gazeteden geçenlere de tesekkür ediyoruz.”

Tarik Tavadoglu da son sayisinda kaleme aldigi içler acisi, insani hüzüne bogan bir yazi ile veda ettiklerini muhataplarinin yüzüne çarpiyordu: “Her kurulus; tipki insan gibi yasar ve hayati sona erer. Gazeteniz ORTADOGU da 48 yillik hayatina bugün son veriyor.Adini Basbug Alparslan Türkes in koydugu 3 Mayis l972'de kurulan ve Büyük Önder Atatürk'ün 'Ne mutlu Türk'üm diyene' sözünü kendisine düstur edinen ORTADOGU, 48 yildir egilmeden, bükülmeden yoluna devam etti. Yazarlarimiz ve yöneticilerimiz hain kursunlara hedef oldu, susturulmak istendik. Ama basimiz dik, alnimiz açik mücadelemizi sürdürdük.48 yillik bu basari da, sahibinden yazarindan çizerine, matbaasindan yöneticilerine her birim ve çalisani ayri ayri büyük pay sahibidir. Bu payda böyle bir özveriyle ve basi dik çalisan, gazetesi için aile iliskilerini ihmal etmeyi bile göze alan medyada esine az rastlanir bir dayanisma ve 'temiz kalma' iradesi gösteren her ORTADOGU mensubunun emegi-izi var. Gazetemize geldiklerinde 'Ceketimizi satar bu gazeteyi yine de yasatiriz' diyenlerin son iki yildir yaptiklari vefasizliklari unutmayacagiz. 'Ceketimizi satariz' diyenler ceketlerini satmadi ama bize her türlü tuzagi kurmayi sürdürdü. Hayal kirikliklarimiz kaldiramayacagimiz kadar derin. Yani eski dostlar düsman oldu. Bununla da kalmadilar bizi sirtimizdan hançerlediler. Insanlar Ikiye ayrilir: 'Su kadar aziz olanlar, su kadar ucuz olanlar...' Aç olanlarla ekmegimizi-suyumuzu bölüstük, doyanlar döndü, düsman oldu... ORTADOGU Gazetesi baskalari gibi her gün fikir degistirmedi. 48 yildir ayni kulvarda olduklarimiz bize en büyük ihaneti yapti. Hatta teskilatlarina 'ORTADOGU'yu almayin' diye 'emirname' gönderdiler

Ortadogu gazetesi simdi internet üzerinden yayin yapiyor. Iyi ki Kemal Bey görmedi bu vefasizligi, içi kanardi.

YENIÇAG gazetesine gelince; basta sahibi Ahmet Çelik olmak üzere yillarca Ortadogu gazetesinde, Hergün ve Yeniçag gazetelerinde korkusuzca yazi yazan, çalisan, arabasi kursunlanan, cezaevlerine düsüp davasi ugruna bedel ödeyen, çalisanlari dövülen, milliyetçi ve ülkücülere hitap eden yazarlarin hizmet verdigi bir gazetedir. Bu gazete de günlük yazili ulusal basin ortamindan çekilip yerel’e dönüyorlar;

'Türk Milliyetçilerinin Fikir Meydani' slogani ile yayinlanan KURULTAY üstlendigi bu misyonu basariyla yerine getirip ciddi bir tiraj ve okur kitlesine ulasti. 2002'de Kurultay yönetici ve yazarlariyla YENIÇAG'i çikartmak için kollar sivandi. Yönetim Kurulu Baskani ve Imtiyaz Sahibi Ahmet Çelik basta olmak üzere elini tasin altina koyan bu ekip, vatansever kitlenin günlük gazete hasretine son vermek adina tarihi bir sorumlulugu omuzladi.12 Eylül saat 22:30'da kendi matbaamizda ilk nüshalarinin basilisini beklerken bu fedakâr kadronun heyecani inanilmazdi. Ilk sayimiz 13 Eylül 2002 sabahi 'Dünyayi Türkçe Okuyun' slogani ile gazete bayilerinde okuyucu larimizla bulustu. Sizler yillardir hasretini çektiginiz gazetenize kavusurken bizler de yüklendigimiz sorumlulugu en iyi sekilde yerine getirebilme gayreti içinde olduk. Her zaman Türk Milletinin birligini ve yüce menfaatlerini, vatanin bölünmez bütünlügünü her seyin üstünde tuttuk. Taviz vermez, boyun egmez ve Türk Milletinden yana olan yayinlarimiz süphesiz bazilarini da rahatsiz etti. Bu 20 yillik süreçte; Yeniçag Imtiyaz Sahibi'nin aracinin kursunlanmasi, pusu kurulan yazarlarimizin öldüresiye darp edilmesi, gazete binamizin sayisiz saldirilara ugramasi bizleri asla yolumuzdan döndürmedi. Bunlarin yani sira; bagimsiz ve ilkeli yayinciligimiz, kamu ve özel sektörün ilan ambargolarina maruz birakilip gazete bayilerinden dagitimimiz engellendi. Bu tür ekonomik baskilara ragmen, 20 yil boyunca büyük zararlara ragmen YENIÇAGI'i sizlerle bulusturduk. Farkli sektörlerdeki sirketlerimizin kârlari ile YENIÇAG'i finanse edip hiçbir kurum veya sahistan tek bir kurus destek almadan 20 yil boyunca; bagimsiz, baglantisiz, özgür ve cesur yayincilik yaptik.20 yildir bayilerinden her gün YENIÇAG'i alan, her ugradigimiz saldirida yanimizda olan siz degerli okuyucularimiza minnettariz.

Degerli Yeniçag okurlari; Gelinen noktada; tamami dövize bagli kâgit, kalip, boya fiyatlarinin astronomik artisi zararlarimizi telafi edilemez düzeyde büyüttü. Zararlarimiz karsilanamaz boyuta ulasti. Durum karsisinda; büyük bir üzüntüyle ulusal yayinciliktan, bölgesel yayina geçmeye karar verdik. Böylece, 30 Nisan'dan sonra YENIÇAG birçok gazete bayiinde olmayacak. Yeniçag Yayincilik'in faaliyetleri; YENIÇAG, GÜNBOYU ve SON gazetelerinin günlük toplam 2,5 milyon tekil tiklamaya sahip internet siteleri ile YENIÇAG TV YouTube kanalinda devam edecek. Çarpici güncel haberleri, birbirinden degerli yazarlari ve onlarin farkli yorumlariyla vazgeçilmeziniz olan internet sitelerimizi, çevrelerinize yapacaginiz tavsiyelerle daha da yüksek tirajlara tasima noktasinda siz degerli okurlarimiza güvenimiz sonsuz.”

Güvenmek güzel bir sey! Ancak 50.000 tiraji olan bir gazeteye maddi katki saglayamamis ki; yazili basin sahasindan vaz geçiliyor.

Yeni Çag’in bu deklarasyonu çok kisinin canini acitmis olacak ki; Duayen gazeteci Orhan Uguroglu’nun YENI ÇAG DESTANI yazisindaki su cümle, aci duyan binlerden bir tanesi tanesinin hüznüdür: “ Kadim okuyucumuz canim agabeyim Salim Tasçi üzüntüsünü söyle dile getirdi: ‘Gözyaslarim agladi, yanagima damladi”

Gazete’nin yazarlarindan Selcan TasçiSURET DEGISTIRIRKEN” baslikli yazisina su cümlelerle basladi: “ Affiniza siginarak agzima geleni söylemek istiyorum bugün. Çünkü hakkim!” belli ki çok kizgin! Kizmakta hakli: “Yeni Çag ailesinin kurulusundan, hatta nüvesini olusturan KURULTAY (*) gazetesinin son döneminden itibaren ilkin en küçük çocugu, sonra üniversiteli genci nihayet hayranlikla okudugu yazarlarla meslektas olmus büyük kizi olarak, benim de hakkim… Bu feryat, sadece hak degil ayni zamanda ödevim” demekte ve sitemini de su satirlarla ifade etmis: “ Mesleki sebeplerle siyasi partilere gidiyoruz bazen; bir masanin üzerinde Yeni Çag yok!Olsaydi eger… Dostlarimiz(!) bayram ilani veriyorlar; festival ilani, fuar ilani, kurultay ilani, toplanti ilani; Taraf eskilerinin, Bugün eskilerinin, zaman eskilerinin sayfalarinda boy boy olan ilanlar bizde yok! … Olsaydi eger… Kendileri dara, zora düstüklerinde ‘Yandim Allah’ kapimizi asindiranlar kendileri ni, üst elik de sayemizde kurtardiktan sonra bir gün dönüp de haliniz nicedir sormus olsaydi… Böyle olmayabilirdi…”

Türkgün gazetesi de milliyetçi bir gazete; Milliyetçi Hareket Partisini destekliyor ama tiraj olarak baktim 50.000 civarindaydi. Geçen gün Tekirdag’in üniversite semti olan Degirmen altindaki hiçbir gazete bayisinde bulamadim. Son genel seçimde bes milyondan fazla oy alan bir parti kendisini destekleyen bir gazeteye katki sagliyor mu? Saglasaydi; gazetenin tiraji bu kadar düsük olur muydu) Demek ki; milliyetçiyim diyen de partisini destekleyen gazeteye destek vermiyormus. Yazik!

Milliyetçi-Muhafazakâr kesimin sermaye sahiplerinin birçogu böyle bencil, sözde davasi için kurus harcamayacak kadar nekes ve aymazdir. Arada tek tük soranlar ve nesriyatin devami için destek çikanlar oldu ama sayilari az oldugundan yaraya merhem olmadi. Bu tavirlari taaaa altmisli yilardan beri böyledir. Kendisinden olana, kendisine hitap edene, kendisinin manevi degerlerini savunanlara sahip çikmazlardi…O yillarda milliyetçi ce muhafazakar basina bir tek Sabri Ülker ile Murat Sancak’i ve Kamil Koç’u hatirliyorum. Özellikle sirtini cemaatlere, dini gruplara ve siyasi odaklar ile büyük holdinglere dayanan gazeteler; okunmasalar da, tirajlari düsük olsa da yayinlarini devam ettiriyorlar. Milliyetçi partiler de kendilerini yazi ve haberleriyle destekleyen gazetelere hiçbir zaman gerek abone, gerekse maddi destek konusunda bir katkilari bulunmamislardir..

Kizimiz Selcan kizmakta, isyan etmekte hakli.

23 Nisan bayramimizda Yeniçaga verilen reklam ve resmi ilanlara söyle bir baktim: bir tam sayfada 3 reklam verilmis, resmi ilanlar ise bir sayfayi doldurmuyor. Bir de dört tane ek veren, eskilerin amiral gemisi dedigi iri gazeteye baktim: aman Allahim! Sirketler reklam vermek için yarismislar: 13 tam sayfaya yakin ilan ve 1 tam sayfa resmi ilan.

Yeniçag gazetesi milliyetçi, ulusal ve manevi degerlere sahip, korkusuz milletinin nesesi ile neselenen, üzüntüsünü paylasan, vurguna yolsuzluklara karsi mücadele eden “Bu memleket Tarihte Türk’tü Bugünde Türk’tür ve ebediyen de Türk olarak yasayacaktir.” Diyenlerin gazetesi.

Peki! Sormak lâzim; 23 Nisan günü Izmir, Mugla ve Adana BSB’nin disinda diger belediyeler neredeydiler? Partilerin il baskanlari neredeydiler? Baska gazetelere çarsaf çarsaf reklam veren telefon sirketleri, Devlet Bankalari, Milli Piyango idaresi, Üniversiteler, Devlet Kurumlari neredeydiler?

Düsünceleri Devlet-Millet aleyhine olmadiktan sonra hangi düsünceyi, hangi partiyi savunurlarsa savunsalar hiç fark etmez! Bir gazete yayin hayatindan çekilirken içim sizlar.

Hele hele Türkiye deki yerel gazeteler, teknolojik gelismelere ayak uyduramamaktan, devlet desteginden mahrum olarak maddi bakimdan zor durumda kalarak bulunduklari yerin sorunlarini anlatamadiklari için kepenk kapattiginda içim kanar…

Gazetelerin birer birer kapanmasi hayra alamet degil!

Dijital ortamda yayin yapan Basin organlarinin sitelerinin sorunlarini da baska bir yazida gündeme getirecegim.

Yeniçag gazetesine yazik oluyor. Yok mudur kara bahtini kurtaracak insanlar?

(*)Kurultay gazetesinin ilk kurulusunda bulananlardan birisiydim: gazetenin genel yayin müdürlügünü, her milliyetçiyim diyenin üzerinde hakki ve emegi bulunan, rahmetli olan Necdet Sevinç kardesim yaparken ben de icra kurulu üyesi ve yazarlari arasindaydim. Kötü yönetim ve baskilar yüzünden kapandi. Daha sonra Icra kurulu üyelerinden olan Ahmet Çelik tarafindan tekrar yayin hayatina atildi. Yazmaya çalistigim Türkesli Yillarimiz kitabimda o macerayi da anlatiyorum.

Erol MARASLI


Pazar 13.7 ° / 2.7 °
Pazartesi 5.3 ° / 0.9 °
Salı 5.3 ° / 2.8 °