Pandemi nedeniyle iki yildir alanlarda kutlanamayan 1 Mayis Isçi Sinifinin Birlik, Mücadele ve Dayanisma Günü için bugün on binler meydanlara indi. Ankara’daki kutlamada konusan Devrimci Isçi Sendikalari Konfederasyonu (DISK) Ankara Temsilcisi Tayfun Görgün, “Bu düzene itirazi olan bizler birlesirsek, bu düzenden güçlüyüz. Biz birlesirsek zamlar geri alinir. Dayanismayi büyütürsek emegimizin hakkini aliriz. Ve bu meydandan birbirimize, çocuklarimiza, tüm yitirdiklerimize sözümüz olsun ki biz hakliyiz, birlesecegiz ve biz kazanacagiz” dedi.
Koronavirüs pandemisi nedeniyle iki yildir alanlarda kutlanamayan 1 Mayis Isçi Sinifinin Uluslararasi Birlik, Mücadele ve Dayanisma Günü için bugün Türkiye’nin 81 ilinde meydanlara inildi. Ankara’daki kutlamanin adresi Tandogan Meydani oldu.
Atatürk Kültür Merkezi ve Kazim Karabekir Caddesi üzerinden Tandogan Meydani’na yürüyen sendikalar, emek örgütleri ve siyasi partiler, her gün artan enflasyonu, zamlari, Gezi davasinda verilen cezalari, Istanbul Sözlesmesi’nden çekilmesi kararini protesto eden pankartlar ve dövizler tasidi.
Tandogan Meydani’nda yapilan miting, tüm katilimcilarin alana gelmesiyle birlikte, Grup Kibele’nin seslendirdigi 1 Mayis marsiyla basladi. Ardindan tertip komitesi adina KESK Subeler Platformu dönem sözcüsü Hüseyin Köklü konustu. Köklü, sunlari söyledi:
“Isçileri, emekçiler, gençler, kadinlar, LGBTI bireyler, issizler, köylüler, atamasi yapilmayan ögretmenler, tabipler, mühendisler, mimarlar, bilim insanlari, hepinize merhaba, hos geldiniz. Üzerinize söken karanligi aydinlatmaya, kisi bahara çevirmeye esit ve özgür bir dünya düsüne çevirmeye geldiniz, hos geldiniz. Özgürlüklerimiz için, haklarimiz için, yarinlarimiz için çocuklarimizin gelecegi için hep beraber sizleri selamliyoruz.
2022 1 Mayis’ini tüm dünya ve bizim için oldukça önemli olan bir dönemde karsiliyoruz. Bir taraftan salgin bir taraftan da her geçen gün agirlasan ekonomik kriz emekçilerin yasaminin üzerine adeta bir karabasan gibi çöktü. Yasana o kadar yoksulluk varken birileri balli ihaleler aldiklari üçer beser maaslarla vergilerimizle yapilan saraylarda sefa sürmekte. Tek adam rejimi, sürdükleri sefa bitmesin diye özgürlüklerimize, haklarimiza saldiriyorlar. Itiraz edeni yok etmeye çalisiyorlar.
“YANDAS HAKIMLER, GEZI PARKI’NDA DIRENISIN EN GÜZELINI, DAYANISMANIN EN IÇTENINI GÖSTEREN ARKADASLARIMIZA CEZA YAGDIRDILAR”
Yandas hakimler, Gezi Parki’nda direnisin en güzelini, dayanismanin en içtenini gösteren arkadaslarimiza ceza yagdirdilar. Ancak, saraylarda oturanlar iyi bilsinler ki bitmedi, sürüyor o kavga ve sürecek. Yalniz olmadiklarini zaten biliyorlar. Arkadaslarimiz degil, bu harami düzenin sahipleri de duysun. Duysun ki uykulari kalksin. Emekçilerin kendi yasamlarina sahip çikmak için ayaga kalktiklarini görsün. Görsün ki bu düzenin böyle devam etmeyecegini anlasinlar. Bu düzen böyle gitmez diyenler, üreten biziz, yöneten de biz olacagiz diyenler iste burada. Yasasin 1 Mayis.”
“ISSIZLIK FONU’NDAKI PARALARIN PATRONLARA AKTARILDIGI BU DÜZEN DAHA DA AZGINLASIYOR”
Köklü’nün konusmasinin ardinda miting, yine Grup Kibele’nin seslendirdigi marslar ve türkülerle devam etti. Konserin ardindan DISK Ankara Temsilcisi Tayfun Görgün, su açiklamayi yapti:
“Gezi’de kentin degerlerinden, yesilinden, dogasindan, tarihinden vaz geçmeyenler. Agacina, topragina, deresine sahip çikanlarin yol arkadaslari, Soma’da 301 canimizin kardesleri, Ethem’in, Ali Ismail’in, Medeni Yildirim’in yoldaslari, hos geldiniz. 1 Mayis 1977’de, Çorum’da, Sivas’ta, Madimak’ta, Diyarbakir’da, Suruç’ta, 10 Ekim’de katledilenlerin, Berkin Elvan’larin gözyaslari, öfkesi hos geldiniz. ‘Hak verilmez alinir’ diyen kararligimiz, inadimiz. ‘Incinsen de incitme’ diyen inceligimiz. ‘Kurtulus yok tek basina diyen’ dayanismamiz. Umutlarimiz, yarinlarimiz hos geldiniz. Sosyal demokratlar, sosyalistler, feministler, yurtseverler, bütün renklerimiz, tüm yurttaslarimiz hos geldiniz.
Selam olsun Mücella Yapici ve yoldaslarina, tüm özgürlük mahkumlarina binlerce selam olsun. Zamlarla, issizlikle, adaletsizlikle, zorbalikla fakirden alip zengine veren bu sömürü düzeni yurttaslarin yasamini dayanilmaz kiliyor. Sendikal hak ve özgürlüklerin yok sayildigi, grevlerin yasaklandigi, sayisi 10 milyona ulasan issizlerin ‘geçinemiyoruz, ödeyemiyoruz’ çigliklarina aldirmadan, issizlik fonundaki paralarin patronlara aktarildigi bu düzen daha da azginlasiyor...
“BU DÜZEN, IS GÜVENCESININ DEVLET ELIYLE YOK EDILDIGI TEK EMIRLE, HERKESIN AMA HERKESIN ISSIZ KALABILDIGI BIR DÜZENDIR”
Bu düzen, is güvencesinin devlet eliyle yok edildigi tek emirle, herkesin ama herkesin issiz kalabildigi bir düzendir. Bu düzen emegin, doganin, kentlerin, tarimin, egitimden sagliga tüm temel haklarin, sinirsiz kar ve rant arzusuna teslim edildigi bir kara düzendir. Soma’dan, Ermenek’ten, Sirvan’dan ders çikarmayan, isçi sagligi ve is güvenligini sermayenin kar hirsina terk eden, her yil 2500 isçinin, çalisirken öldügü bir düzendir. Bu düzen, çocuk isçilerin, çocuk gelinlerin, istismarin, çocuklarini yurt yanginlarinda yitiren analarin feryadinin duyulmadigi bir düzendir… Halk issizlikle, yoksullukla, salginla, ödenemeyen faturalarla mücadele ederken ülkemizin tüm kaynaklari; bankalarin kasalarini doldurarak, sirketleri ihalelerle besleyerek patronlara akitmaya devam ediyor.
Bu düzenin çarklari sermayeye sömürecek ucuz emek, yagmalanacak doga, talan edilecek kentler yaratmak üzere dönüyor. Elektrikten, dogalgaza, benzinden gübreye, igneden iplige her seye her gün zam yapanlar halka bekleyin, sabredin düzelecek, geçecek diyor. Fakat faturalar, kiralar, borçlar, mutfak beklemiyor. Elektrigi kesilmis milyonlarca insan neyi bekleyecek, nasil bekleyecek. Issizler neyi bekleyecek. Hayir beklemeyecegiz. Hayir itiraz ediyoruz! Geçinmek istiyoruz, insanca yasamak istiyoruz ve 1 Mayis kürsümüzden hep birlikte haykiriyoruz.
Elektrik, su, dogalgaz ve internet faturalarina yapilan zamlar geri alinmali, faturalar tüm vergilerden muaf tutulmalidir. Asgari ücret basta olmak üzere tüm ücretler artirilmali, en düsük emekli ayligi en az asgari ücret düzeyine çekilmeli, EYT’lilerin emeklilik haklari verilmelidir. Ücretlerin üzerindeki vergi yükü azaltilmali, adil bir vergi düzeni kurulmalidir. Tüm güvencesiz çalistirma biçimlerine son verilmeli, herkese güvenceli istihdam saglanmalidir. Anayasal hakkimiz olan örgütlenme özgürlügü önündeki tüm engeller kaldirilmalidir. Kamu varliklarinin özellestirilmesinden vaz geçilmeli, egitim, ulasim, saglik basta olmak üzere tüm kamu hizmetleri devlet eliyle ücretsiz verilmelidir. Kamu kaynaklari ile büyütülen tarikat yurtlari kamulastirilarak gençlerin yurt ve barinma sorunlari çözülmelidir.
“DAYANISMAYI BÜYÜTÜRSEK EMEGIMIZIN HAKKINI ALIRIZ”
Bu taleplerimizin yaninda laikligi, özgürlügü, kamuculugu savunacagiz ve savaslara karsi çikacagiz elbette; kadina yönelik her türlü siddete karsi çikacagiz; Istanbul sözlesmesini savunacagiz, halklari birbirine bogazlatan, isçinin ekmegini küçülten, çocuklari öksüz ve yetim birakan, bir avuç kapitalistin savasi firsat bilerek daha fazla sömürmesine hep birlikte hayir diyecegiz. Halklari birbirine düsmanlastiran emperyalizme ve emperyalistlerin savas kiskirticiligina, fasizmi tekrar tekrar hortlatmak isteyen isbirlikçilerine asla izin vermeyecegiz. Savasa karsi yasamdan, düsmanliga karsi kardeslikten vazgeçmeyecegiz. Bu düzene itirazi olan bizler birlesirsek, bu düzenden güçlüyüz. Biz birlesirsek zamlar geri alinir. Dayanismayi büyütürsek emegimizin hakkini aliriz. Ve bu meydandan birbirimize, çocuklarimiza, tüm yitirdiklerimize sözümüz olsun ki, biz hakliyiz, birlesecegiz ve biz kazanacagiz”
Görgün’ün konusmasinin ardindan, BES 1’Nolu Sube’den Özlem Ates, DISK Ankara Temsilcisi Tayfun Görgün’ün okudugu metnin Kürtçe olarak okudu.
“KHK’LAR GIDECEK BIZ KALACAGIZ”
KHK ile isinden atilan Büro emekçileri Sendikasi’ndan Deniz Keles, sunlari söyledi:
“Merhaba emegine, alin terine sahip çikan emekçiler. Darbeyi bahane ederek 657 sayili kanunla kamudaki is güvenligimizi hukuksuzca ortadan kaldirdilar. OHAL sürecinin bahane ederek bir gecede çikarmis olduklari KHK ile 100 binlerce emekçiyi sorgusuz, sualsiz bir sekilde islerinden ederek adeta yargisiz infaz uygulamislardir.
Yasanan ekonomik krizin faturasini halka ödetemeye çalisan AKP, gittikçe otoriterleserek iktidarini baski yoluyla sürdürmeye çalismaktadir. Emegimizi çalanlardan, sosyal hayattan bizi izole etmeye çalisanlardan mutlaka hesap sorulacaktir. OHAL Komisyonu derhal lagvedilsin. Haksizliga ugrayan 100 binlerce KHK’li emekçiler olarak yasadigimiz tüm sikintilarin üstesinden sendikal dayanismamizi daha da büyüterek geldik. Bizler, yanlislara dur diyen mimar, mühendisleriz. Okullardaki egitimci, hastanelerdeki saglik hizmeti saglayanlariz. Demokrasiyi yeniden insa edecegiz. Biat etmedik, boyun egmedik. KHK’lar gidecek biz kalacagiz.”
“ÖZGÜR VE BARIS IÇINDE YASADIGIMIZ BIR ÜLKE KURMA GÜCÜ, YALNIZ VE YALNIZA ISÇI SINIFININ ELINDEDIR. ÖYLEYSE KURALIM DAHA IYI BIR DÜZENI”
Isten atilan bir Enerji-SA isçisi de söyle konustu:
“Bu memlekette isçilerin üzerine kurulan prangalari parçalama, kendi kaderimizi elimize alma mücadelesi bu. Bunun için örgütleniyoruz. Mücadele ediyoruz. Insanca yasamak, güvenceli çalismak için.
Bugün istisnasiz hepimizin yasadigi geçim derdi, yoksulluk, is yerlerinde performans baskisi ve sömürü ancak ve ancak mücadele edilerek degistirilebilir. Peki kime karsi mücadele edecegiz? Öncelikle hepimiz, tek tek is yerlerinde örgütlenmeli ve mücadeleye atilmaliyiz. Ancak derdimiz, tek bir patronla, yalnizca kendi patronlarimizla degil. Koca bir patron sinifiyla ve maalesef bugün devlet politikalarini olusturan da bu patron sinifidir. Sorumlusu kimse ona karsi da mücadele edecegiz. Esit, özgür ve baris içinde yasadigimiz bir ülke kurma gücü, yalniz ve yalniza isçi sinifinin elindedir. Öyleyse kuralim daha iyi bir düzeni.”