Selçuk Özdağ, “Keyfi uygulamalarla basın ve haber alma özgürlüğünün önüne geçilmeye çalışılıyor”

Selçuk Özdağ, “Keyfi uygulamalarla basın ve haber alma özgürlüğünün önüne geçilmeye çalışılıyor”

3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü çerçevesinde yazılı basın açıklamasında bulunan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanı Doç. Dr. Selçuk Özdağ, “Bugün Türkiye’de basın özgü

1993 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun hangi amaçla 3 Mayıs’ı Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak ilan ettiğini hatırlatan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, '3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü gününün kutlanmasındaki amaç; basının demokrasiyi korumadaki rolünü vurgulamak, etik gazeteciliği ön plana çıkarmak ve dünyada basının aşırı sansür edildiği ülkelere bir mesaj göndermektir. Bunun yanında gün boyu çeşitli organizasyonlarla görevini yaparken öldürülen gazetecileri anmak ve yetkililere sorumluluklarını hatırlatmaktır.Bugün Türkiye’de yaşananlara özetle bir göz attığımızda; Düşünce ve ifade özgürlüğünün, kamuoyunun haber alma, bilgilenme, gerçekleri öğrenme hakkı olan basın özgürlüğünün, temel hak ve özgürlüklerin, yani en önemli Anayasal hakların kullandırılmadığı, adalet sisteminin hakça işlemediği tartışmalarını görmekteyiz.' diye ifade etti.

TÜRKİYE 180 ÜLKE ARASINDA 149. SIRADA YER ALIYOR

Türkiye'nin, Sınır Tanımayan Gazeteciler’in (RSF) Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde bu yıl 180 ülke içerisinde 149'uncu sırada yer aldığı bilgisini de aktaran Özdağ, 'Belirtilen raporda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın aşırı yetkilerle donatılmış Cumhurbaşkanlığı’na ve otoriterliğine, basın özgürlüğünün hiçe sayılması ve yargı sistemine müdahaleler eşlik ettiği kaydedilerek tüm baskılara ve hukuku tahakküm altına alma çabalarına rağmen bazı yargı mensupları Erdoğan'ın talebi üzerine gazeteciler üzerinde baskı, gözaltı ve tutuklamalar yapsa da duyarlı ve görev sorumluluk bilincine sahip bazı hakimler hukuk kurallarından ayrılmayarak 'aşırıya kaçan baskıya ses çıkarmaya başladı: Bazı gazeteciler, ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’, ‘örgüt üyeliği’ veya ‘örgüt propagandası’ gerekçelerine dayandırılan keyfi kovuşturmalarda beraat etti. Gazetecilere yönelik tutuklamanın yerini adli kontrol aldı” dedi.

Özdağ, raporda ayrıca tutuklu gazeteciler istatistiği ve internet sansürüne de dikkat çekildiğini belirterek, “Raporda Dünya genelinde hala en fazla gazetecinin tutuklu olduğu ülkelerden birinin Türkiye olduğu vurgulanmaktadır. Türkiye'de internet medyasına yönelik sansürün arttığı belirtilen raporda, bir yıl içerisinde en az 586 haberin internette sansürlendiği ve bazı internet sitelerinin kapatıldığına vurgu yapılmaktadır. Mevcut durum ülkemizin itibarına gölge düşürecek nitelikte ve yetkililerin basın özgürlüğünde Anayasal hakların kullandırılmasında ihmaller içinde oldukları tartışmalarını da gündeme getirmektedir. Halbu ki Devlet, Basın ve Haber alma hürriyetini sağlayacak tedbirleri alır' dedi.

'Tek kişilik hükümet sisteminin ülkemizi içine sürüklediği durum ve demokratik, laik bir hukuk devletinde bu yaşananlar keyfiyetin, hukuk tanımazlığın, şahsım devletinin açık tezahürüdür.' diyen Özdağ, “Tam demokrasi adına, Basın ve ifade özgürlüğünün sorunsuz uygulandığı bir Gelecek için çalışıyoruz” ifadesinde bulundu.