3 Mayıs Dünya Basın özgürlüğü Günü nedeniyle açıklamada bulunan Küresel Gazeteciler Konseyi Manisa İl Temsilcisi ve Demokrat Gazeteciler ve Yazarlar Derneği Başkanı Hakan Özen, “Basın özgürlüğü vazgeçilmez şartımız. Basını
Düşünce özgürlükleri çerçevesinde siyasal iktidar da dahil olmak üzere her kurum ve kuruluşun gazetecilik ilke ve sınırları içerisinde yapıcı bir şekilde eleştirilmesinin ve haberinin yapılmasının önünün açılması gerektiğini belirten Küresel Gazeteciler Konseyi Manisa İl Temsilcisi ve Demokrat Gazeteciler ve Yazarlar Derneği Başkanı Hakan Özen, Basın özgürlüğünün demokrasilerde çok seslilik ilkesinin işletilmesi açısından çok önemli bir olgu olduğunu kaydetti.
BASIN ÜZERİNDEKİ HER TÜRLÜ BASKIYA “HAYIR” DİYORUZ
Basın özgürlüğünün demokrasilerde çok seslilik ilkesinin işletilmesinde çok önemli bir olgu olduğunu kaydeden Özen, “Dünya genelinde her geçen gün basın üzerindeki baskının artması basın özgürlüğünün daha çok tehlikeye girdiğini ifade etmektedir. Oluşan baskıyla mesleğini zor şartlar altında yapmakta zorlanan basın mensuplarının hayat şartlarının ağırlaşması ve hakettikleri ücreti alamamış olmalarından dolayı bir diğer yandan da ekonomik diğer bir baskı altında adeta kaderlerine terkedilmekle yüzyüze kalmaktadır. Bu da arzulanan basın yayın organlarındaki özgür basın, güçlü yayın anlayışını sekteye uğratmaktadır. En büyük temennimiz ise tam anlamıyla özgür, sansüre uğramamış, demokrasiden yana olan basının gerçek kimliğini korumasıdır' dedi.
BASININ ÖNÜNDEKİ TÜM ENGELLER KALKMALIDIR
Gazetecilere yönelik baskı, fiziki saldırı ve tehditlerin yaşanması, yayın organlarının toplatılması veya kapatılması gibi durumların hangi dönemde olursa olsun kabul edilemez olduğunu belirten Özen sözlerine şöyle devam etti, 'Basın yayın organları bir taraftan sansüre uğramama mücadelesi verirken diğer taraftan da basın emekçilerinin kaderi patronlarının iki dudağı arasında olmamalıdır. basının önündeki tüm engellerin kalktığı, düşüncelerin özgürce ifade edilebildiği, hukukun üstünlüğünün, barışın ve kardeşliğin hakim olduğu, demokrasi ve laikliği aşındıran uygulamalara son verildiği gerçek anlamda basının hür olduğu ve hiç bir basın mensubunun çeşitli kaygılarla kalemini satmadığı gerçek bir habercilik anlayışı sadece basın açısından değil 80 Milyon Türkiye açısından da hakim ve vazgeçilmez kılınmalıdır. Sendikasızlaştırılan, çalışma koşulları ağırlaştırılan, yoksulluk sınırında yaşamaya zorlanan gazetecilerin haklarının zenginleştirilmesi ise sosyal devletin en önemli görevlerinden birisi olmalıdır. Bu duygu ve düşüncelerle 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Gününü en içten dileklerimizle kutluyoruz.”