CHP İstanbul Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu üyesi Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Gezi Davası tutuklularını cezaevinde ziyaret etti. Kaboğlu, 'Ortak özellik hepsinin morali iyi moralinin iyi olmasının nedeni ‘Biz haklıyız’ diyorlar. Am
CHP Istanbul Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu üyesi Prof. Dr. Ibrahim Kaboglu, Gezi Davasi tutuklularini cezaevinde ziyaret etti. Kaboglu, 'Ortak özellik hepsinin morali iyi moralinin iyi olmasinin nedeni ‘Biz hakliyiz’ diyorlar. Ama haksiz bir biçimde tutulmanin verdigi ortak rahatsizlik da var. Adil yargilanma hakkinin gereklerinin tümüyle ortadan kaldirilmis olmasindan kaynaklaniyor. Bu 7 kisi bu dava dosyasinin kendi kisisel dosyalar olmadigini bir toplumsal dosyasi sorun dosyasi oldugunun bilincindeler. Zamanin emniyet müdürü, valisi nerede? O zamanin Belediye Baskani neden sonradan görevden alindi? O zamanin Cumhurbaskani neden simdi 'haksizlik yapiliyor’ dedi. Taksim Dayanismasi grubu neden Basbakan tarafindan agirlandi? Bütün bunlar bu hareketin bu ortak tavrin mesrulugunu gösteriyor' dedi.
CHP Istanbul Milletvekili ve TBMM Anayasa Komisyonu üyesi Ibrahim Kaboglu, Gezi Davasi’nda haklarinda hapis cezasi karari verilerek tutuklanan Can Atalay, Tayfun Kahraman, Osman Kavala ve Hakan Altinay’i Silivri Cezaevi'nde; Mücella Yapici, Çigdem Mater Utku ve Mine Özerden’i ise Bakirköy Kadin Cezaevi'nde ziyaret etti. CHP Yüksek Disiplin Kurulu üyesi Doguscan Aygün de Kaboglu'na eslik etti.
Kaboglu, ziyaretlerinin ardindan Bakirköy Cezaevi önünde, su açiklamalari yapti:
'Ilkin Silivri Cezaevi’ne gittim. Can Atalay’la, Tayfun Kahraman’la, Osman Kavala’yla, Hakan Altinay’la görüstüm. Burada da (Bakirköy Cezaevi'nde) Mücella Yapici ve Çigdem Mater’le, Mine Özerden ile görüstüm. Ortak özellik hepsinin morali iyi. Moralinin iyi olmasinin nedeni ‘Biz hakliyiz’ diyorlar. Ama haksiz bir biçimde tutulmanin verdigi ortak rahatsizlik da var.
Adil yargilanma hakkinin gereklerinin tümüyle ortadan kaldirilmis olmasindan kaynaklaniyor. Bu 7 kisi bu dava dosyasinin, kendi kisisel dosyalar olmadigini bir toplumsal sorun dosyasi oldugunun bilincindeler.
Yerleri burasi degil. Hapishane ortami bakimindan ortam ve kosullar bir hapishanede olabilecek ortam ve kosullarin en iyisi. Burada da yapilabilecek hemen hemen her sey yapildigini bizim mahpuslardan hem de yöneticiden ögrendim, insani olarak. Ama fiziki kosullar tabi ki buna elverisli degil. Burasi en büyük kadin hapishanesi oldugundan 3’te 1’i yabanci koguslar sürdürülebilir olma özelliginden uzak.
'BEN 50 YILLIK HUKUKÇUYUM, TANIKLIK ETTIGIM HUSUS BANA UTANÇ VERIYOR'
Bizim davada, sabahtan bu yana yaptigim görüsmelerden su kanaat tekrar yerlesti ki yazik. Bu yargiçlar, savcilar suç olusturmayan dosyalarla yillar yili ugrasti, ugrastirildi. Bu kisiler mahkemeden mahkemeye, durusma salonundan durusma salonuna tasindi. Gerek Silivri gerek burasi; bunlarin yerine hakiki suçlular burada olmali. Bu kisilere devlet ayrica harcama yapiyor. Mahpus olarak aliyor. Bunlar da dillendirilmeyen hususlar. Bir emek israfi.
Eylem belli. Taksim belli, Gezi belli. Milyonlara mal olmus eylemler. Dosya ayni. Kisi ayni. 10 yilda degisen bir durum yok. Ama ayni dosyada farkli suçlar, ayni dosyada beraat etmis; kesinlesmis yeniden dosya açilmis tek bir kisi var, gizli tanik dinlenmis ve o tanik ortada yok. Nasil dinlendigi belli degil? Onun yerine kesinlesmis kararlar alt üst ediliyor, mesela Mücella Yapici’nin dosyasi ve bir baska maddeden yeniden ceza veriliyor. Çocuk oyununda bile bir ciddiyet ve düzen var. Ben 50 yillik hukukçuyum, bu taniklik ettigim husus bana utanç veriyor. Ben hukukçulugumdan utaniyorum. Bu dosyadan bu sonuçlar çikmazdi.
'BUGÜN BURADA BIR KEZ DAHA SU KANAATE ULASTIM KI BURADAKILERIN YERI BURASI DEGIL'
Bugün burada bir kez daha su kanaate ulastim ki buradakilerin yeri burasi degil. Özgürlüklerinden, anayasaya aykiri biçimde alikonulmus bulunuyorlar. Varsayalim ki 18 yil ceza aldi, yanlis ama verildi. O zaman neden tutuklama karari veriyorsun, o kisiler burada Can Atalay avukat, tanimayan yok, bütün sosyal davalara kosan bir kisi. Soma’dan Aladag’a kadar kosan bir kisi. Çigdem Mater yurt disindan gelmis, gitmiyor buradalar.
Peki varsayalim ki öyle bir kusku dogdu. Ceza Kanunu’nda yapilan reformla, seçenek yaptirimlar öngörülmüs. Adli kontrol ve evde hapis… Bu seçenekler varken neden buraya getiriliyor bu insanlar. Istinaf Mahkemesi, Yargitay var. Anayasa Mahkemesi var, Avrupa Mahkemesi var.
Bitmemis olan bir yargilamadan, yargilama asamasinda mahkemenin karari yanlis da olsa o zaman bu kisileri buraya getirmek, aslinda mahkeme kararini veren yargiçlarin, ‘bizim verdigimiz karar yanlistir’ itirafidir. ‘Biz dosyaya göre degil, delillere göre diye, bunlar cezalandirilsin diye, tutuklama verdik’ niyetlerinin disavurumudur.
'YARGIÇ KARARLARIYLA KONUSUR'
Bir itiraz yapildi. Su anda Agir Ceza Mahkemesi’nin önünde dosya. Bu itirazdan sonuç çikmasini bekliyorum. Olmazsa, Istinaf Mahkemesi çok ivedi bir biçimde karar vermeli. Ama Anayasa Mahkemesi mutlaka müdahil olmali. Burada Anayasa Mahkemesi’nin geçici tedbir karari çok önemli konularda ancak alinabilir biçiminde bir içtihadi var.
Iste burada özgürlüklerinde alikonulmus kisiler ve hangi ortamda, Covid ortam ve kosullarinda. Saglik sorunu da var, yasam hakki da var. Onlarin yeri burasi degil. Bu haksizligin bir an önce giderilmesi gerekir. Bu tür dosyalar arttigi sürece, toplumsal baris dinamitleniyor.
Yargi, yargiç kararlariyla konusur. Ama adil oldugu sürece yargicin verdigi karar, toplumsal barisa hizmet eder. Ama bu sekilde skandal kararlara imza atildigi sürece toplumsal barisa hizmet etmez. Tam ersine toplumsal barisi dinamitler, su anda da yapildigi gibi.
'GEZI OLAYLARINDA ÖLDÜRÜLEN GENÇLERIN FAILLERI NE OLDU?'
Mesajlari; bu haksizligin iyi anlasilmasi. Görevlerinin basinda olan, üst düzeyde bu topluma hizmet eden… Gezi olayi, esasen insanlarin ortak yasam mekanlarina yönelik saldirilarin ortadan kaldirilmasi için giristikleri kendiliginden bir eylem oldu. Liderlerin çagrisi ile bu olmazdi. Bunu sosyolojik olarak söylüyorum. Mümkün degildi. Gezi’nin bu yönünü mutlaka siyasetçilerimiz görmeliler. Kirmalar, dökmeler olmadi mi? Marjinal gruplar sonradan devreye girmedi mi? Girdi. Beni yaptigimdan sorumlu tutarsiniz, yapmadigimdan sorumlu tutamazsiniz.
Bellegimi 10 yil öncesine götürelim. Bir tek soru. O zamanin emniyet müdürü, valisi nerede? O zamanin Belediye Baskani sonradan neden sonradan görevden alindi?
O zamanin Cumhurbaskani, ‘neden simdi bu haksizlik yapiliyor’ dedi. Demek ki bir yanlis yapilmis. Taksim Dayanismasi grubu neden Basbakan tarafindan agirlandi? Bütün bunlar bu hareketin, bu ortak tavrin mesrulugunu gösteriyor. O zaman öldürülen gençler kimin tarafindan öldürüldü? Onlarin failleri ne oldu? Kolluk güçlerimiz ne kadar onlarin dosyalarini bu sekilde kurgu dosyalar yerine yargi mensuplari o dosyalari olusturdu? Onlarin failleri nerede, suçlular nerede? Kaçi mahpus? Biz bunu adil yargilamanin var oldugu ülkede onlarin korunmasi gerekirdi. Iki, onlarin faillerinin yargilanmasi gerekiyordu. Suçlu olmayanlari, suçlulugu hakkinda herhangi bir kanit olmayanlari; olay ayni olay, ben de Gezi’ye gittim, bu yadsinmiyor; olay ayni, kisi ayni, dosya ayni, o zaman ne için buradalar? Bu tür kararlar, yargicin; hukuk devletine, yargi bagimsizligina en büyük ihanettir. Bu tür kararlar, toplumda barisi dinamitleyen kararlardir. Çok ciddi yanlis yapilmistir, bu yanlistan ne kadar erken dönülürse Türkiye kazanacaktir.
Bugün yaptigim ziyaretler, dinledigim açiklamalar yaptigim gözlemler… Hapishane görevlilerinin de sorunlari var. Onlarin da 3600 ek gösterge sorunu var. Onlari da dillendirmek benim bir vekil olarak görevim. Orada 24 saat görev yapan kisilerin ortam ve kosullarini da gözlemek zorundayim. Biz onlarin sorunlarina da kafa yoralim. Suçsuz olan insanlari hapishanelere doldurmak, onlarin aslinda isini zorlastirir.'