Şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu’na korumalık görevi de yapmış olan, Meclis Koruma Daire Başkanlığı'nda görev yapan polis memuru Erol Yıldız, 16 Mayıs günü, saat 10.30 sıralarında Keçiören'in Ayvalı Mahallesi'nde, evinin bulunduğu a
Erol Yıldız, 06 KHA 35 plakalı otomobilini, polis tutanağına göre “İterek çalıştırmak istemiş, bu sırada geri gelen aracın altında kalmış. Ağır yaralanan ve ambulansla Gülhane Eğitim Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Erol Yıldız, olay yerinde vefat etmiştir”.
Erol Yıldız’ın elim olay sonucu vefatı, bir anda Türkiye gündemine girmiş hem sosyal medyada hem basında çeşitli iddialar, haberler ortaya atılmıştır. Merhum Erol Yıldız’ın şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun korumalığını yapan isimlerden biri olması hem de şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu davası ile ilgili devam eden dosyalardan biri olan ve 19 kişinin yargılandığı, 23 Mayıs Pazartesi günü Kahramanmaraş 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde tanık olarak dinlenecek 3 korumadan 1'i olması elim olayın önemini artırmış, kamuoyunda ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun dava ve yol arkadaşlarında şüpheler ve kuşkular uyandırmış, soru işaretlerine neden olmuştur. Erol Yıldız, 23 Mayıs Pazartesi günü görülecek duruşmaya Ankara'dan SEGBİS ile katılacaktı.
Vefatının ardından olay yerine gelen savcı, otopsiye gerek duymadı. Polis tutanaklarına olay, ‘kaza’ olarak geçti. Ancak olayın ülke gündemine gelmesi, gündem olması ve kamuoyunda da sorgulanması üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma başlattı.
Kırşehir’in Akçakent ilçesi Tepefakılı köyüne getirilen, bir süre köyde kalan cenaze, detaylı otopsi için yeniden Ankara’ya götürüldü. Yapılan detaylı otopsinin ardından Yıldız’ın cenazesi yeniden köyüne gönderildi ve burada toprağa verildi.
EROL KARDEŞİMİZ, EVLADIMIZ, MUHSİN BAŞKAN SEVDALISI SAF, TEMİZ BİR ANADOLU ÇOCUĞUDUR
Cenazeye katılan isimlerden, şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun dava ve yol arkadaşı, Ülkücü camianın önde gelen isimlerinden, Alperenlerin ağabeyi, araştırmacı-yazar Hakkı Öznur, yakından tanıdığı, camia olarak çok sevdikleri merhum Erol Yıldız ile ilgili cenaze törenine gelen basın mensuplarına şunları söylemiştir:
“Rahman, Rahim olan Allah'ın adıyla
‘İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râciûn.’ (Bakara Suresi, 156) (Hepimiz Allah’tan geldik, tekrar O’na döneceğiz.)
Canımız, kardeşimiz, evladımız, milletin adamı, şehit liderimiz cennet mekan Muhsin Yazıcıoğlu’nun da korumalığını yapmış, polis memuru kardeşlerimizden, yüreği güzel, gönlü güzel, vatan evladı, vatanına, bayrağına, milletine, devletine bağlı Erol Yıldız, elim bir olay sonucu Hakk’ın rahmetine kavuşmuştur.
Dün kardeşimizi, Etlik Gülhane Hastanesi’nden düzenlenen törenin ardından dualarla, tekbirlerle baba ocağına gönderdik. Bugün de ona olan son görevimizi yerine getirmek, sonsuzluğun sahibine uğurlamak için dava ve yol arkadaşlarımızla, sevenleriyle buraya geldik.
Bizler, hepimizi derinden üzen bu elim olayı öğrenir öğrenmez, dava arkadaşlarımızla Etlik Gülhane Hastanesi’ne gittik. Şehit liderimiz Muhsin Başkan’ımızın oğlu Furkan Yazıcıoğlu, Gönüllerde Birlik Vakfı Genel Başkanı Mahir Damatlar, MYP Genel Başkanı Remzi Çayır, camiamızın büyüklerinden Hilmi Güneş, Muzaffer Demir ağabeylerimiz, İlker Kayalıoğlu, Bayram Yılmaz, Yavuz Arun, Yunus Erdem, Alay Yavuz, İmdat Dinçaslan, Çağlar Ünal, Muhammet Kağızmanlı , Mustafa Güler, Ali Debbaşoğlu, Süleyman Karakökçek, Emrah Ersöz gibi çok sayıda kardeşimiz, dava arkadaşımız, arkadaşlarımız, gönüldaşlarımız, hastaneye geldiler.
Erol kardeşimizin elim olayıyla ilgili orada bulunan emniyet mensupları ve aile yakınları, bizlere “kaza” dediler. Polis ön tutanağına da “yaralamalı kaza” olarak yazmışlar. Hastaneye gelen Savcı, “herhangi şüpheli bir durum yok” diye otopsiye gerek duymadı.
Bunun üzerine emniyet görevlileri, Erol kardeşimiz polis memuru olduğu için resmi tören uygulamalarına geçtiler. Sevgili kardeşimizin ailesi ve bizlerin de katıldığı törenin ardından dualarla, tekbirlerle baba ocağına gönderdik.
YAZILI VE GÖRSEL MEDYADA ÇIKAN HABERLER VE İDDİALAR ÜZERİNE BAŞSAVCILIK SORUŞTURMA BAŞLATMIŞTIR
Erol kardeşimizin elim olay sonucu Hakk’a yürüyüşünün ardından hem sosyal medyada hem yazılı ve görsel medyada “Muhsin Yazıcıoğlu’nun korumalığını yapmış ve 23 Mayıs’ta Muhsin Yazıcıoğlu davasında tanık olarak dinlenecek olan Erol Yıldız, arabasının altında kalarak öldü” vb. çok sayıda haberler yayınlanması ve çeşitli iddiaların ortaya atılması, kamuoyunda şüphe ve kuşku uyandırdı. Hem kamuoyunda hem de camiamızda doğal olarak soru işaretlerine neden oldu.
EMNİYETİN “ÖN BİLGİ NOTU” İLE GÖRGÜ TANIĞININ ANLATTIKLARI ARASINDA TUTARSIZLIKLAR VAR
Etlik Şehit Tamer Nuray Polis Merkezi Amirliği’nin ön bilgi notu ile görgü tanığının anlattığı birbiriyle çelişiyor. Bir görgü tanığı, evinde bulunduğu sırada dışarıdan gelen ses üzerine pencereye çıktığını belirterek, 'Dışarı baktığımda, araç altında bir çift ayak gördüm. Hemen 112 sağlık ekiplerine haber verdim' diyor.
Kardeşimiz rahmetli Erol Yıldız ile aynı binada oturan komşusu Arslan Sargın ise “torunumla markete giderken evin önünde bir koşuşturma gördüm. ‘Erol Bey arabanın altında kalmış’ dediler. Geldik baktık. Arabanın altında kalmış. 112’ye haber verdik, itfaiyeye haber verdik. Erol Bey'i arabanın altından çıkardılar. Çıkardığımızda zaten vefat etmişti. Hastaneye gönderdik.” diyor.
Polis tutanağında Erol Yıldız kardeşimizin elim olayı “Yaralamalı kaza” olarak ifade ediliyor. Devamında ise “Olay Özeti”nde olay şöyle anlatılıyor:
“Olay yerinde edinilen bilgiye göre, 16.05.2022 günü 10.00 sıralarında Meclis Koruma Daire Başkanlığında görev yapan Polis Memuru Erol YILDIZ'ın sabah saatlerinde kendine ait 06 KHA 35 plaka sayılı aracına binerek çalıştırmış olduğunu ancak aracın çalışmadığını daha sonra aracının arka kısmına geçerek aracı ittirdiğini bu sırada aracın geri geri gelmesi suretiyle aracın altında kaldığını, olay yerine 112 ekiplerinin geldiği, ancak şahsın nabzının olmadığı anlaşılmış, şahıs 112 ekipleri aracılığıyla Gülhane Eğitim Araştırma Hastanesi’ne sevk edilmiş, olay yeri muhafaza altına alınmış, hastanede de yaralı şahsın durumu takip edilmektedir.”
Ön bilgi notunda “hastanede vefat etmiş” deniliyor. Ama görgü tanığı ise “Erol Bey'i arabanın altından çıkardılar. Çıkardığımızda zaten vefat etmişti. Hastaneye gönderdik.” diyerek olay yerinde vefat ettiğini söylüyor.
Emniyetin ön bilgi notunda “112 ekiplerinin geldiği, ancak şahsın nabzının olmadığı anlaşılmış, şahıs 112 ekipleri aracılığıyla Gülhane Eğitim Araştırma Hastanesi’ne sevk edilmiş,” diyor devamında ise “hastanede de yaralı şahsın durumu takip edilmektedir.” deniliyor. Ön bilgi notunda tutarsızlık var.
BAŞSAVCILIK TİTİZ BİR SORUŞTURMA YÜRÜTMELİ, ELİM OLAYLA İLGİLİ KAMUOYUNU AYDINLATMALI VE BİLGİLENDİRMELİDİR
Olayın duyulması ve kamuoyuna yansımasından sonra olayın seyri değişmiştir. Erol Yıldız kardeşimizin Kahramanmaraş’ta devam eden mahkemede ‘tanık’ olarak ifade verecek olması, elim olayın da bunun üzerine gelmesi, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nı harekete geçirmiş, köye giden cenaze gece geri getirilerek, sabahleyin otopsi yapılmıştır.
Başsavcılığın hemen harekete geçip soruşturma başlatması, elim olayın selameti açısından doğru olmuştur. Başsavcılık, mutlaka titiz bir inceleme yapmalıdır. Elim olayın olduğu yerdeki güvenlik kameraları, detaylı bir şekilde incelenmeli, mutlaka görgü tanıkları bulunmalı, onlarla konuşulmalı ve kapsamlı bir şekilde soruşturma yapılmalı, oluşan şüpheler, kuşkular giderilmeli ve soru işaretlerine cevap verilmelidir.
Elim olayı olduğu anda gören ve şahitlik eden, şu ana kadar kimse yok. Esas önemli olan, olayı hemen gören ve şahit olanların ortaya çıkması, çıkarılması ve konuyla ilgili savcılığa başvurup, bilgi vermeleridir.
Yine rahmetli kardeşimizin arabası teknik olarak, detaylı olarak çok iyi incelenmeli. Yine bu konularda uzman işini bilen bilirkişi ve bilirkişiler acilen görevlendirilmeli.
En ufak bir şüpheye mahal vermeyecek şekilde soruşturma yapılmalı ve süreç önce ailesi ile sonra kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılmalıdır.
MUHSİN YAZICIOĞLU’NUN DAVA VE YOL ARKADAŞLARI OLARAK SÜRECİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ
Kaza mı, şaibeli bir ölüm mü? Bunu aydınlatacak olan, savcılığın soruşturması ve otopsi raporudur. Kaza olabilir mi, olabilir. Ancak milyonda bir böyle şey olur. Böyle bir kaza şekli görülmüş değil.
Erol kardeşimiz eğitimli, tecrübeli ve yıllardır koruma dairesinde çalışan bir emniyet mensubu. Kendi arabasının altında kalarak ölümünü, kimse normal karşılamıyor ve bu yüzden insanlar sorguluyor ve şüpheli buluyor.
Olayın oluş şekli ve sonucu, toplumda soru işaretlerine sebep olmuştur. Otobüs ve kamyonun altında değil, kendi kullandığı arabasının altında kalması, camiamızda ve kamuoyunda doğal olarak birtakım şüphelere, kuşkulara yol açmıştır.
Bu yüzden başta savcılık olmak üzere devlet kurumları, hassas olmak, doğru davranmak ve güven vermek zorundadır.
Muhsin Başkan’ın dava ve yol arkadaşları olarak kardeşimizin ölümüyle ilgili savcılık soruşturmasının tamamlanmasını bekliyoruz. Süreci yakından takip ediyoruz.
Liderimiz ve dava arkadaşlarımızı Keş Dağları’nda ararken Erol kardeşimiz de bizimle beraber, canla başla, arama çalışmalarına katılmıştı. Milletimizi derinden üzen elim olayı duyar duymaz, Erol da dağlara gelmişti. Hiç unutmuyorum: Şehit liderimizin şoförü, can kardeşim, Lokman Çınar ve Erol kardeşimiz, diğer dava arkadaşlarımızla gece yoğun kar yağışına, tipiye, ayaza, soğuk havaya rağmen sabahlara kadar şehit liderimiz, Muhsin Başkan’ımızı ve dava arkadaşlarımızı aramıştık.
Alperen gençlerimizle, dava arkadaşlarımızla, dağlarda arama çalışmalarına devam ederken can Erol’umuz, hep yanımızdaydı. Muhsin Başkan’a yürekten bağlı, saf, temiz bir Anadolu çocuğudur.
Erol kardeşimiz; camiamızda ve üzerimizde hakkı ve emeği çok olan, yiğit bir kardeşimizdir, evladımızdır. Can Erol’umuz, çok sevdiği, her zaman yanında olduğu, asla yalnız bırakmadığı, şehit liderimiz Muhsin Başkan’la beraber şimdi.
Başta Erol kardeşimizin ailesi olmak üzere bizler de Muhsin Yazıcıoğlu’nun dava ve yol arkadaşları olarak süreci yakından takip edeceğiz. Her zaman Erol kardeşimizin ailesinin yanında olacağız, onları yalnız bırakmayacağız.
ELİM OLAYLA İLGİLİ CAMİAMIZIN VE KAMUOYUNUN HASSASİYETİ ÇOK NORMAL ÇÜNKÜ MUHSİN YAZICIOĞLU DOSYASINI KARARTMAYA, ÖRTBAS ETMEYE, KAPATMAYA ÇALIŞTILAR
Milletimizin ve kamuoyunun “suikast” dediği elim olayın üzerinden 13 yıl, 4803 gün geçti. Türkiye, Türk dünyası, yiğit dava adamını, milletin adamı, Muhsin Yazıcıoğlu’nu arıyor.
Liderimizin ve dava arkadaşlarımızın şehit düştükleri olayın ardından 13 sene geçti. Hala engellemeler var. Yıllarca dosyayı kapatmaya çalıştılar. Defalarca takipsizlik kararları verdiler. Dava dosyasını karartmaya, örtbas etmeye, kapatmaya çalıştılar. Sümen altı etmek istediler.
Küresel emperyalizm ve yerli işbirlikçileri, küresel merkezlerde planlanan büyük bir organizasyonla milletin adamı, milli ve yerli lider, Türkiye’nin milli direnç merkezi Muhsin Yazıcıoğlu’nu ve dava arkadaşlarımızı, organize bir suikastla şehit etmişlerdir.
Aziz milletimizin ve kamuoyunun “suikast” olarak gördüğü davayı, baştan beri AKP hükümeti ve bürokratları, “kaza” olarak göstermeye çalışmış ve başından beri davayla ilgilenmemiştir.
Zannetmesinler ki bu davanın peşini bırakacağız. Zannetmesinler ki yaptıklarını yanlarına bırakacağız. Zannetmesinler ki susacağız, korkacağız, çekineceğiz. Zannetmesinler ki mahkeme salonlarını, meydanları terk edeceğiz.
Milletin adamı ve vicdanı, şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu, kırmızı çizgimizdir. Kimse bu davayı örtbas edemez, karartamaz, kapatamaz. Bu suikastta kim, kimler varsa, yer almışsa, rol almışsa, nerede saklanırlarsa saklansınlar, bulacak, çıkaracak, milletimizin huzurunda hukuk içinde hesabını soracağız.
Bizim Allah’tan başka kimseden korkumuz yok. Allah’a can borcumuzdan başka kimseye eyvallahımız yoktur! Tek gücümüz, tek dayanağımız, Allah (C. C) ve millettir.
Bizler hem şehit liderimizin davasını takip etmeye devam edeceğiz hem de elim olay sonucu Hakk’ın rahmetine kavuşan Erol Yıldız kardeşimizin olayıyla ilgili gelişmelerin takipçisi olacağız.”
EROL YILDIZ, TEKBİRLERLE, DUALARLA TOPRAĞA VERİLDİ
Kılınan cenaze namazının ardından Yıldız, tekbirlerle, dualarla köy mezarlığında toprağa verildi. Kabrin üzerine şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun kabri başından getirilen Türk bayrağı, Muhsin Yazıcıoğlu’nun oğlu Furkan Yazıcıoğlu ve beraberindekiler tarafından kondu. Kabrin başında MYP Genel Başkanı Remzi Çayır, kısa bir konuşma yaparak yakından tanıdığı, ‘kardeşim’ dediği Erol Yıldız’ı anlattı.
Ardından Muhsin Yazıcıoğlu’nun yakın arkadaşı, Ülkücü camianın kanaat önderlerinden, Alperenlerin ağabeyi Hakkı Öznur, yakından tanıdığı, ‘kardeşimiz, evladımız’ dediği Erol Yıldız’la ilgili kabrin başında herkesi duygulandıran bir konuşma yapmış, şunları söylemiştir:
“Rahman, Rahim olan Allah'ın adıyla
Aziz dava arkadaşlarım, kardeşlerim, gönüldaşlarım!
Canımız, kardeşimiz, evladımız, şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun korumalığını yapmış, Muhsin Başkan sevdalısı, bayrak sevdalısı, yüreği güzel, gönlü güzel, imanlı, ihlaslı, yiğit kardeşimiz Erol Yıldız’ı, sonsuzluğun sahibine uğurladık.
Erol kardeşimiz, vatanına, bayrağına, milletine, devletine yürekten bağlı, bir vatan evladıdır. Allah’a, Kur’an’a, bayrağa, milletine sevdalıydı.
Erol kardeşimizin camiamızda, hepimizde hakkı vardır. Emeği, hizmetleri büyüktür.
Erol kardeşimiz, çok sevdiği, şehit liderimiz Muhsin Başkan’ı, hiç yalnız bırakmadı, terk etmedi. Muhsin Yazıcıoğlu çizgisine yürekten bağlıydı. Tam bir Muhsin Başkan sevdalısıydı.
Can Erol’um, bak ailen, seni sevenlerin, kardeşlerin, canların, hepsi burada. Seni dualarla, tekbirlerle sonsuzluğun sahibine uğurluyoruz.
Can Erol’um, şimdi ötelerin ötesinde, Resul-u Ekrem'in kanatları altında, Peygamber Efendimizin sancağının gölgesinde…
Şimdi şehit liderimiz Muhsin Başkan’la beraber. Can Erol’um, gittiğin o kutlu belde de bizden selam söyle Muhsin Başkan’a, tüm şehitlerimize…
Bizden selam söyle Selahattin Şenliler, Erol Dok Yılmaz Aydoğan ağabeylere, Yaşar Bekir Soğman kardeşimize, önde gidenlerimize…
Ne mutlu bizlere. İyi ki, milletin adamı, şehit lider, cennet mekan Muhsin Yazıcıoğlu ile dava ve yol arkadaşı olmuşuz. İyi ki, onunla yol yürümüşüz, beraber olmuşuz.
Yiğit lider, şehit lider Muhsin Başkan’ımızı ve şehadete yürümüş tüm şehitlerimizi, dava büyüklerimizi, dava arkadaşlarımızı, rahmetle yâd ediyoruz. Ruhları şad, mekânları cennet olsun. Onları asla unutmadık ve unutmayacağız.
Bugün sonsuzluğun sahibine uğurladığımız, aziz kardeşim, Erol Yıldız, ruhun şad, mekanın cennet olsun.
Yolumuz, Allah yolunda şehit düşenlerin yoludur.”
CENAZE TÖRENİNE KATILIM YÜKSEKTİ
Tepefakılı Köyü Sosyal Tesisleri’nde Erol Yıldız için cenaze töreni düzenlendi. Cenaze törenine ailesi ve yakınları ile birlikte Hakkı Öznur, Furkan Yazıcıoğlu, İlker Kayalıoğlu, MYP Genel Başkanı Remzi Çayır, Alperen Ocakları eski genel başkanlarından Doğan Öztaşkın, Abdullah Gürgür, ATO Başkan Vekili Halil İbrahim Yılmaz, Uğur Yıldız, Gökhan Bozbıyık, Alay Yavuz, Lokman Çınar, Yusuf Bayram, Yunus Erdem, Ali Saraçoğlu, Yavuz Arun, Cemil Aydilek, Mustafa Güler, Emrah Ersöz, Fahri Bozgeyik, Murat Albayrak, İyi Parti milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, AKP milletvekilleri Metin Gündoğdu, Zeynep Yıldız, Feyzi Berdibek, Hacı Turan, Mustafa Kendirli, AKP MKYK Üyesi Metin Külünk, Eyüp Gökhan Özekin, Cumhurbaşkanlığı YYPK üyesi Tuna Koç, TBMM Meclis Koruma Daire Başkanı Ahmet Birtan Erol, mesai arkadaşları ve binlerce vatandaş katıldı.