Çin rejiminin, Müslüman Uygurlara uyguladığı sistematik işkence deşifre oldu.
Çin rejiminin, Müslüman Uygurlara uyguladığı sistematik işkence deşifre oldu. Toplama kamplarının yer aldığı Sincan Bölgesi’ndeki polis bilgisayarlarının ‘hack’lenmesi sonucu elde edilen binlerce fotoğraf ve belge, Pekin’in uluslararası topluma anlattığı ‘eğitim kampları’ hikâyesinin tamamen yalan olduğunu ortaya çıkardı. Belgelere göre Müslüman Uygur’lar en ağır cezalarla karşı karşıya kalıyor, işkenceye uğruyor. Hatta kamplardan kaçmak isteyenler rejim güçleri tarafından vurularak öldürülüyor. Dünyaca ünlü medya kuruluşu BBC tarafından yayımlanan belgeleri değerlendiren Uygur Araştırmalar Merkezi İcra Direktörü Abdulhakim İdris, ‘Komünist rejimin soykırım politikası artık kimsenin inkâr edemeyeceği bir noktaya ulaşmıştır. Müslüman Uygur halkı, tüm dünyanın gözleri önünde katledilmektedir. Çin’in akıl almaz işkencelerine göz yuman herkes bu insanlık suçuna ortaktır’ dedi.
BBC’ye ulaşan belgelerde, 2018 yılında çekilmiş beş binin üzerinde fotoğraf bulunuyor. Kamplarda fotoğrafları çekilen Uygur’ların yanında eli coplu gardiyanlar dikkat çekiyor. Bu da Uygur’ların kamplarda ‘eğitim aldığı’ yalanını bir kez daha çürütüyor. Çin belgelerine göre 60 yaşındaki Tajigul Tahir kamplarda tutulan isimlerden biri. Tahir’in oğlu, dinî inançları nedeniyle on yıl hapis cezası almış. İçki ve sigara içmemekle suçlanıyor. Tahir de oğlunun aldığı ceza yüzünden kamplarda tutuluyor. Yine yüzlerce Müslüman, telefonlarına şifreli uygulamalar yükledikleri ve ‘yasak dersleri’ dinledikleri için kamplara hapsediliyor. Binlerce Müslüman Uygur da fotoğraflarının çekilmesi için zorla kamplara getiriliyor. 2018'de, fotoğraflarının çekilmesinden beş ay sonra, Tursun Memetimin ve Aşigül Turgun çifti, altı yıl önce bir başkasının cep telefonundan 'yasadışı bir konferansın kaydını dinledikleri' iddiasıyla tutuklanarak cezaevine gönderilmiş.
Kampların en küçük kurbanı 15 yaşındaki Rahile Ömer, en yaşlısı ise 73 yaşındaki Anihan Hamit. Çin polisinin iç yazışmalarına göre, kamplardaki tüm alanlarda silahlı subaylar bulunmak zorunda. Gözetleme kulelerinde ise makineli tüfek ve keskin nişancılar yer alıyor. Kaçmaya çalışanlar vurularak öldürülüyor. Kamplarda tutulan Müslüman Uygurlar hastaneye sevk edilirken gözleri bağlanıyor ve elleri kelepçeleniyor.
Uygur Araştırmalar Merkezi İcra Direktörü Abdulhakim İdris, komünist Çin rejiminin Müslüman Uygur’lara uyguladığı sistematik işkencenin son bulması için verdikleri mücadeleye aralıksız devam edeceklerini vurguladı. Uluslararası toplumu siyasî ve ekonomik çıkarlarından önce vicdanlarının sesini dinlemeye davet eden İdris, ‘Bu barbarlığı ancak birlikte hareket ederek durdurabiliriz’ ifadelerini kullandı.