Selçuk Özdağ, “ Hiçbir darbe devrim değildir devrimi halk yapar”

27 Mayıs 1960 darbesini darbelerin anası olarak nitelendiren Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selçuk Özdağ, “Darbelere karşı hukuk işletilebilse, siyaset kurumu şahsiyetli bir duruş ortaya koyabilse bugün Türkiye farklı

Güncel 27.05.2022 15:55:00 0
Selçuk Özdağ, “ Hiçbir darbe devrim değildir devrimi halk yapar”

27 Mayıs 1960 darbesini EnPolitik'e değerlendiren Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selçuk Özdağ, “Hiçbir darbe devrim değildir devrimi halk yapar. Devrimi bir cunta, bir kişi yapmaz, cemaat yapmaz, halk yapar Mustafa Kemal’in 1920’de yaptığı gibi” dedi.

Türkiye’de bir daha darbe olmaması için demokrasi, hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı, şeffaflık ve insan haklarının olmazsa olmaz koşulu olduğunu belirten Özdağ, “Aksi takdirde yine aynı şekilde bu kapalılıkların ve karanlıkların sonucunda yine birileri durumdan vazife çıkarmak isteyebilir. Egemen güçler de bunları tetikleyebilir o nedenle hep beraber daha çok demokrasi ve daha çok insan hakları diyeceğiz” şeklinde konuştu.

“Darbeler Türk demokrasisinin ve ülkemizin yakın tarihinin karanlıkta kalmış dönemleridir. Millet adına ve milletin huzuru adına yapıldığı iddiasıyla gerçekleştirilen darbeler sağ veya sol görüş fark etmeksizin binlerce insanımızın cezaevlerine kapatıldığı, idam edildiği, işkencelerin yapıldığı ve istikballerinin ellerinden alındığı zulüm dönemleridir” diyen Özdağ sözlerine şöyle devam etti,

“Sözde toplumsal huzuru tesis etmek amacıyla gerçekleştirilen darbeler aynı zamanda Edirne'den Ardahan'a kadar bütün olarak ülkenin açık hava hapishanesine dönüştürüldüğü, hiç kimsenin düşüncesini özgürce ifade edemediği, hatta düşüncenin, bilginin ve dahi gelişmenin evrensel unsurları olan kitapların suç unsuru sayılması nedeniyle darbecilerin korkusuyla yakıldığı karartma dönemleridir. 1960'da seçilmiş bir iradeye karşı bir avuç cuntacı darbe yapmış, Başbakan, bakanlar, milletvekilleri cezaevlerine gönderilmiş, işkencelere maruz kalmışlardır. On yıl bu millete hizmet etmiş olan Başbakan Adnan Menderes, Bakanlar Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan darağaçlarına gönderilmiş ve binlercesi de kör kuyulara atılıp merdivensiz bırakılmışlardır. O kadar ki, on yıl bu devlete Başbakanlık yapmış Adnan Menderes cezaevindeyken millete hizmet aracı olan siyasetten nefret eder hale getirilmiş ve Yassıada'da şunu söylemiştir: 'Bir çıksam buradan, bir çıksam. Çine Çayı'nın yanına gitsem, söğüt ağaçlarının altında bir uzansam, derin ve deliksiz bir uykuya yatsam.' 'Bir daha siyaset yapmayacağım.' deme noktasına getirilmiştir. Hesabı sorulmayan her darbe bir sonraki darbenin tetikleyicisi olmuştur.”

Darbelere karşı hukuk işletilebilse, siyaset kurumu şahsiyetli bir duruş ortaya koyabilse bugün Türkiye bulunduğu yerin çok ilerisinde olurdu. Türkiye 27 Mayıs’ı yapanları sanık sandalyesine çıkarabilme cesaretini gösterebilseydi, bugün milleti canından bezdiren darbeler dönemi çoktan kapatılmış olacaktı” diyen Özdağ, “1946 yılında açık oy gizli tasnif gibi ayıplı bir seçim yapıldı. 4 yıl sürdü ardından da 1950 yılında gizli oy açık tasnifle bir seçim yapıldı Türkiye’de. Çok partili hayat Türkiye’ye geldikten sonra Menderes ve arkadaşları Demokrat Parti (DP)’yi kurmuştu. Partiler araçtır amaç değildir. Batı dünyasında demokrasinin işleyişine baktığımız zaman oradaki partiler ve liderler araçtırlar amaç demokrasi ülkelerinin zenginliği ve özgürlüğüdür. Türkiye’de ise maalesef partiler ve liderler araç olmaktan çıkarılarak amaç haline dönüştürüldüler” dedi.

“Her darbenin arkasında egemen güçler ve emperyalistler vardır. Ama onlara suç atmak yerine öncelikle bu ortamı kim sağladı diye sormamız gerekir” diyen Özdağ sözlerini şöyle sürdürdü, “Bu nedenle iyi darbe yoktur bütün darbeler kötüdür. Hiçbir darbe de devrim değildir devrimi halk yapar. Devrimi bir cunta, bir kişi yapmaz, cemaat yapmaz, halk yapar, Mustafa Kemal’in 1920’de yaptığı gibi. Bir gün çıktılar Anadolu’yu gezdiler Kurtuluş Savaşı’nı inşa ettiler yukarıdan aşağıya doğru başlamış gibi görünse dahi aşağıdan yukarıya doğru bir devlet kurdular beraber, sonrasını yine tartışırız. Bu nedenle 1960 bir darbedir. Türkiye’de hiçbir aydın hiçbir kişi buraya iyiydi, kötüydü, iyiydi diyen yok. Bütün darbeler kötüdür noktasına geldi Türkiye ve kınanmalıdır bütün darbeler. Burada Menderes ve arkadaşlarına yapılanları da kabul etmek mümkün değil, bir siyasetçi ancak sandıkla gelir ve sandıkla gider. Bunu Yüce Divan yapar, soruşturma komisyonları yapar, araştırma komisyonları yapar. Birileri gelip biz sizden daha iyi biliyoruz sari bir hastalık gibi her 10 senede bir darbe yapmazlar.”


Pazar 6.3 ° / -1.2 °
Pazartesi 6.3 ° / 0.5 °
Salı 9.5 ° / 2 °