Uygur Hareketi’nden BM Komiser İçin İstifa Çağrısı

Uygur Hareketi’nden BM Komiser İçin İstifa Çağrısı

Müslüman Uygur’ların anavatanı Doğu Türkistan’a yaptığı ziyareti, Çin propagandasına çeviren Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet'e tepki yağıyor. Uygur Hareketi Müslüman Uygur’lara karşı yürüt

Müslüman Uygur’larin anavatani Dogu Türkistan’a yaptigi ziyareti, Çin propagandasina çeviren Birlesmis Milletler Insan Haklari Yüksek Komiseri Michelle Bachelet'e tepki yagiyor. Uygur Hareketi Müslüman Uygur’lara karsi yürütülen soykirimci politikalari ‘radikalizm ve terörle mücadele’ çabasi olarak göstermeye çalisan Bachelet’i istifaya çagirdi. Bachelet’in, Çin’in propaganda makinasi gibi konustugunun altini çizen Rushan Abbas, ‘‘Pekin rejimini aklamak için elinden geleni yapan Bachelet, tecavüz, köle isçiligi, zorla kisirlastirma, kürtaj ve soykirimla ilgili tek kelime etmedi’’ ifadelerini kullandi. ‘‘Müslüman Uygur’larin kani Bachelet’in elindedir’’ diyen Abbas, ‘‘Kendisi de siyasi bir mahkûm oldugu ve inançlari nedeniyle iskence gördügü için Bachelet’le ilgili umutlarimiz vardi. Adil davranacagini düsündük. Fakat o, Çin komünist rejiminin soykirimini ve insanliga karsi isledigi suçlari mesrulastirip akladi. Istifa etmesi sart’’ seklinde konustu.
 
Öte yandan ABD yönetimi de daha önce Bachelet’in Dogu Türkistan ziyaretiyle ilgili kaygilarini dile getirmisti. ABD Disisleri Bakani Antony Blinken tarafindan yapilan açiklamada, 'Pekin makamlarinin ziyaret sirasinda dayattigi kosullarin, soykirim ve insanliga karsi suçlarin devam ettigi Dogu Türkistan da dahil olmak üzere Çin'deki insan haklari ortaminin tam ve bagimsiz bir sekilde degerlendirilmesine izin vermemesinden endise duyuyoruz' ifadeleri kullanilmisti.
 
Soykirim Belgelerle Desifre Oldu
Çin rejiminin, Müslüman Uygur’lara uyguladigi sistematik iskenceyle ilgili olarak geçtigimiz günlerde BBC tarafindan yayimlanan belgeler büyük yanki uyandirmisti. Toplama kamplarinin yer aldigi Sincan Bölgesi’ndeki polis bilgisayarlarinin ‘hack’lenmesi sonucu elde edilen binlerce fotograf ve belge, Pekin’in uluslararasi topluma anlattigi ‘egitim kamplari’ hikâyesinin tamamen yalan oldugunu ortaya çikarmisti. Belgelere göre Müslüman Uygur’lar en agir cezalarla karsi karsiya kaliyor, iskenceye ugruyor. Çin polisinin iç yazismalarina göre, kamplardaki tüm alanlarda silahli subaylar bulunmak zorunda. Gözetleme kulelerinde ise makineli tüfek ve keskin nisancilar yer aliyor. Kaçmaya çalisanlar vurularak öldürülüyor. Kamplarda tutulan Müslüman Uygurlar hastaneye sevk edilirken gözleri baglaniyor ve elleri kelepçeleniyor.