CHP Genel Baskani Kemal Kiliçdaroglu, Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan hakkinda, grup toplantisinda kendisine yönelik kullandigi ifadeler nedeniyle 5 kurusluk tazminat davasi açti. Kiliçdaroglu’nun avukati Celal Çelik tarafindan Ankara’da mahkemeye sunulan dava dilekçesinde; “Tamamiyla siyasilestigi, davali Recep Tayyip Erdogan’in güdümüne girdigi, siyasi baskilarin altinda ezildigi elestirisine muhatap olan Türk yargisinin bile bu söz ve yakistirmalari elestiri kapsaminda görebilme sansi bulunmamaktadir. Hakaret kapsamli görülmemesi olasiliginda bu söz ve yakistirmalarin baskaca siyasiler tarafindan iktidar temsilcilerine yöneltilmesi sonucunu doguracagi da gözden irak tutulmamalidir” denildi.
CHP Genel Baskani Kemal Kiliçdaroglu, partisinin grup toplantisinda kendisine yönelik kullandigi sözler nedeniyle Cumhurbaskani ve AKP Genel Baskani Recep Tayyip Erdogan aleyhinde 5 kurusluk tazminat davasi açti. Kiliçdaroglu, ayrica; mahkeme kararinin tiraji en yüksek ulusal bes gazetede yayinlanmasina karar verilmesini de talep etti.
Kiliçdaroglu’nun avukati Celal Çelik, sosyal medya hesabinda su paylasimi yapti:
“Hakaret etmeyi aliskanlik haline getiren, seviyesizce ve haddini asarak; ‘Yalanci, omurgasiz, sefil, terör sevici..’ hakaret sözlerini yöneltme cüretini gösteren Erdogan hakkinda bugün yine 5 Paralik dava açtik! CHP Genel Baskani Kemal Kiliçdaroglu’nun talimati ve muhataba biçtigi deger geregince!”
AKP Genel Baskani Erdogan, dün TBMM’de; partisinin grup toplantisinda, CHP Genel Baskani Kiliçdaroglu’na yönelik olarak sunlari söylemisti:
“Milletin parasini çalan hirsizdir. Hirsizin sirtini sivazlayan ise daha büyük hirsizdir. Kiliçdaroglu, CHP’li belediyelerdeki yolsuzluk operasyonlarina karsi çikarak safini belli etmistir. Van’i överken, bu sehri Iranlilar için nasil cazip hale getirecegini anlatan da Kiliçdaroglu; ülkemize gelen yabanci yatirimcilari en asagilik sekilde tehdit eden de yine Kiliçdaroglu. Niye biliyor musunuz? Çünkü bu zat yalanci. Çünkü bu zat omurgasiz, çünkü bu zat bir proje. Çünkü bu zat bir aparat. Bu zatin partisinin basina kaset komplosu ile geçirildigi günden beri Türkiye’nin milli çikarlarina karsi sinsi bir savas vermekten baska is yaptigini gördünüz mü? Yine bu zatin ülkede yapilan tüm eserleri ve hizmetleri engellemeye çalismaktan baska bir gayretine sahit oldunuz mu? Bu zatin Demirtas’indan Kavala’sina, FETÖ’cülerinden PKK’lilarina kadar ülke ve millet düsmani teröristleri savunmaktan, hatta bunun için Ankara’dan Istanbul’a yürümekten baska bir çabasi var mi?
Bay Kemal orada miydi, oradaydi. Niye? Çünkü basi çeken oydu. Bunlardan millete, vatana hayir gelmez. Bunlar ancak terör sevicilerle beraber çünkü kendileri de terör sevici. Siz bakmayin birilerinin Gezi olaylarinin arkasindaki karanlik tiplere, ‘demokrasi kahramani’ muamelesi yaptigina, bunlarin hepsi de yaptiklari ihanetin bilincinde olan besinci kol elemaniydi.”
Kiliçdaroglu’nun avukati Celal Çelik tarafindan hazirlanarak, Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunulan dava dilekçesinde, Erdogan’in Kiliçdaroglu’na yönelik bu sözleri ile ilgili su degerlendirmeler yapildi:
“YINE ETTIGI YEMINI ÇIGNEMIS, KISILIK DEGERLERINE SALDIRILARDA BULUNMUSTUR”
“Üzerine aldigi görevi tarafsizlikla yerine getirecegine dair Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusu ve serefi üzerine yemin eden, ne var ki yeminine hiçbir biçimde bagli kalmayan ve Sayin Kemal Kiliçdaroglu’na hakaret etmeyi aliskanlik haline getiren Recep Tayyip Erdogan; yine ettigi yemini çignemis ve vekil edenin (Kemal Kiliçdaroglu’nun) kisilik degerlerine saldirida bulunmustur. Üstelik bunu yaparken de Sayin Genel Baskani hedef haline de getirmeyi amaçlamistir.
“HAKARET VE IFTIRA KAPSAMLI SÖZLERLE SALDIRARAK…”
Belirtmemiz gerekir ki, bugüne kadar Genel Baskanimiz tarafindan yapilan tüm elestirel degerlendirmelerin dogru oldugu ve hakli dayanaklarinin bulundugu bilgisinin altinda ezilen ve bu gerçeklikleri baskalastirmaya çalisan davali Recep Tayyip Erdogan, Sayin Genel Baskan Kemal Kiliçdaroglu’na yönelik hakaret ve iftira kapsamli sözlerle saldirarak, kisilik degerlerine zarar vermeyi amaçlamistir. Böylesine seviyesizce kullanilan hakaret söz ve yakistirmalar hiçbir biçimde elestiri kapsaminda görülemeyecegi gibi dünyadaki tüm yargi sistemlerinde yaptirima tabi tutulacaktir.
“BASKACA SIYASILER TARAFINDAN IKTIDAR TEMSILCILERINE YÖNELTILMESI SONUCUNU DOGURUR”
Tamamiyla siyasilestigi, davali Recep Tayyip Erdogan’in güdümüne girdigi, siyasi baskilarin altinda ezildigi elestirisine muhatap olan Türk yargisinin bile dava konusu bu söz ve yakistirmalari elestiri kapsaminda görebilme sansi bulunmamaktadir! Kaldi ki tamamiyla hakaret ile iftira kapsamli bu söz ve degerlendirmelerin Türk yargi makamlari tarafindan elestiri kapsamli görülmesi, diger bir söyleyisle hakaret kapsamli görülmemesi olasiliginda bu söz ve yakistirmalarin (oldugu gibi!) baskaca siyasiler tarafindan iktidar temsilcilerine yöneltilmesi sonucunu doguracagi da gözden irak tutulmamalidir.
“ADETA YANSITMA PSIKOLOJISI IÇERISINDE”
Recep Tayyip Erdogan'in sürekli olarak gerçekleri baskalastirdigi, diger bir söyleyisle yalan söyledigi konusunda tüm kamuoyunda tam bir inanç bulunmasina karsin, daha ötesi 17-25 Aralik sürecinde ‘paralari sifirla’ ve ‘10 milyon dolari sakin alma, kucaga oturacaklar, ne söz verdilerse o’ seklindeki tapeler ile açiga çikmis yolsuzluk iliskileri gündemdeki yerini hala kaybetmemisken, davalinin adeta yansitma psikolojisi içerisinde tüm Türkiye'nin üzerinde mutabakata varabilecegi üzere tertemiz bir geçmisi bulunan, her daim dogrulari söyleyen Sayin Genel Baskan'a yönelik ‘yolsuzluk’ polemiginde bulunmus ve ‘yalanci’ iftirasini atmis olmasi da ironik nitelikte bulunmaktadir.”
Dava dilekçesinde, Erdogan’in “ülke ve millet düsmani teröristleri savunmaktan, hatta bunun için Ankara'dan Istanbul'a yürümekten baska bir çabasi var mi?”, “Bunlar ancak terör sevicilerle beraber çünkü kendileri de terör sevici” sözleri ile ilgili olarak da su degerlendirme yapildi:
ERDOGAN PKK VE FETÖ ILE ILGILI AÇIKLAMALARI DAVA DILEKÇESINDE
“Öte yandan teröre karsi yaklasimi ve dolayli ya da dolaysiz vermis oldugu katkilar karsisinda, (kanimizca yasamis oldugu eziklik duygusuyla) davali Erdogan; terör örgütlerine karsi mesafesi ve tutumu bilinen Genel Baskanimiz Kemal Kiliçdaroglu’na yönelik çamur atma ve iftirada bulunma iradesi ile Genel Baskan’i ‘teröristlerle is birligi içerisinde’ gösterme çabasi içerisine girmistir. Dahasi ‘Adalet Yürüyüsü’nün dahi bu gerekçeye dayandigi iftirasini atmistir.”
Dilekçede bu degerlendirmelerin ardindan, Cumhurbaskani Erdogan’in PKK ve FETÖ terör örgütleri ile ilgili geçmiste yaptigi açiklamalara yer verildi. Erdogan’in açiklamalarindan bazilari dilekçeye söyle aktarildi:
“. PKK ile görüsülmesini ben istedim, sikintisi olan bana söylesin. MIT her an her türlü hareketi yapabilir. Mesela yarin Imrali’ya gitmek gerekiyorsa Müstesarima gerekeni yap derim.
. Silahlarin birakilmasi çagrisi bizler için çok çok önemli bir beklentimizdi. Her sey eninde sonunda uygulamaya dayalidir. Bu uygulama da nedir silahlarin birakilmasidir. Ne istendi de hükümet vermedi 12 yildir.
. PKK, çözüm sürecini silah stoklama süreci olarak degerlendirdi. Bu süreç içinde güvenlik güçlerimiz, herhangi bir çatismaya, suna buna girmeyelim dediler ama daha sonra anladik ki bu süreç içinde bunlar bunu yaptilar.
. Çözüm süreci içinde Valilerimiz kendilerine verdigimiz talimatlar geregi PKK’ya operasyon yapmadi! Bu süreçte hazirlik safhasina girdiler, mayin döseyip bombalar yerlestirildi. Bu terör eylemlerini biz görmezden gelmeye nereye kadar devam edecegiz.
. FETÖ’nün bizim zamanimizda büyüdügü seyini reddetmem. Dogrudur, aldatildik
. Ne istediler de vermedik.”
“KENDI SUÇ VE HATALARINI GIZLEYEBILMEK VE ONLARI BASKALARINA YANSITMAK AMACIYLA BÖYLESI IGRENÇ YOLLARA BASVURDUGU”
Dilekçenin devaminda su degerlendirmeler yapildi:
“Recep Tayyip Erdogan'in bu tarz seviyesiz ve hadsiz söylemlerine asina olmakla birlikte, böylesine seviyesizce yapilan açiklamalarin elbette hukuk düzleminde yaptirimi olmalidir. Davali Recep Tayyip Erdogan tarafindan geçmiste kullanilmis (ahlak sinirlarini zorlayan) söz ve açiklamalarindan yola çikarak davalinin kisiligi de göz önünde bulundurulup davanin kabulüne karar verilmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak davali Recep Tayyip Erdogan’in; hakaret ve iftira kapsamli sözleri kullanmayi aliskanlik haline getirdigi, bilinçli bir sekilde Genel Baskanin kisilik degerlerine zarar vermeye çalistigi, kendi suç ve hatalarini gizleyebilmek ve onlari baskalarina yansitmak amaciyla böylesi igrenç yollara basvurdugu gerçekligi gözetilerek degerlendirme yapilmasini diliyoruz.”