CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, “Üniversitede ögrencilerimiz arasinda bu kredilerle karnini yeteri gibi doyuramayan gencimiz çok. Çocuklarin dogru düzgün beslenememesi nedeniyle boylari kisa kaliyor Türkiye’de. Yani beslenme konusunda problem yasiyorsaniz bunun etkileri çok kötü oluyor. Bir nesil gidiyor, bir nesli yitiriyorsunuz. Çünkü sagliksiz nesiller yetisiyor. Maalesef yoksulluk, babadan çocuga geçen bir miras hâline geliyor. Bu sekilde yasamamiz mümkün degil” dedi.
CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Öze Dönüs Platformu’nun “Degerli gençler ve gençlerin gelecegine deger katanlar” sloganiyla bugün Istanbul’da düzenledigi toplantiya katildi. Öztrak’a CHP Istanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi, CHP Fatih Ilçe Baskani Soner Özimer ve CHP Bayrampasa Ilçe Baskani Hasan Mutlu da eslik etti. Öze Dönüs Platformu Baskani Emir Abi, platforma iliskin Öztrak’a bilgi verdi. Öztrak, buradaki konusmasinda sunlari söyledi:
“57 HÜKÜMETIN 79 YILDA KULLANDIGI PARANIN 4 KATINI 20 YILDA KULLANMIS HÜKÜMET: Ben söyle bir hesap yaptim. Dedim ki 1923-2002. Yani AK Parti is basina gelene kadar. 79 yilda, 57 hükümet is basina gelmis. Peki bu hükümetler ne kadar kaynak kullanmis? Vergisiydi, ondan sonra borcuydu, diger bu özellestirme gelirleri, 713 milyar dolar kaynak kullanmislar. Peki bu parayla ne yapmislar? Sümerbank’i yapmislar. TÜPRAS’i kurmuslar, Telekom’u kurmuslar, PETKIM’i kurmuslar, Eregli Demir Çelik Fabrikasi’ni, Iskenderun Demir Çelik Fabrikasi’ni, çimento fabrikalarini, gübre, seker fabrikalarini, limanlari, Bogaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri ve daha nice saymakla bitmeyecek eserleri yapmistir. Mevcut hükümet 2002’de is basi yapmis. 20 yilda 2 trilyon 442 milyar dolar vergi toplamis. 115 milyar dolar dis borç yapmis. 20 milyar dolar iç borç kullanmis, atadan yadigâr altmis 63 milyar dolarlik mallari satip, özellestirme yapmis. Yani toplam 2 trilyon 640 milyar dolar para kullanmis. Simdi bu kendisinden önceki tüm cumhuriyet hükümetlerinin kullandigi paranin 4 kati. Kendisinden önceki tüm cumhuriyet hükümetlerinin yatirimlarini söyledim. Belli baslarini saydim. Yetmez, kendisinden önceki hükümetler Türkiye’yi dünyanin en büyük 20 ekonomisi arasina sokmuslar.
TÜRKIYE BUGÜN DÜNYANIN EN BÜYÜK 20 EKONOMISI ARASINDAN DÜSTÜ: Türkiye, dünyanin en büyük 20 ekonomisi arasina kendisinden önceki hükümetler döneminde girmis. Hatta sunu da gayet iyi hatirliyorum. Bunun sonucunda bizi G20 ilk kuruldugunda G20 ülkeleri arasina aldilar. G20 ülkelerinin ilk toplantisinda da ben Devlet Planlama Teskilati tarafindan katildim. E tabii o bizim için büyük bir gururdu. Dünyanin en büyük 20 ekonomisi arasina girmisiz ve bu karar alma sürecini olusturacak 20 tane ekonomi arasina Türkiye de çagriliyor. Biraz önce söyledim. Kendisinden önceki hükümetlerin, 57 hükümetin 79 yilda kullandigi paranin 4 katini 20 yilda kullanmis hükümet. Sonuç? Türkiye bugün dünyanin en büyük 20 ekonomisi arasindan düstü. Bu düsüs de devam edecek. Bunun bir basari hikâyesi olmadigi açik.
TÜRKIYE, GERÇEKLESTIRMESI GEREKEN REFORMLARI ERTELEDI: Bir baska konu. 2023 yilinda bu hükümetin bir taahhüdü var. Dedi ki, bu ülkeyi birak 20’de düsürmeyi, ilk 10 ekonomi, dünyanin en büyük 10 ekonomisi arasina sokacagim, dedi. Gayrisafi yurt içi hasilayi 2 trilyon dolar yapacagim, dedi. Kisi basina 25 bin dolar yapacagim, dedi. Ihracati 500 milyar dolara çikaracagim, dedi. Issizligi de yüzde 5’e düsürecegim, dedi. Geldigimiz yer, 2022 yilindayiz. Yine 2023 yili hedeflerini de bu hükümet, orta vadeli programda açikladi. Kisi basina gelirimiz 8 bin dolarlara düstü. 20 bin dolar nerede, 8 bin dolar nerede? Ihracatimiz 500 milyar dolar olacak dediler. 250 milyar dolar ve son olarak issizlige yüzde 5, dediler. Simdi diyorlar ki 2023 yilina, bunlar hep kendi rakamlari. ‘Issizlik yüzde 10 olacak’. Dolayisiyla bu tabloya baktigimiz zaman, bu tablonun bir basarili yönetimi, basarili idareyi yansitmadigi açik. Peki, Türkiye neden buraya geldi? Uzunca bir süredir iç içe 2 krizi birlikte yasiyoruz. 2007 yilinda Türkiye, gerçeklestirmesi gereken birtakim ekonomik reformlari ertelemeye basladi.
TÜRKIYE, DÜNYANIN EN KIRILGAN EKONOMILERI ARASINDA ILK 5’E GIRDI: 2013 yilinda Amerika Birlesik Devletleri Merkez Bankasi çikti dedi ki, ‘Ben artik eskisi gibi ucuz parayi dünyaya vermeyecegim’. Onu da okuyamadik, onu da atladik ama 2013’ten sonra Türk ekonomisi, hep dünyanin en kirilgan 5 ekonomisi arasinda anilmaya baslandi. Aslinda bunun nedeni neydi biliyor musunuz, 2008- 2009 krizi. 2009 Haziran’inda hükümet çikti dedi ki, ‘Ben sirketlerin hepsine dövizle borçlanma imkanini getiriyorum’. Simdi ondan önce ben hazine müstesariyken biz sadece ihracat geliri elde eden, döviz geliri elde eden sirketlere borçlanma, dövizle borçlanma imkâni getirmistik. Öbürleri yerli parayla borçlansin, dedik. Siz bütün dövizle borçlanma imkanini getirdiniz. Sonunda ne oldu? Bir de disaridan para zaten yeniden Türkiye’ye akmaya basladi. Bir anda Türk lirasi degerlendi. Sirketler, herkes dövizle borçlanmaya basladi. Türkiye sirketleri dövizde en hizli borçlanan ülkeler arasinda ilk 5’e girdi. Dolayisiyla dünyanin da en kirilgan ekonomileri arasinda ilk 5’e girdi.
ÜLKE YÖNETILMIYOR, SAVRULUYOR: 2018 yilinda Türkiye, dünyanin hiçbir yerinde görülmeyen, bilinmeyen, adina da Cumhurbaskanligi hükümet sistemi denen bir ucube rejime geçti. Her sey tek kisinin iki dudaginin arasina girdi. Devletin diger organlari, tek kisinin yönetimine girdi ve burada bu dönüsüm saglanirken de Türkiye’nin en köklü kuruluslari kapatildi. Mesela benim her zaman mensubu olmamla iftihar ettigim, bir kariyer kurulusu olan, devlette Turgut Özallari, Süleyman Demirelleri, Ekrem Pakdemirlileri, Hasan Celal Güzel’i yetistirmis olan Devlet Planlama Teskilati kapandi. Benim de yetistigim Devlet Planlama Teskilati kapandi. Yukarida bir baskanlik kurdular ama planlamanin disinda her isi yapan bir kurum hâline geldi. Bir baskanlik hâline geldi. Her sey bir kisinin iki dudagi arasina geçti. Söyle diyorlardi, ‘Biz bu sistemi kurdugumuzda isler hizlanacak’. Bugün benim bir görevim de is dünyasiyla iliskiler. Is dünyasiyla ben konustugum zaman sunu görüyorum. Hiçbir is yürümüyor. Çünkü her sey bir tane adamin imzasina kalmis vaziyette. Onun da her seye birden yetisebilmesi mümkün degil. Istisare yok. Kararlar tek basina aliniyor. Sürekli hata üstüne hata yapiliyor. Çikan cumhurbaskani kararnamelerinin yarisi neredeyse düzeltme kararnamesi. Bir öncekini düzeltiyor. Dolayisiyla ülke yönetilmiyor, ülke savruluyor.
‘FAIZ SEBEP ENFLASYON SONUÇ’ DIYE BIR TEORI YOK: 2021 yilinin agustos ayinda AK Parti Genel Baskani, çikti dedi ki, ‘Faiz sebep enflasyon sonuçtur’. Simdi tabii dünyada böyle bir sey yok. Böyle bir teori yok. Merkez Bankasi’nin politika faizini indirtti. O gün mevcut olan faiz, aldi basini gitti. O gün 7- 8 lira olan kur, 15- 16 liraya çikti. Paramiz pul oldu. Yerli ve milli paramiz pul oldu. E tabii bunu enflasyondaki artis izledi. Bugün TÜIK’in makyajli rakamlariyla enflasyon 73,5. 73,5’i ilan edebilmek için de TÜIK’in bütün bölge müdürlerini yeniden atadilar. TÜIK’in fiyatlarla ilgili daire baskanini görevden aldilar. Piyasalar yüzde 5 enflasyon beklerken piyasa oyunculari ki onlara hesap kitap yapiyorlar. Bakiyorlar çesitli fiyatlara. Onlar da digeri gibi yapiyor. Enflasyon yüzde 3’ün altinda geldi.
ENFLASYON, HABER VERMEDEN MILLETIN CEBINDEN PARASINI ALMAKTIR: Siz gençlerin bugüne kadar görmedigi bir enflasyon. Hissedilen enflasyon belki çok daha yüksek. Bagimsiz enflasyon hesaplama kuruluslari var. Mesela ENAG gibi. Onlarin hesapladiklari enflasyon yüzde 160. Yüzde 73,5 dediginiz yerde yüzde 160 enflasyon. Enflasyon çok kötü bir seydir. Enflasyon, haber vermeden milletin cebinden parasini almaktir. Çaktirmadan parasini almaya çalismaktir. Iste burada is insanlari var. Enflasyon, is insaninin kafasini karistirmaktir. Vatandasin kafasini karistirmaktir. Hesabini kitabini yanilttirmaktir. Maalesef mevcut hükümet, enflasyonla mücadele etmek yerine enflasyon rakamlariyla, mevcut enflasyon rakamlarini milletin gözünden kaçirmakla ugrasiyor. Iste enflasyon patlamis, millet hayat pahaliligi altinda eziliyor, issizlik patlamis, gençler issiz. Tablo böyleyken Türkiye bugün neleri konusuyor…
BU ÜLKE, GENÇLERINI NEDEN BU HÂLE DÜSÜRÜR KI: Hâlâ daha Dolmabahçe’de olan biten anlatiliyor. Dolmabahçe’nin müezzini, ‘Allah’tan korkarim. Böyle bir sey olmadi. Oldu dersem yalan söylemis olurum’ dedi. Adama yapilmayan eziyet kalmadi. Simdi daha hâlâ bir Dolmabahçe meselesi konusuluyor ve arkadaslar, hakikaten bunlari söylerken ben üzülüyorum. Maalesef milletine hakaret eden bir cumhurbaskani var. Simdi bugün de o hakarete milleti ortak etmeye kalkmis. Bunlar son derece yanlis islerdir. Bunlarin bizlere hiçbir faydasi yoktur. Gerçekleri de milletin gözünden kaçiramaz. Her gün biraz daha yoksullasiyoruz. Her gün biraz daha sizler gibi gençlerin ileriye dönük umutlari karariyor. Ev alma imkâniniz uzaklasiyor. Araba alma imkâniniz uzaklasiyor sizden. Ev kiralama imkâniniz bile uzaklasiyor sizden. Bir ülke, gençlerini neden bu hâle düsürür ki? Sizler, hepiniz bizim umutlarimizsiniz.
SÖYLEDIKLERI EKONOMIK MODEL IFLAS ETMIS VAZIYETTE: Bizim öyle petrolümüz yok. Madenimiz yok o kadar. Mücevherimiz, altinimiz da yok ama bizim hepsinden daha degerli, bütün dünyanin arayip bulamadigi bir seyimiz var. Gözleri piril piril parlayan, dinamik, çalismak isteyen, bu ülkeye faydali olmak, milletine faydali olmak isteyen gençlerimiz var. Biz bunlara is veremiyoruz ve çok açik Türkiye, dünyada demografik firsat penceresinde olan, yani bakan nüfusun bakilan nüfustan daha hizli arttigi nadir ekonomiler arasinda. Biz bu gençleri üretime seferber edebilsek, biz bu gençleri memnun edebilsek bugün Türkiye’nin büyüme hizinin çok daha yüksek rakamlara ulasmasi mümkün. Muazzam bir istikrarsizlik var. Insanlar önünü göremiyor. Niye? Dünyadan geliyor. Böyle bir sey yok. Dünyadan gelen seyi de Türkiye’de olanla kiyasladiginiz zaman Türkiye’de olanin sadece 3’te biri dünyadan geliyor. Biz bir model yaptik, dediler. Ihracat artacak, cari açik kapanacak, döviz rezervlerimiz artacak, Türk lirasi yeniden degerlenmeye baslayacak, enflasyon düsecek. Ne oluyor simdi? Cari açik, aldi basini gidiyor. Tüm zamanlarin rekorlarini kiriyor. Dolayisiyla söyledikleri ekonomik model de iflas etmis vaziyette ama daha vahim bir sey oluyor arkadaslar. Türkiye, tefecilerin eline kaldi. Devletin hazinesinin mevcut borç üzerinden ödeyecegi faiz, 2 trilyon Türk lirasi.
FINANS KESIMI DURUMUNU DÜZELTTIKÇE MILLETIN DURUMU KÖTÜLESMIS: Faiz, anaparayi asmis gitmis. Neden? Çünkü yabancilarin ilk günah dedigi, kendi paran yerine baskasinin parasiyla borçlanmissin. Yetmemis enflasyona endeksli borçlanmissin. Simdi onun ceremesini çekiyorsun. Faiz, faiz, faiz. Bu milletin sirtina yükledikçe faizi, vurdukça faizi vuruyorlar. Simdi milli gelir açikladilar. Milli gelir dediler ki, su kadar büyüdü. Yüzde 7 büyüdü. E peki milli gelir yüzde 7 büyüde de kim bunun içinde esas büyüdü diye baktiginiz zaman, faiz dedim ya biraz önce, bu bankalarin geliri, yüzde 26 artmis. Büyüme yüzde 7, bankalar yüzde 26. Peki, iki yil önce milli gelirden emekçiler, çalisanlar, emegiyle çalisanlar yüzde 39 pay aliyormus. Simdi bu pay 31,5’e düsmüs. Yani finans kesimi durumunu düzelttikçe düzeltmis; milletin durumu da giderek kötülestikçe kötülesmis. Iste faizin kötülügü burada. Faiz, milleti fakirlestiriyor ama yanlis politikalarla faizin artmasina neden olursaniz o zaman bu fakirlestirmeye siz de ortak oluyorsunuz. Sonra çikiyorsunuz diyorsunuz ki, bu memlekette aç kalan yok. Bu kadar mi milletten kopulur? Üniversitede ögrencilerimiz arasinda bu kredilerle karnini doyuramayan, yani karnini yeteri gibi doyuramayan gencimiz çok. Çocuklarin dogru düzgün beslenememesi nedeniyle boylari kisa kaliyor Türkiye’de. Yani beslenme konusunda problem yasiyorsaniz bunun etkileri çok kötü oluyor. Bir nesil gidiyor, bir nesli yitiriyorsunuz. Çünkü sagliksiz nesiller yetisiyor. Maalesef yoksulluk, babadan çocuga geçen bir miras hâline geliyor. Bu sekilde yasamamiz mümkün degil.”
“MERKEZ BANKASI’NIN MERKEZINI DERHAL YENIDEN ANKARA’YA TASIYACAGIZ”
Öztrak, konusmasinin ardindan katilimcilarin sorularini yanitladi. CHP’nin ekonomiye iliskin projeleri ve somut önerileri sorulan Öztrak, söyle cevap verdi:
“Her seyden önce Merkez Bankasi’na müdahale etmeyecegiz. Ne demek istiyorsun, diye soracaksiniz. Yani ülkede Merkez Bankasi’nin hükümetler üzerinde bir vesayeti mi olacak? Hayir. Söylemeye çalistigim sey, hükümet ve Merkez Bankasi nasil bir enflasyon, ne kadarlik bir enflasyon hedefine ulasmak istediklerini birlikte seçecekler. Bu hedefi belirledikten sonra da Merkez Bankasi, elindeki araçlari, enflasyonu bu hedefe dogru götürmek için serbestçe kullanacak. Bizim Merkez Bankasi’nin bagimsizligindan anladigimiz bu. Simdi bu çerçevede biz diyoruz ki, is basina gelir gelmez, Merkez Bankasi’nin basina su partiden, bu partiden, o partiden demeden dünya çapinda liyakatli bir ismi atayacagiz. Çünkü aslinda her seyin basinda güven geliyor. O isme baktiklari zaman, ‘Tamam bu adam hükümete esir olmaz. Hükümetin dediklerini yapmaz’ diyecekler. ‘Elindeki araçlari enflasyon hedefine ulasabilmek için’ kullanir diyecekler. Merkez Bankasi’nin merkezini derhal yeniden Ankara’ya tasiyacagiz. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasi ekonomi politikalari Ankara’da olusturuluyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasi ekonomi politikalarinin aktörlerinin Istanbul’da ne isi var?”