Tarih: 17.06.2022 19:10

ULUSLARARASI AF ÖRGÜTÜ, GEZİ TUTUKLULARINI 'DÜŞÜNCE MAHKUMU' İLAN ETTİ

Facebook Twitter Linked-in

Uluslararasi Af Örgütü, Gezi Parki davasi kapsaminda tutuklananlari ‘düsünce mahkumu’ ilan etti. Uluslararasi Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard, “7 kisinin maruz kaldigi adaletsizlik, Türkiye’de insan haklarina yönelik asiri sert baskilar kapsaminda çok sayida kisinin yasadigi adaletsizligin bir örnegidir” dedi. Uluslararasi Af Örgütü Türkiye Yönetim Kurulu Baskani Kerem Dikmen de Gezi tutuklularini dün cezaevinde ziyaret ettigini ve düsünce mahkumu ilan edildiklerini kendilerine ilettigini söyledi.

Uluslararasi Af Örgütü, Gezi Parki davasi kapsaminda tutuklanan is insani ve insan haklari savunucusu Osman Kavala, avukat Can Atalay, film yapimcisi Çigdem Mater, yüksek egitim direktörü Hakan Altinay, belgesel yönetmeni Mine Özerden, mimar Mücella Yapici ve sehir plancisi Tayfun Kahraman için bugün Istanbul’da basin toplantisi düzenledi. Toplantiya Uluslararasi Af Örgütü'nün Türkiye Kampanya ve Iletisim Direktörü Tarik Beyhan, Vekil Direktörü Ruhat Sena Aksener ve Yönetim Kurulu Baskani Kerem Dikmen ile tutuklu yakinlari da katildi. Toplantida, Uluslararasi Af Örgütü’nün, Gezi tutuklularini ‘düsünce mahkumu’ ilan ettigi açiklandi.

CALLAMARD: BU ADALETSIZLIK, TÜRKIYE’DE SERT BASKILARIN BIR ÖRNEGIDIR

Uluslararasi Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard da toplantiya video mesaj gönderdi. Callamard, mesajinda, “Bu 7 kisinin düsünce mahkumu ilan edilmesi, keyfi tutukluluk ve siyasi güdümlü yargilamalarla baslayip sov niteliginde bir dava ve mahkumiyet kararlariyla biten adaletsizlik güncesinin teshis edilmesidir. 7 kisinin maruz kaldigi adaletsizlik, Türkiye’de insan haklarina yönelik asiri sert baskilar kapsaminda çok sayida kisinin yasadigi adaletsizligin bir örnegidir. Eksiksiz destegimi ve tüm iyi dileklerimi, Uluslararasi Af Örgütü’nün tüm üyeleri adina Gezi tutuklularina, yakinlarina, arkadaslarina, meslektaslarina, Türkiye’deki insan haklari toplulugunu olusturan hepinize iletiyorum” dedi.

RUHAT SUNA AKSENER: ANA TALEBIMIZ TUTUKLULARIN DERHAL SERBEST BIRAKILMASI OLACAK

Ruhat Suna Aksener de konusmasinda, Uluslararasi Af Örgütü için ‘düsünce mahkumu’ kararinin oldukça detaya ve bir arastirmaya dayanan bir süreç oldugunu söyledi. Aksener, söyle konustu:

“Bu karar verildikten sonra dünyanin en büyük insan haklari örgütü olarak, 10 milyon destekçimizle aslinda Gezi tutuklularinin serbest birakilmasi için bir kampanya da sürdürecegiz. Bu noktada sunu da vurgulamam gerekiyor. Türkiye’deki sivil toplumun, insan haklari aktivistlerinin, insan haklari savunucularinin, ifade özgürlügünün mevcut durumunun geldigi noktada elbette Gezi davasi bizler için son derece önemli ve jenerik de bir dava. Oldukça genis kapsamli biçimde insan haklari savunucularinin ya da toplumun üzerine yöneltilen, ifade özgürlügü açisindan yöneltilen baskilarin bir göstergesi, bizler için Gezi davasindaki tutuklamalar. Dolayisiyla son derece önemli bir süreçte de bu açiklamayi yapiyor oldugumuzun farkindayiz. Davada oldukça temelsiz suçlamalarla bu kisilerin tutuklandigini görüyoruz. Hemen hemen hiçbir konuda iddianamede ortaya konan somut bir delil olmadan, temelsiz biçimde yapilan suçlamalarla Gezi tutuklulari su anda cezaevindeler, yaklasik bir aydan biraz fazla bir süredir. Dolayisiyla aslinda ana talebimiz, bu süreçten sonra da Gezi tutuklularinin derhal serbest birakilmasi olacak.”

Gezi tutuklularini dün Silivri Kapali Ceza Infaz Kurumu’nda ve Bakirköy Kadin Kapali Cezaevi’nde ziyaret eden Kerem Dikmen, Uluslararasi Af Örgütü’nün kendilerini düsünce mahkumu ilan etmesine iliskin tutuklularin yorumlarini aktardi.

CAN ATALAY: HIÇBIR DELIL OLMAYAN BIR DAVA

Dikmen'in aktardigina göre Can Atalay, bu davayi Dreyfus davasina benzetti. Davaya iliskin hiçbir delil olmadigini vurgulayan Atalay, Uluslararasi Af Örgütü’nün geçmiste yazar Aziz Nesin ve eski Türkiye Isçi Partisi Genel Baskani Behice Boran için kullanilmis bir kavramin kendisini özne kilan bir kampanyada kullanilmasindan mutluluk duydugunu söyledi. 

ÇIGDEM MATER: HUKUKSUZLUKLARIN SONA ERDIGINI GÖRMEYI ÜMIT EDIYORUM

Dikmen, Çigdem Mater’in, geçmiste Uluslararasi Af Örgütü’nün yaptigi kampanyalara bir aktivist, bir destekçi olarak destek verdigini animsatti. Dikmen'in verdigi bilgiye göre Mater, bugün kendisinin bir kampanyanin öznesi olarak duyurulmasinin saskinligini aktardi. Mater, bunun fantastik bir durum oldugunu dile getirdi, örgüte tesekkür ederek, hukuksuzluklarin sona erdigini görmeyi ümit ettigini belirtti.

HAKAN ALTINAY: DÜSÜNCE MAHKUMU IÇIN BIRAZ UTANDIM, BIRAZ DA SÜKRAN DUYDUM

Hakan Altinay’in, yalnizca Uluslararasi Af Örgütü’ne degil, bütün kamuoyuna ve bu davayi kamuoyunda gündemde tutan bütün öznelere tesekkür ettigini belirten Dikmen, düsünce mahkumuna iliskin de Altinay’in, biraz utandigini ve biraz da sükran duydugunu söyledigini iletti. Dikmen'in aktardigina göre Altinay, “Bu kadar izansiz, vicdansiz, adaletsiz isler yapilabiliyorsa buna itiraz edebilen bir dünya kamuoyu, Türkiye kamuoyu oldugunu dosta düsmana gösterebilmek çok önemli. Bu kavgalari kazanamayacaksak bile ben bunu yapmaya devam edecegim. Ugrasmasam belki daha kötü olurdu dünya bizler için” dedi.

OSMAN KAVALA: DÜSÜNCE MAHKUMU TANIMI ÇOK YERINDE

Kerem Dikmen, Osman Kavala’nin, daha eskiye dayanan bir tutukluluk sürecinin içerisinde oldugunu hatirlattigini söyledi. Dikmen, Kavala’nin, düsünce mahkumu tespitinin de dogru oldugunu belirttigini aktardi. Dikmen'in söyledigine göre Kavala, “Benim, bizim cezaevinde olmamizin nedeni herhangi bir suç eylemi degil. Tam tersine Anayasa’da var olan bir hakkimizi kullanmak. O anlamda düsünce mahkumu tanimi çok yerinde' dedi. Dikmen, Osman Kavala'nin ayrica yapilacak genel seçimlerin önemli bir köse tasi olacagini belirttigini de aktardi.

MINE ÖZERDEN: DAYANISMA ÇOK ÖNEMLI

Uluslararasi Af Örgütü'nün Türkiye Yönetim Kurulu Baskani Dikmen, Mine Özerden'in babasinin, o cezaevindeyken hayatini kaybettigini animsatti. Dikmen, Özerden’in, “Burada hapsedildim ama düsünmeye devam ediyorum, düsünerek var olmaya devam ediyorum” dedigini aktardi. Dikmen'in anlatimina göre Özerden, babasinin cenazesine kötü kosullar içinde götürüldügünü ve baski altinda hissettigini, ama camide o kadar insanla karsilasinca kendisine kötü hissettiren jandarmalarin tavrinin da o kitleyle birlikte nasil farklilastigini da gördügünü dile getirdi. Özerden, “O yüzden bizler için çikartilan sesin, bu küresel dayanismanin ya da Türkiye ölçeginde bu kamuoyu dayanismasinin ne kadar önemli oldugunu orada çok net bir sekilde fark ettim” dedi.

MÜCELLA YAPICI: ASLA SIDDETE BASVURMADIM

Dikmen, Mücella Yapici’nin, “Savunduklarimiz, refleks olarak gösterdigimiz temel bir insan hakki savunmasiydi. Bunu mimar olarak da savundum, birey olarak da savundum ve bunu yaparken asla siddete de basvurmadim” dedigini aktardi.

TAYFUN KAHRAMAN: DÜSÜNCE MAHKUMU, ONUR KIRICI BIR SIFAT

Kerem Dikmen, Tayfun Kahraman’in, düsünce mahkumu ilan edilmesine karsi sasirdigini söyledi. Dikmen'in verdigi bilgiye göre, bunun büyük bir onur oldugunu da söyleyen Kahraman, dünyada kimsenin düsünce suçlusu ilan edilmemesi gerektigini, bu sifatin dahi onur kirici oldugunu vurguladi.

CANSU YAPICI: MORALLERI YERINDE

Toplantida konusan Mücella Yapici’nin kizi Cansu Yapici, annesinin ve diger tutuklularin delilsiz ve herhangi bir yargilama süreci olmadan su anda cezaevinde olduklarini söyledi. Cezaevi sartlarindan ve dava sürecinden de bahseden Yapici, söyle konustu:

“Haftada bir kapali görüsümüz var. Ayda bir açik görüsümüz var. Görüs konusunda bir problem yasamiyoruz ama bir yandan da bunu hepimiz ögrenmeye çalistik. Infaz memurlarinin bize herhangi bir zorluk çikarttigini söyleyemem. Mesela annemle ilk görüsmemizde, oradaki ceza infaz memurlarinin kosullariyla ilgili görüslerini iletmeye baslamisti ve aslinda cezaevi kosullari nasil iyilestirilebilir konusunda su anda kafa yoruyorlar diyebilirim. Avukat görüsleri konusunda da herhangi bir problemimiz yok. Bir yandan da bu süreçte gerçekten hiç yalniz birakilmadilar. Milletvekilleri, avukatlari olsun, çok yogun bir dayanismayla sarildilar. Bu konuda da çok aslinda mutlular. Annem, Mine, Çigdem, onlari görebildigimiz için, uzaktan da olsa, kapali görüslerde ya da açik görüslerde bir el sallayabildigimiz için mutluyuz. Moralleri yerinde, sagliklarina çok iyi bakiyorlar.”

Cansu Yapici, annesinin tedavi için hastaneye de kelepçeyle götürüldügünü söyledi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —